Gazetem İzmir TV ekranlarında yayınlanan Salih Erkek ile Erkekçe programının bu haftaki konuğu Bornova Belediyesi Bağımsız Meclis üyesi Hamza Yavuz oldu. Programda birbirinden çarpıcı açıklamar yapan Yavuz “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın çizgisinde, Ak Parti ilkelerine bağlı olarak, hala yüreği birlikte çarpan bir insanım” sözleriyle bağımsız olarak görev yapmasına rağmen partisinin çizgisinden ayrılmadığını vurguladı.
"Erkekçe" programının tekrarı için tıklayınız
Salih ERKEK: Bornova Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Sayın Hamza Yavuz. Beni kırmayarak konuğum oldunuz. Sayın meclis üyem hoş geldiniz. Sefalar getirdiniz.
Hamza YAVUZ: Hoş bulduk efendim. Şeref duyduk. İyi programlar diliyorum. Bizi izleyen seyircilerimize de saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Öncelikle sözlerime başlamadan önce, bugün sene devriyesi olan İzmir Adliye Sarayı önündeki şehitlerimizi Fethi Sekin ve Musa Can'ı, rahmetle, saygıyla ve minnetle andığımı belirtmek isterim.
Salih ERKEK: Amin, bende adliye şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Sevgili Hamza Yavuz, öncelikle kendinizi tanıtır mısınız? Nereden geldiniz, nereye gidiyorsunuz? Ne işle meşgulsünüz? Konumlarınız nelerdir?
Hamza YAVUZ: Ben Hamza Yavuz. Bornova Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi olarak görevime devam ediyorum. Çamdibi'nde 1966 yılında doğdum. 3 çocuk sahibim, toplumla iç içe olan biriyim. Babam Birlik Mahallesinde 30 yıl muhtarlık yapmış bir insan. Halkla barışık olma özelliğim babamdan geliyor. Ve halkın bu kadar içerisinde olmamızdan kaynaklı bir çok sivil toplum kuruluşlarında da görev aldım. Orta okul ve lise tahsilimi İzmir'de yaptım. Yüksek okulumu da İzmir'de yaptıktan sonra, 15 yıl yurt dışında yaşadım. Yurt dışında da sosyal aktivitelere devam ettim. Orada ki sivil toplum kuruluşlarıyla, Almanya'da ki işçilerimizin sorunlarıyla ilgilendik. Yabancı meclislerinde görevlerim oldu ayrıca iki yıl yerel yönetimler STK ile ilgili eğitim aldım.
Salih ERKEK: Baya eğitimlisiniz sanırım?
Hamza YAVUZ: Elimizden geldiği kadarıyla. Ama halkın içinde olmak bizim için en büyük eğitimdir. Daha sonra borcumuzu ödemek için, ülke sevdalısı olarak ülkemize geri döndüm şükür. Faaliyetlerimize devam ediyoruz. Sivil toplum hayatımda daha önce Altın Çam Derneği, Atındağ ve Çamdibi'nin kısa birleşimi olan, Altın Çam'ın bir ilçe olmasını hedefleyen bir projemiz vardı. O dernekte başkanlık yaptım. Balkan kökenli, Boşnak çocuğu olan biri olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün değerliyle barışık olan bir insanım. Şovenist değil, ülkemi seven biriyim. İzmir Boşnaklar Derneği'nde kurucu başkanlık görevinde bulundum. Uluslararası projeler yaptık. Bosna Hersek'de bir çok eğitim, savaş mağdurları, hanımlar üzerine, okullara, gençlere bir çok ulusla arası projeler yaptık ve hala da yapmaya devam ediyoruz. Bu sebeple Bosna Hersek'de ve dünyada tanınmış olan, Dünya Boşnaklar Kongresi, Türkiye Koordinatörlüğü görevi verildi bana. Onu da elimizden geldiği kadarı ile dünyadaki bütün Boşnaklarla iletişim halinde devam ediyoruz. Kısaca özgeçmişim bu şekilde. İzmir'i, Bornova'yı, yaşadığım ortamı çok seviyorum. İnsanlarımıza hizmet etmek bana onur veriyor. Altını çizerek söylemek istediğim bir şey var, rahmetli babam Muhtar İbrahim Yavuz bize dürüstlüğü aşıladı. Onun çizgisinden gitmek için elimden geleni yapıyorum. Umarım dürüstlük konusunda babamızın yanından geçiyoruzdur. Buradan kendisini rahmetle anıyorum.
Salik ERKEK: Allah rahmet eylesin. Sayın Hamza Yavuz, siz AK Parti'den Bornova Belediyesi Meclis Üyesi seçildiniz. Çalışmalarınızı yaptınız ve yapmaya devam ediyorsunuz. Özellikle bir konu çok dikkatimi çekiyor. AK Parti Bornova İlçe Başkanı sizi disipline vermiş. Neden sizi disipline verdi? Ve neden AK Parti'den ihraç edildiniz?
Hamza YAVUZ: Teşekkür ederim Salih bey. Kamuoyunun çok bilmek istediği ama aydınlanamadığı bir konu bu. Sürekli bu konunun üzeri kapatılmaya çalışıldı. Ben özellikle şunun altını çizerek belirtmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın çizgisinde, Ak Parti ilkelerine bağlı olarak, hala yüreği birlikte çarpan bir insanım. Ak Parti'nin tüzel kişiliği ve icraatlarıyla hiç bir sorunum yok. Özellikle herkesin bunu çok iyi bilmesini istiyorum. Halkın, partimiz sayesinde vermiş olduğu bu yetkiyi, en iyi şekilde kullanmamız gerekiyor ki daha fazla oy alalım. Yönetime ortak olalım hatta Bornova'da Belediye Başkanlığını alalım. Bizim hedefimizin bu olması gerektiğini düşünüyorum. Ben 30 Mart 2014 seçimlerinde, sekizinci sıradan AK Parti Meclis Üyesi olarak seçildim. Buradan hem partime hem de bizlere oy veren insanlara çok teşekkür ediyorum. Ancak oy veren halkımız ve partimiz de bize belli sorumluluklar verdi. Halkımız muhalefet görevi, partimiz de belediye başkanlığının olumlu ve olumsuz icraatlarını takip görevi verdi. Ben de bu görev esnasında işimi doğru yapmaya çalıştım. İlk yıl, ilk defa meclis üyesi olduğum için, her şeyi öğrenmeye çalıştım. Konular olsun, arkadaşlarımızın çalışma prensiplerini öğrenmeye çalıştım. Partimiz ile ilgili bazı toplantılarda fikirlerimizi söylemeye çalıştık. Salih bey yalnız daha sonra antipatik bir durum ortaya çıktı. Bizim bu kadar partiyle, halkla iç içe olup, sorunlarıyla ilgilenmemiz sanki istenmiyor gibi bir durum ortaya çıkmaya başladı. Mesela örnek olarak, muhalefet görevi yapan bir meclis üyesinin, muhalefet yapması engellenir mi? Bir meclis üyesinin yaptığı araştırmalarla alakalı olarak,önergelerle alakalı olarak, gurupta kararlar alınıyor. Biz de bunu gittik tecrübeli meclis üyelerine, eskiden meclis üyeliği yapan arkadaşlarımıza danıştık. Böyle bir şeyin olamayacağını söylediler. Bir meclis üyesi bir konu üzerinde araştırma yapıyor ise Bornova ile ilgili olumlu ya da olumsuz konuları dile getirmek istiyor ise mecliste, neden kendi grubu tarafından engellensin diyerek büyük soru işaretleri oluştu aklımda. Bunun için çok uğraştık. Bizi engelleyen bazı arkadaşlarımızla konuştuk, tartıştık ama çözüm yolu bulamadık. Adeta Bornova Belediyesi'nde Ak Parti'nin muhalefet etmesi engelleniyor fikri oluştu bende.
Salih ERKEK: Sanırım bütün olumsuzluklara karşı muhalefetsiniz. Muhalefet olumsuzlukları kamuoyuna yansıtmaktır. Ya da grup içerisinde bu yanlıştır, bu doğrudur denir. Ben 10 yıllık meclis üyeliği, meclis üyesi başkan vekilliği yapmış bir insanım. İlk defa böyle bir şey duyuyorum. Gurupta meclis üyesi susturulmaya mı çalışılır?
Hamza YAVUZ: Bunu tekrar net olarak söylüyorum. Benim partimle, tüzüğüyle, kurallarıyla, parti büyükleriyle hiç bir sorunum yok. Ama halkın ve partinin bana vermiş olduğu görevi yerine getirmek zorundayım. Bizim hedefimiz partimize Bornova Belediye Başkanlığı'nı kazandırmak olmalı. Bu amaç doğrultusunda muhalefetimizi yapmalıyız, belediye yönetiminin yanlışlarını kamuoyuna aktarlamıyız ki vatandaş olumsuzlukları görsün, gelecek seçimde oy verdiği tarafı tekrar tartsın. Ancak bizim bunu yapmamız engellendi.
Salih ERKEK: Sayın Recep Tayyip Erdoğan ''belediyelerdeki tüm olumsuzlukları gün yüzüne çıkarın, Türkiye Cumhuriyeti halkı görsün, bilsin'' diyor. Ama neden siz susturuluyorsunuz? Ve neden o söz hakkı size verilmiyor?
Hamza YAVUZ: Çok ilginç olaylar yaşandı. Bunların kamuoyu tarafından bilineni de var bilinmeyeni de. Aslında partimizin tabanı, AK Parti'nin Bornova Belediyesi'nde yapmış olduğu muhalefet anlayışını beğenmiyor. Meclis toplantısına gelen Ak Partili tabanımızdan insanların sayısı, bir elin parmakları kadar azaldı.
Salih ERKEK: Meclise gelmiyorlar.
Hamza YAVUZ: Evet. Ne mahalle başkanlarımız ne kadın kollarımız meclise gelmiyor. İlçe başkanımız da çoğu zaman gelmiyor. Biz nerede siyaset yapacağız?
Salih ERKEK: Grup başkanı ilçe başkanı değil mi?
Hamza YAVUZ: Hayır efendim. Grup başkan vekili bizim grubumuza geliyor.
Salih ERKEK: Meclis olarak soruyorum?
Hamza YAVUZ: Mecliste genellikle bizim gurup başkan vekilimiz, grubumuza önderlik ediyordu.
Salik ERKEK: Grubunuza hiç ilçe başkanınız katılmıyor mu?
Hamza YAVUZ: Arada sırada geliyordu. Ama her toplantıya gelmesi gerekiyor. Mesela Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı hem gruba, hem de meclise katılıp orada bulunuyor. Ben de ilçe başkanımın orada bulunup, sorunlara hakim olmasını isterim. Meclis çalışmalarını başkanın oluşturduğu bir gündem var. Bu gündem siyasi partilere gidiyor. Siyasi partiler önce bu gündemi alıp ilçe başkanıyla bir ön toplantı yapılması gerekiyor. Bu konuların komisyon raporlarının incelenmesi gerekiyor. Daha sonra bunlara karşı olumlu veya olumsuz görüşlerin, oyların kararlaştırılması gerekiyor. Biz sadece partimizin grubu olarak, bir saat önce toplantı yapıyoruz. Genellikle ilçe başkanı buna katılmıyor, grup başkan vekili arkadaşımız katılıyordu. Bornova'da çok önemli konular var ve bir saatlik toplantı buna yetmiyor. Halkın bize verdiği sorumluluğu, önergeler ve sorumluluklarla ilgili olan kararları, biz layığıyla inceleyemiyoruz. Ben bunu eleştirdim. Bu dosya bize geldiği zaman önce ilçemizde hatta gerekiyorsa Bornova İlçe Başkanlığını Yönetiminin de katıldığı bir toplantıda yapalım. Daha geniş bir katılımda yapalım ki belki onlarında fikirleri olur. Ama maalesef bu olay grup toplantılarında istenilen şekilde yapılmıyor. Ve bu gibi sorunları grubumuzda dile getirmeye başladığım zaman, yalnızlaştırılmaya başladım. Bunu söyleme, şunu konuşma, şöyle yapma gibi. Ben tabi ki Sayın Ak Parti Grup Başkan Vekilime saygı duyuyorum. En azından bir nezaket kuralı vardır. Ben onun yaşından büyük bir insanım, bir abiyim. Benim kimseyle şahsi bir sorunum yok. Ama benim atam, büyüklerim, Salih bey sizin gibi değerli kişiler, yani bu konulardaki tecrübeli kişilerin sözlerini elimden geldiğince çok iyi dinletmeye çalışırım. Fakat konular çok hızlı bir şekilde geçiştiriliyor, gerekli incelemeler yapılmıyor. Arkadaşların fikirleri çabuk alınmıyor. Akabinde meclis toplantısı yapılıyor. Böylece Ak Parti'nin fikirleri, sağlıklı bir şekilde meclise yansıtılamıyor. Benim en büyük eksikliğim buydu. Biz meclisimizde, tabanımızdan, mahalle başkanlarımızdan, kadın kollarından, yönetiminden en az 30-40 kişinin katıldığı bir ortam olsun ki bu ortamda fikirlerimizi söyleyelim ve bizim tabanımız diri bir taban olsun istiyoruz. Ve partisinin geleceğini düşünen biri olarak bunu istemem çok doğal. Katılımcı bir siyaset her zaman kazandırır. Bir elin nesi var iki elin sesi var derler. Ne kadar ortak akıl olursa o kadar fikir ve siyaset çıkar ortaya.
Salih ERKEK: Hamza bey bu söyleminizde yerden göğe kadar haklısınız. Az olalım biz olalım anlayışıyla bir yere varılamaz. Herkes fikrini özgürce beyan etmeli. Partili kişilerin fikirlerine saygı gösterilmeli, çoğulcu anlayışla ilerlenilmeli.
Hamza YAVUZ: Evet. Bu söylemiş olduğunuz konu Avrupa'da Mut Propaganda yani ağız propagandası olarak geçer. Propagandanın en etkili şekli, ağız propagandasıdır. Sizin söylediğiniz gibi oraya gelecek olan bizim teşkilatımızın çeşitli kademelerindeki arkadaşlarımız, konuşulan konuları kendi mahallelerinde, kendi toplantılarında sundukları zaman, evet gerçekten AK Parti Bornova için çalışıyor, bu grupta partililerin söz hakkı var imajı oluşacaktır.
Salih ERKEK: Bunların mücadelesi neticesinde mi sizi disipline verdiler?
Hamza YAVUZ: Ben iki defa disiplin kuruluna verildim. Birincisinde grup kararına uymamak sebebiyle verildim.
Salih ERKEK: Grup kararına uymamak derken, bahsettiğiniz nedir? Ama grup kararına uymak zorundasınız.
Hamza YAVUZ: Evet grup kararına uymak zorundayım. Ama vicdan da var.
Salih ERKEK: Olumsuzluklar var diyorsunuz. Tabi ki anlıyorum.
Hamza YAVUZ: Grup kararına uymadığım konuyu, buradan kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Bornova Belediyesinde çok ciddi olumsuzluklar var.
Salih ERKEK: Bu konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunacaksınız sanırım?
Hamza YAVUZ: Tabi ki. Bunları konuşmak için buradayız. Bombalı ilişkiler çıkacak ortaya. Bombardıman olacak ortalık. Bizim dostlarımız, vicdanen rahatsız olan insanlar, bunun hakka, hukuku uygun olmadığını söyleyen dostlarımız, bunun hukuk yoluyla çözüleceğini söylediler. Bizde bağımsız mahkemelerimize giderek, belgelerimizi sunduk. Dört defa itiraz ettiler ama ben sonuçta Bornova Belediyesi'nde Bağımsız Meclis Üyesi olarak devam etmekteyim. Halkın doğrularını söylemeye devam ediyoruz.
Salih ERKEK: Yani adalet yerini buldu. Hakimlerimiz sizi tekrar görevinizin başına iade etti. Kutluyorum sizi.
Hamza YAVUZ: Evet. Yani burada güçlü olan değil, doğru olan kazandı. Bornova halkına da hayırlı olsun diyorum.
Salih ERKEK: Kesinlikle katılıyor ve mücadelenizi kutluyorum. Peki biraz önce bahsettiğiniz ''Bomba İlişkiler'' konusundan bahseder misiniz. Nedir bu bombalar? Yani sizi kabul etmeyen meclis üyeleri kimler? Bu olumsuzlukları ve mücadeleyi size karşı sürdürenlerin çekindikleri nedir?
Hamza YAVUZ: Salih bey, bu kadar şeyin tesadüfen üs üste gelmesi normal değil, anormal bir durum. Kendi partinizden doğruları savunduğunuz için dışlanıyorsunuz. İhraç konusu oluyor. Haklı olup mazeret dilekçesi verdiğiniz halde hem kendi partiniz hem de Cumhuriyet Halk Partililer sizi meclisin dışında bırakıyor. Bir çıkar ilişkisi ortaya çıkıyor. Bulunduğum partiden bazı meclis üyelerinin de içinde olduğu, bir kuruluş ortak çalışmadan, Bornova Belediyesi'ne temizlik malzemesi yani deterjan satılıyor. Bir kişinin üzerine, hatta o kişi de yedekler üzerinden meclis üyesi olan bir arkadaş. Kimsenin ticaret anlayışına da karışmak istemiyoruz. Ancak bu olaylara seyirci kalmak da mümkün değil. Partili arkadaşlar rahatsızlıkları dile getiriyorlar, bimerden gelen yazı ortada. Ne kadar ihale aldıkları ve ne kadar satış yaptıkları ortada. Bu olay ortaya çıktıktan sonra bizi muhalif olarak gördükleri için bizden bildiler. Bence burada sorgulanması gereken olay, İlçe başkanımızın bizi toplayıp, arkadaşlar bu konu nedir. Eğer böyle bir şey yapıldıysa, bu etik açıdan doğru değildir diyerek, bunun yapılamaması konusunda bir önlem alınmalıydı. Ama böyle bir şey yapılmadı. Bunu ben değil halk söylüyor. Halktan geliyor. Doğru mu yanlış mı diye. Ben partimin zedelenmemesi için, partimin ilkeleriyle hareket edilmesinden yana olduğum ve vicdan sahibi olduğum için yazıyı yazdım, cevabı geldi. Yalanlayamadılar. Ve bununla bitmedi, hala devam ediyor. Özür dileyerek, metal yorgunu olarak, başkanımızın kullandığı tabiri kullanmak istiyorum. Ak Parti ilkelerine bağlı olan insanların, bu tip konulardan uzak kalması gerektiğini düşünüyorum. Ki ben uzak durdum ve kimseye eyvallahım olmadı.
Salih ERKEK: Bir partili olarak değil, her insanın uzak kalması gerekiyor. Her meclis üyesinin uzak kalması gerekiyor. Biz neden yapmadık. On yıl meclis üyeliği ve meclis başkan vekilliği yaptım. Neden biz herhangi bir belediyeden bir alışveriş yapmadık. Görüyorum, ayağında ayakkabısı olmayanlar şimdi son model araçlara biniyor. Bu halkın parası nereye gidiyor? Günahtır.
Hamza YAVUZ: Kesinlikle katılıyorum. Bu çok önemli bir konu ve etik olarak hiç doğru değil. Biz onurumuzla yaşayalım Salih bey, ben bu şekilde düşünüyorum. Maalesef böyle olaylar başımıza geldi. İkinci bir örnek vermek istiyorum.
Salih ERKEK: Temizlik, deterjan olayından sonra başka ne gibi olumsuzluklar oldu mu? Sizi susturmaya çalışmaları yönünde?
Hamza YAVUZ: Bayan bir meclis üyesi vardı. Arkadaşımızın eşi Bornova Belediyesi'nde emlak kısmında göre yapıyor. Tahsilat bölümün de sanırım. Burada bir olumsuzluğa karışıyor. Tabi bu durum vicdanımızı yaralıyor, tabanımızı yaralıyor ve şikayet ediliyor. Meclise isim belirtmeden bu konuyla ilgili bilgi istedim. Bu konuda bizim parti yetkililerimizin çıkıp açıklama yapması lazım. Daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi bize, siz bu konudan dolayı olumsuzsunuz diyor. Ben bunu kabul etmiyorum. Ak Parti ak gibi pak bir partidir. Öyle de kalması gerekiyor. AK parti halkın umudu ama metal yorgunluğunun verdiği zararı, Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, cesaretle üzerine gidip, temizlemek gerekiyor. Sineye çekmemeliyiz. Ben dava adamı olmaya çalışıyorum. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, dava adamı olan insan, şahsi işlerini buraya karıştırmaz. Çok ilginç olan bir konu daha var; bu olumsuzluğa karışan meclis üyesinin eşinin olayı, ortaya çıktı. Bunun üzerine büyük rahatsızlıklar oldu. Bizim grubumuzda da tartışmalar oldu. Ben yanlış bir şey mi söyledim? Bana doğrusunu anlatın, özür dileyim dedim. Bana çok büyük tepkiler geldi. Burası korkular mekanizması mı? Kimi korkutuyorsunuz? Sen ya da senin bir yakının yanlış yapıyorsa, bunu telafi etmek için düzelmek, önlemek gerekiyor. Ama böyle bir şey yapılmadı. Meclis üyesi o yıl Bornova Belediyesi'nin Denetleme Komisyonu'na gitti. Denetleme komisyonunda yer aldı. Partimiz adına ben buna itiraz etim. Buna grup başkanvekili, grup sözcüsü, ilçe başkanı, ilçe yönetimi nasıl göz yumabilir? Bizler eğer Bornova' da iktidar istiyorsak, iğneyi önce kendimize batıracağız.
Salih ERKEK: İl Başkanı'nın bunlardan haberi var mı?
Hamza YAVUZ: Görüşmüyor ki. Özellikle il başkanımız bir de Bornovalı biliyor musunuz? Yani Sayın Bülent Delican.
Salih ERKEK: Ama illa ki bu konular Sayın İl Başkanının kulağına gitmiştir?
Hamza YAVUZ: Bu konuyla ilgili en azından çağırabilirdi. Ben defalarca gittim. Beş dakikasını ayırabilirdi. Veya kamuoyunda, sosyal medyada bu konular konuşuluyor, yazılıp, çiziliyor. Ama kimse bu konularla alakalı bilgilenmedi. Ben bu durumdan dolayı çok büyük üzüntü duydum. Burada kim kazandı? Beni susturabildiniz mi? Ben hala Bornova Belediyesi'nde halkın doğrularını söylemeye devam ediyorum. Ve yine altını çizerek söylüyorum. Ak Parti ilkelerine bağlıyım. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın izinden gidiyorum. Bu konuda varsa söyleyecek bir şeyleri buyursun gelsinler. Bu konuda varsa yanlış bir şeyler, gelsinler düzeltelim. Belgelerle konuşalım. Ben ilçe başkanımız ve il başkanımızla konuşamayacaksam kim ile konuşacağım. Doğrulardan taviz vermememiz gerekiyor.
Salih ERKEK: Kesinlikle. Diğer bomba nedir?
Hamza YAVUZ: Diğer bomba, yıllar önce başlamış, Bornova Belediyesi'nin şuan da halk ağzıyla söylediği ''KARA ÇAM'' skandalı olarak, kamuoyuna yansıyan bir konu.
Salih ERKEK: Kara Çam nedir?
Hamza YAVUZ: Karaçam daha önce köy statüsünde yer alan, daha sonra Mali İdareler Kanunu'nda mahalleye dönüşen, Bornova'nın Özel İdare tarafına geçen bir köyüdür. Şuan Karaçam mahallesi olarak geçiyor. Burada 23 dönümlük bir arazi var. Bu araziye meclis üyelerimizden birinin yakınına ait olmasından dolayı, sit alanı ve Bornova Belediyesi'nin imar planına uymamasına rağmen ruhsat verildi.
Salih ERKEK: Bornova Belediyesi buna ruhsat mı veriyor?
Hamza YAVUZ: Evet ve belgeyi de göstermiyor. Bu skandalı isterseniz zamanımızın daha bol ve daha uygun olduğu bir yayında masaya yatıralım. Gerçekten vicdanları yaralayıcı bir olay. Ve ben özellikle ve ısrarla Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila'ya sesleniyor, bu belgeleri bana göstermesini ve yazılı olarak dilekçeme cevap vermesini istiyorum. Defalarca kez dilekçe verdim. Bu konuyla ilgili de Bornova Belediyesi'ne önerge verdim ve konuşturulmadım. Bunun kamuoyu tarafından bilinmesi gerekiyor. Kanun ve hukuk çiğneniyor, bana belge gösterilmiyor.
Salih ERKEK: Peki Sayın Üyem Hamza Yavuz, bu üç olaya, olumsuzluğa ne denir?
Hamza YAVUZ: Yolsuzluk denebilir. Burada ortak bir çıkar ilişkisi olduğu kokusu geliyor bana.
Salih ERKEK: Bu iddianızda katimi siniz?
Hamza YAVUZ: Her iddia belgelerle ispatlı duruma gelir. Ben Bornova Belediyesi Meclis Üyesi olarak, Bornova Belediyesi’nden bu belgeleri istiyorum ama bu belgeler nedense bana kapalı.
Salih ERKEK: Ama siz meclis üyesisiniz ve size verilmek zorunda?
Hamza YAVUZ: Zaten sizin gibi değerli meclis üyeleri de bu duruma çok şaşırıyor. ‘Sana belgenin gösterilmemesi gibi bir şey olamaz’ diyorlar.
Salih ERKEK: Sayın Meclis Üyem, Cumhurbaşkanı, Başbakan, milletvekili veya bir meclis üyesi nasıl seçiliyor? Aynı yasayla, halk tarafından seçiliyor. Ve siz oranın belediye meclis üyesisiniz. Bağımsız ya da partili bu bir şeyi değiştirmez. Belediye Başkanı size o belgeleri vermek zorundadır. Sizinde söylediğiniz gibi bu konuyla ilgili daha kapsamlı bir şekilde konuşacağız. Çok önemli bir konu çünkü. Daha sonraki bombalarınız nelerdir?
Hamza YAVUZ: İzmir'de FETÖ/PDY soruşturması var biliyorsunuz. Bununla alakalı yaklaşık 1300 sayfalık iddianame var. Bazı söylemler var. İzmir FETÖ'nun başkenti, Bornova eyaleti olarak bir takım söylemler. Şuan İzmir'de FETÖ/PDY'den yargılanan iki tane iş adamı var. Bunlardan bir tanesi Ahmet Küçükbay diğeri de Abdullah Kavuk. Benim kamuoyundan gelen rahatsızlıklardan dolayı araştırmalarım oldu. Bu iş adamlarıyla Bornova Belediyesi arasında bazı geçmişe yönelik ilişkiler var. Bu çok detaylı bir konu. Bununla alakalı dört tane dosya var elimizde. FETÖ/PDY ile ilgili bir takım araştırmalar yaptığım için, bana karşı antipatik durumlar oluşmaya başladı. Dediğim gibi bununla alakalı belgelerde var elimde. Bu konu çok geniş bir konu. Bununla alakalı daha sonra çok daha kapsamlı bir şekilde konuşmak istiyorum. Kamuoyunun bence her şeyi bilmesi gerekiyor. Öncelikle Gazetem İzmir ve Gazetem İzmir TV olarak sizleri kutluyorum. Bu konularla alakalı ilk defa canlı yayına çıktım. Umarım kamuoyunun doğru bilgilenmesi açısından, en doğrusunu yapıyoruzdur. Kimsenin yanına kalmaması gereken olaylar bunlar.
Salih ERKEK: Biz, FETÖ çakallarının, vatan hainlerinin her zaman karşısındayız. Bu konuda sayın meclis üyem size her zaman, her koşulda sonuna kadar desteğimizi göstermeye hazırız. FETÖ ve Karaçam konularını daha sonra sizinle daha detaylı ve kapsamlı bir şekilde konuşmak, görüşmek istiyorum. Çok önemli, çok ciddi konular. Bunun üzerinini kapanmasına müsaade edemeyiz. Kendi sorularıma geçmek istiyorum. Bornova Belediye Başkanı Sayın Olgun Atila'nın olumlu ve olumsuz icraatları nelerdir? Bu yaşamış olduğunuz olumsuzluklar karşısında ne tepki verdi? Olumlu ya da olumsuz herhangi bir tepkisi oldu mu?
Hamza YAVUZ: Bornova Belediye Başkanı Sayın Olgun Atilla ile hiç bir hasımlığım yok. Öncelikle bunu herkesin bilmesini isterim. Ama halkın bize vermiş olduğu sorumluluk sebebiyle, görevimizi layığıyla yapmamız gerekiyor. Sayın Başkan seçilmiş bir başkan kendisine saygı duyuyorum. Ama görevlerini hukuk çerçevesinde yapmasını istiyorum. Aynı şekilde bizim de hukuk çerçevesinde görevimizi yapmamız gerekiyor. Karşılıklı saygı, anlayış içerisinde olmamız gerektiğini düşünüyorum. İkimizde Boşnak kökenliyiz aslında, ortak yönlerimiz de var. Ama bu sorunlar ortaya çıktığı zaman taraflı davrandı. Fakat yine söylüyorum Sayın Başkanla aramda bir husumet yok.
Salih ERKEK: Olgun Atilla size mecliste konuşma hakkı veriyor mu?
Hamza YAVUZ: Evet veriyor ama konuştuğum zaman sanırım konuşmalarım hoşuna gitmiyor ki ''Sus, konuşma, otur yerine, yalan, yeter artık'' gibi tepkileriyle karşılaştım. Hatta bir kaç meclis öncesinde ''adam ol, adam olana cevap verilir'' tarzında hitapları var. Ben sayın başkana bugüne kadar hakaret içeren, bu tarzda argo kelime kullanmadım. Hala Sayın Başkan diye söz ediyorum kendisinden. Çünkü halk tarafından seçilmiş bir Başkan. Halka da saygı duymak zorundayım. Ve duyuyorum da. Bütün konuşmalarım halk için, halkın daha iyi hizmetler alması için. Sayın Başkan ile şahsi hiç bir sorunum yok. En azından şu meclis üyesinin bir sıkıntısı varsa davet edip ‘bir çay, kahve içip konuşalım’ diyebilmeli. Bu nezaketi gösterebilmeli. Meclisin daha verimli, daha hoş, daha ahenkli görünmesi için sıkıntılarla ilgilenip, belgeleri göstermesi gerekiyor. Ve bir çok kez uyardım bu tarz konuşmalar bize yakışmıyor.
Salih ERKEK: Evet sayın üyem son sözlerinizi alabilir miyim?
Hamza YAVUZ: Öncelikle Gazetem İzmir ve Gazetem İzmir TV ile sizlere şahsıma böyle bir imkan tanıdığınız için çok teşekkür ederim. Halkın doğruları ve gerçekleri öğrenmesi açısından, kamuoyunun bilgilenmesi açısından bize böyle şans vermeniz şahsımı çok mutlu etti. Biz Bornova halkı ve ülkemiz için çalışmaya devam edeceğiz.
Salih ERKEK: Sevgili meclis üyem şeref verdiniz. Hak, hukuk, doğrular adına kendi gazetem, haber portalım ve televizyonum her zaman arkanızdadır.
Hamza YAVUZ: Şahsınıza çok teşekkür ediyor, çalışma arkadaşlarınızla başarılarınızın daim olmasının diliyorum. Bu devirde herkes her şeyi konuşamıyor, korkuyor veya çekiniyor. Kimisi de bir şekilde mutlu edilerek susturuluyor. Sizin yaptığınız medya temsilciliğini maalesef herkes yapamıyor. Sizi tebrik ediyorum.

Yorumlar
Kalan Karakter: