Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin 8. Olağan Büyük Kongresi'nde açıklamalarda bulunuyor. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Salona girmeden önce dışarıda 60 bin kişi ile ayrıca selamlaştık. Sizler bu hareket için yüreğinizi ortaya koydunuz. İlk günden beri bu partiye bu kardeşinize sahip çıktınız. Rabbim hepinizden tek tek razı olsun.
Kuruluşundan bugüne teşkilatımızın her kademesinde mesai harcayan, alın teri döken tüm kardeşlerime bu vesileyle bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Bizim içinde yaşamaktan şeref duyacağımız tek devlet Türkiye'mizdir. Okuyacağımız tek marş İstiklal marşıdır. Gölgesinden güven bulacağımız tek bayrak ay yıldızlı bayrağımızdır. Altında huzurla yatacağımız tek yer kutsal vatan topraklarımızdır.
"Dün rahattık, bugün sıkıntı çekeriz, yarın yeniden rahata kavuşuruz"
Dün rahattık, bugün sıkıntı çekeriz, yarın yeniden rahata kavuşuruz. Önemli olan istikameti kaybetmemek. Yönümüz hep gelecek. Bu duaya amin demek yerine sırf kendi ihtirasları için Türkiye düşmanlarının senaryolarında figüranlık yapmayı tercih edenler de var. Kibrin esiri olanları aziz milletimin ferasetine havale ediyoruz.
"AK Parti yenilemeyi ve geliştirmeyi başaran bir partidir"
AK Parti kurulduktan bu yana kendini yenilemeyi, geliştirmeyi başaran bir partidir. Kongre sürecimizde il başkanlarımızın 4'te üçünün değiştiğini görüyoruz ilçe başkanlarımızın 3'te ikisinin değiştiğini görüyoruz. Partimizin tüm kademelerinde hem bayrağı devreden hem de bayrağı devralan arkadaşlarımız her zaman daha verimli ve gayretli çalışmalar bekliyoruz.
"İsimler fanidir, baki olan tek şey davadır"
En büyük görev, ana kademe kadrolarına düşüyor. Partimizin tüm hanelere girebilmesini sağlayan kadın kollarımızdan daha fazla gayret göstermelerini istiyorum. Türkiye’yi önce 2053 sonra 2071 vizyonlarıyla buluşturacak olan gençlerimizden talebim, gençliğin tüm dinamizmini partimize taşımalarıdır. Burada isimler fanidir, baki olan tek şey davadır. Kadrolarımız değişken ama ilkeler sabittir.
"Bu eşsiz başarıya öyle kadeh tokuşturarak, kaynağı belirsiz balya balya paralarla kuleler yaparak ulaşmadık"
Dünyanın en büyük partileri sıralamasında ilk 5'te yer alan bir siyasi kuruluşuz. Dünya siyaset literatürüne geçen muazzam bir başarıya imza attık. Bu eşsiz başarıya öyle kadeh tokuşturarak, kaynağı belirsiz balya balya paralarla kuleler yaparak ulaşmadık. Bu tarihi başarıyı aziz milletimizin umutlarını, beklentilerini, hayallerini siyasete taşıyarak yakaladık.
"Nereden geldiğimizi asla unutmayacağız"
Gençler bakın; biz sadece seçimleri kazanarak değil asıl gönülleri kazanarak 22 yıldır iktidardayız. Hanelerden önce gönüllere girdiğimiz için 22 yıldır Türkiye’nin kaptan köşkündeyiz. Bir gönül kazandıysak, bu milletin gönül sarayında kendimize yer bulabildiysek bu bize şeref olarak yeter diyoruz. Bu gerçeği hiçbir zaman unutmayacağız. Sözüne, ahdine sadık bir kadro olarak nereden geldiğimizi asla unutmayacağız.
"14 Ağustos 2001’den beri bekliyorlar, daha çok bekleyecekler
Milletin heyecanını, umutlarını çoğaltmak için siyaset yaptık. Kibirli siyaseti hiçbir zaman kapımıza yaklaştırmadık. Eksikliklerimizi, hatalarımızı örtmek yerine bunları giderecek güçlü bir iradeyle milletimizin karşısına çıktık. Bugün de iç muhasebemizi cesaretle yapıyoruz. Şurayı önemle vurgulamak istiyorum; AK Parti’ye düşmanlık edenler başka örneklere bakıp hep bu hareketin dağılmasını, tökezlemesini beklediler. Bütün umutlarını AK Parti’nin zayıflamasına bağlayanlar 14 Ağustos 2001’den beri bekliyorlar. Daha çok bekleyecekler.
"Sömürü düzenine biz son verdik"
Demokrasimizin tepesinde onyıllar boyunca hep karabulutlar dolaştı. TBMM’nin iradesi belli dönemlerde gasbedildi. Milletin egemenliği ilkesi sadece lafta kaldı. Seçimle gelen hükümetler kimi zaman darbeyle, kimi zaman baskıyla, kimi zaman gazete manşetleriyle görevden uzaklaştırıldı. Hep bunu yaşadık. Ülkenin seçilmiş başbakanının, bakanlarının idam edildiği günleri gördük. Fidan gibi delikanlıların son nefeslerini idam sehpalarında verdiğini gördük. Siyasi istikrarsızlığın beslediği ekonomik krizlerle milletimiz fakirleştirildi. Böylece Türkiye küresel rekabetin dışında tutuldu. Hep 10 yılda bir işletilen darbe mekaniği ile milli irade çalınırken, ülkemiz altın değerinde yıllarını kaybetti. ‘Yeter, söz de karar da milletindir’ diyerek bu sömürü düzenine biz son verdik."
"Devletin stratejik kurumları, pazar tezgahındaki bir ürün gibi alınıp satıldı"
Ülkemizde muhalefet maalesef sürekli demokrasi krizi çıkartarak, sandıkta alamadığı yetkiyi iç ve dış güçlerden devşirme hevesinden hiç vazgeçmemiştir. Muhalefetin seçim kazanmak için terör örgütleriyle, anti demokratik güç merkezleriyle işbirliği yapacak kadar gözünü karartması, ülkemizi toksik demokrasi sorunuyla karşı karşıya getirmiştir. Bu sorunla son iki seçimle ciddi şekilde muhatap olduk. Devletin stratejik kurumları, bakanlıkları, belediye başkanlıkları pazar tezgahındaki bir ürün gibi alınıp satıldı."
Daha iki sene öncesinde ülkeyi beraber yönetmeye talip olanların, gırtlak gırtlağa kavgaya tutuştuğunu gördük. Bu toktik demokrasinin panzehiri AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, toksik demokrasinin önündeki en büyük engeldir. Türkiye Yüzyılını inşa ederken muhalefeti dönüştürme görevini yerine getirmekten kaçınmayacağız. Bunu da hep olduğu gibi siyasetin er meydanında yapacağız.
"Terörsüz Türkiye hedefimizi gerçekleştireceğiz"
Terörsüz Türkiye ideali, her kesimden vatandaşımızın yürekten desteklediği, geniş tabanlı bir milli mutabakatın ifadesidir. Hiçbir demokratik ülke terörün silahına da, siyasi örgütlenmesine de, uzantılarına da tölerans gösteremez. Terörle demokrasi aynı anda bir arada bulunamaz. Bunun için ya terör, ya demokrasi diyoruz. Türk’e de, Kürt’e de, Sünni’ye de, Alevi’ye de hiçbir faydası olmayan dış kaynaklı fitne ürünü bir literatür yığınıyla boğuşmaya vaktimiz yok. Yeni bir dünya kurulurken, terör belası başta olmak üzere Türkiye’nin safralarından kurtulması gerekiyor. Terörün, silahın karanlık gölgesinin ülkemizin üzerinden tamamen çekileceği günler inşallah yakındır. Terörsüz Türkiye hedefimizi gerçekleştireceğiz."
"FETÖ çöküş ve dağılma dönemine girdi"
Pensilvanya’daki hainbaşının ölümü sonrasında bu örgüt yurt dışında da çöküş ve dağılma dönemine girmiştir. FETÖ tehdidi bertaraf edilene kadar, bu hain yapıyla mücadelemiz sürecek. FETÖ ve 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünü AK Parti’yi yıpratma aracı haline dönüştürmek isteyenler, tarih önünde hesap vereceklerdir.
"Cumhur İttifakı sapa sağlam olduğu sürece Türkiye güvendedir"
MHP’ye ve onun kıymetli Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyorum. MHP ve Sayın Bahçeli, Cumhur İttifakı çatısı altında ülkemizin kronik tüm sorunlarının çözümünde kolaylaştırıcı, destekleyici ve yapıcı tavırlarıyla Türk siyasi tarihine isimlerini şimdiden yazdırmışlardır. Cumhur İttifakı sapa sağlam olduğu sürece Türkiye güvendedir."
"Nice reformu 22 yıl boyunca sabırla hayata geçirdik"
Alevi vatandaşlarımızın taleplerinin çok önemli bölümünü karşıladık. Diller, lehçeler, tabelalar üzerindeki yasakları kaldırdık. Üniversite kapılarında gözyaşı döken kızlarımızın dramına biz son verdik. Kadınların devlet kurumlarında baş örtüleriyle çalışabilmesine imkan sağladık. 84 yıllık hasretin ardından Fatih’in emaneti olan Ayasofya’yı açarak dualarla buluşturduk. Hiç kimsenin diline, dinine, mezhebine, etnik kökenine bakmadık. Nice reformu 22 yıl boyunca sabırla hayata geçirdik.
"Siyasete ayar vermeye çalışıyorlar"
Son tartışmalara gösteriyor ki; bazı hastalıklar halen devam ediyor. İmtiyazlarını kaybetmek istemeyen eski vesayetçi söylemlerle siyasete ve hükümete ayar vermeye çalışıyor. Batılı güçlerle kurdukları ilişkilere güvenenler, Türkiye’nin değiştiğini, eski Türkiye’nin artık olmadığını kabullenemiyorlar. AK Parti döneminde sermayelerine sermaye katan iş dünyasının içindeki bir grup, kirli muhalefet anlayışını yeniden devreye alma çabasında. Geçmişte manşetler ve ellerindeki finans üzerinden siyasetçileri tehdit eden bu ekibin tek derdi, kayıplarını devlet hazinesinden yeniden tazmin etmektir. Aslında biz bunlara ülkemizi büyüterek, küresel düzeyde eşit şartlarda rekabet etme şansı verdik. Ama zihinler temizlenmeden, sadece zincirlerden kurtulmak, insanları ve kurumları özgür kılmaya yetmiyor.
"Kayıt dışı siyaset yapma dönemi artık kapanmıştır"
Milletimize istihdam sağladığınız müddetçe hep yanınızda olduk, olmayı da sürdürürüz. Ancak; eski kötü alışkanlıklarınızda ısrar ederseniz biz de size buna göre muamele ederiz. Siyaset yapmak istiyorsanız; işte er meydanı. Kayıt dışı siyaset yapma dönemi artık kapanmıştır. Bu sözlerim sadece siyaset heveslisi sermaye temsilcilerine değil, aynı zamanda gönüllü taşeronluğa soyunan muhalefet partilerinedir."