Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu ile eşi Selma Hanım’ın 2000 yılında kurduğu hastane modern cihazlar ve uzman hekimlerle hizmet veriyor. İzmir Alsancak‘ta 2000 yılında kurdukları Kaşkaloğlu Göz Hastanesi ile İzmir’e son teknoloji tanı ve tedavi birimleriyle hizmet veren örnek bir sağlık tesisi kazandıran Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu ile Op. Dr. Selma Kaşkaloğlu, kendilerini insanların daha iyi görme-sine adayan başarılı iki hekim. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu, British Council bursuyla İngiltere’de retina hastalıkları konusunda uzmanlaştı ve 1985 yılında eşi Op. Dr. Selma Kaşkaloğlu ile birlikte ilk muayenehanesini Alsancak‘ta açtı. 1990 yılında Alsancak’ta lazer merkezi açtıklarını ve 1992 yılında İzmir’de ilk lasik ameliyatını excimer lazerle gerçekleştirdiklerini hatırlatan Kaşkaloğlu, “1998 yılında Kaşkaloğlu Göz Hastanesi‘nin temelini attık ve 2000’de hizmete açtık. 7’si hekim 35 kişilik kadroyla çalışıyoruz” diye konuştu. Fuar ve kongreleri daha çok takip ettiğini kaydeden Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu, teknolojiye önem verdiklerini belirte-rek, “Tıp makineyle değil, insan emeğiyle yapılır. En gelişmiş cihazı bile uzmanların kullanması gereklidir” dedi. En büyük destekçisinin eşi Selma Kaşkaloğlu olduğunu vurgulayan Kaşkaloğlu, ” Kendisi hem iyi bir doktor, hem de iletişim yeteneği çok güçlü özel bir insan” ifadesini kullandı.
Yaşamlarını ‘Göz’e adamışlar…
Meslekte 42 yılı geride bırakan Prof. Kaşkaloğlu, yaşamını eşi Op. Dr. Selma Kaşkaloğlu’yla birlikte ‘göz’e adamış. İhtisasını Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yaptıktan sonra, İngiltere’de retina hastalıkları konusunda uzmanlık eğitimi almış. 1985’te eşiyle ilk muayenehanesini açan Prof. Kaşkaloğlu, hep daha iyisini hedeflemiş.
Lazer ameliyatı için o yıllarda İzmir’den İstanbul ve Ankara’ya gidildiğine dikkat çeken Kaşkaloğlu, “Biz de 1990 yılında lazer merkezi açtık. O dönemde hiçbir muayenehanede hatta hastanede olmayan lazer ve anjiyo tedavilerini yapmaya başladık. Diğer doktorların da kullanımına sunduk. Excimer lazer cihazıyla birçok başarılı operasyon yaptık” diyor.
İşadamı değil doktor
Özel hastane sahibi olmasına karşın işadamından çok doktor kimliğiyle hizmet vermeye çalıştığının altını çizen Prof. Kaşkaloğlu, sözlerini “Doktorluk mesleğini daha rahat yapmak için bu yatırım kararını aldık. Bizim için birinci sırada hasta memnuniyeti gelir. Güven ve kaliteyle anılan bir marka bilinilirliği yaratmayı başardık” şeklinde tamamladı.

Salih ERKEK: Mahmut Bey Kaç yıldan beri bu meslektesiniz? İnsanlara ne gibi hizmet veriyorsunuz? Kaşkaloğlu'nun ilk doğuş hikayesini biraz anlatır mısınız?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Ben tam 42 senedir doktorluk yapıyorum. Esasında hastanemiz 2000 yılında kuruldu. Ama ondan evvel de bizim bir merkezimiz vardı. Buranın hemen hemen aynısı diyebiliriz. Kısacası 1992 yılından buna hizmet veriyoruz.
Salih ERKEK: Bugüne kadar kaç tane hastanız oldu?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Esasın da saymadım. Bu sayıyı ney bir şekilde vermem de mümkün değil. Yılda 1.000 hasta desek, 42 yıldır bu mesleği yaptığıma göre 42 bin hasta eder. Ama yaklaşık 40-50 bin civarında hastam olmuştur. Diyebilirim. Fakat dediğim gibi tam net sayıyı söylemem mümkün değil.
Salih ERKEK: Benimde katarakt ameliyatı olmam gerekiyor. Bu sebepten dolayı bir çok hastaneyi araştırdım. Sonrasında sizin isminizi duyduk. Bana bir çok kişi Kaşkaloğlu Göz Hastanesi ve siz Mahmut Kaşkaloğlu’nu tavsiye etti. Sizce bu kadar tavsiye edilmenizin sebebi nedir?

Mahmut KAŞKALOĞLU: Bence bunun birinci sebebi, bizim özellikle katarkt ve lazer ameliyatı konusunda odaklanmış olmamız. İkincisi ise verdiğimiz hizmetler de hiçbir şekilde taviz vermemek. Biz her zaman hastanın menfaatine olacak şekilde hizmet verip, tedavileri yapıyoruz. Aklımızda kesinlikle başka bir düşünce olmuyor. Hastanemizde çalışan tüm doktor arkadaşlarımız da bu şekilde hizmet veriyor. Bizim en önemli özelliğimiz bu diyebiliriz. Ondan sonra eğitimimize çok önem veriyoruz. Çünkü bu en önemli olan ameliyatlar teknoloji ne kadar ilerlemiş olsa da doktor tarafından yapılıyor. Bu sebeple eğitime çok fazla özen gösteriyoruz. Üçüncü bir önceliğimiz de teknoloji. Bu konuda ki en önemli cihazları almak için özen gösteriyoruz ve elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Amerika'daki gelişmiş bir klinikte olup da, bizim kliniğimiz de olmayan hiç bir cihaz yok. Onlar buraya gelip baktıklarında çoğu zaman, “Bu cihazlar bizlerdekinden daha modern, daha yeni” diyorlar. Dolayısıyla o konu da önde gidiyoruz. Sonra bireysel çalışmalarımıza devam ediyoruz. Doktorlarımız ve ben her yıl bir çok kongreye katılıyoruz. Bu kongrelere misafir olarak değil, davetli olarak gidiyoruz. Hatta orada konuşmalar yapıyoruz. Daha geçtiğimiz hafta sonu kurucularımız Romanya'daydı. Mesela ben ve meslektaşım beraber gittik. Orada değişik sunumlar yaptık. Uçak nasıl uçuyor, çok gelişmiş bir uçak olsa bile iyi bir pilot olmadıktan sonra o gidemez yerine. Onun için bu teknoloji ne kadar olursa olsun onu kullanacak yetenekli, bilgili bir ekip ve doktorlar gerekiyor. Yani teknolojiyle iş bitmiyor. Şöyle bir tane daha örnek veriyorum, en gelişmiş uçağı alıyor Türk Hava Yolları A-300-400 neyse buraya kimi oturtturuyor? En tecrübeli pilotu oturtturuyor. Bu en gelişmiş uçak herhalde en tecrübesizi oturtalım demiyor. Dolayısıyla Tıp ta da ilerledikçe daha sipesifik oluyor. Artık beklentiler çok yüksek insanların beklentileri çok yüksek. Eskiden insanlar tıp ta daha gelişmiş değilken bir çok şeyi ne yapalım böyle oldu deyip kabul ediyordu. E şimdi en ufak kusuru yatayı yada işte beklenmedik bir sonucu kabul etmekte zorlanıyordu. Dolayısıyla bizlerin de doktorların da o beklentilere uygun çalışması uygun hizmet vermesi gerekiyor.uygun tedavi yapması gerekiyor.Sıkıntı olmaması için.

Salih ERKEK: Evet efendim, şimdi ne gibi hastaya ne gibi yani göz adına ne gibi, ameliyatlar yapıyosunuz?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Şimdi günümüzde körlük nedenleri yada Dünya'da yada görme azalması nedenleri ülkenin sosyal-ekonomik durumuna göre değişiyor. Yani gelişmiş bir ülkeyle Afrika'nın bir ülkesini mukayese ettiğiniz de orada ki sebepler le öbür taraftaki sebepler farklı. Ama Türkiye'nin günümüz deki Türkiye'nin gelişmiş ülkelerle aynı statü ye koymak zorundayız. Tedavi edilebilir kronik nedenleri yada görme azalmaları nedenlerinin arasında başında katarakt geliyor. Katarakt, göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi, 1 numaralı sebebi yaşlılık yani 100 tane katarakt varsa 98’i yaşlılığa bağlı kataraktır. Yani belli bir yaştan sonra saçın ağarması gibi insanlarda katarakt oluşuyor.Daha doğrusu gözün merceği saydamlığını kaybediyor,ve görme azalma başlıyor.Ama bazı insanlar da daha geç yaşta oluyor bu ,bazı insanlar da daha erken yaşta oluyor.Nasıl saçın ağarması gibi kimisi 40 yaşında saçı ağarıyor,kimisinin daha geç yaşta saçı ağarıyor öyle düşünün.Bu katarakt mümkünse tedavi edilebilinir durum.Yani katarakt ameliyatı olanlar,bugün uçak kullanabilir,her türlü mesleği ressam da olabilir,dişçi de olabiliyor.Doktor da olabiliyor.Her türlü meslek de başarılı olabiliyor.Bir tek savaş pilotu olamıyorlar yani, ki orda en ufak bir kusur varsa gene olamıyor.Şimdi her meslekte katarakt ameliyatı olanlar olabiliyor.Bu 1numaralı sebep ülkemizde tedavi edilebilinir başında. Bunlar da makula lutea, buna da halk arasında sarı nokta hastalığı deniyor. Sarı nokta hastalığı da önemli bir sağlık sorunu. Sarı nokta hastalığında 1 numaralı sebebi yaşın ilerlemesi,ülkemizde de ortalama yaş artık arttı.İnsanların yaşam beklentisi arttı.Dolayısıyla 80 yaşı altında ölenlerin erken gitti deniyor.Eskiden böyle miydi? uzun yaşayınca da bu gibi hastalıklar ortaya çabuk çıkıyor.Sarı nokta hastalığı var bunda da bazılarının bazı tedavi imkanları var bazılarının da yok.Bide göz tansiyonundan dolayı göz kaybı var,buda tedavi edilebilinir bir rahatsızlık.Ayrıca bide şeker hastalığına bağlı göz bozuklukları var.

Salih ERKEK: Evet efendim, şimdi önümüzde yaz var, yaz geldi. Gözlerimizi koruma adına vatandaşlarımıza ne gibi bir çağrıda bulunursunuz? Nasıl kendilerini güneşten koruyacaklar?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Şimdi normal bir yaşantı da güneşin normal insanlara faydası, zararı yok. Normal bir yaşantıda faydası vardır, zararı yoktur. Kimlerin dikkat etmesi gerekiyor? devamlı açık havada çalışanların mesela denizciler, devamlı açık havada çalışanlar, tarla da bütün gün çalışanlar. Bu tür insanların güneş gözlüğü takmasında ayrıca bir şapka takmasında hem ciltlerini korumak adına hem gözlerini korumak açısından faydalıdır. Ama normal bir insanın yani illa güneş gözlüğü kullanacak veya bir şey yapacak diye bir şey yok. Aşırı güneşli ortamlar da insanların güneş kullanmaların da faydaları var bu 1.si. 2.sinde yaz içinde şöyle bir uyarıda bulunuyoruz. Baharla birlikte esasında bu polenlerden dolayı alerjik rahatsızlıklar artıyor. Onun için de damlalarla filen tedavisi var. Bu yazında biliyorsunuz bu denizli, havuzlu yerlerde çok oluyor. Denizden de bir zarar yok,özellikle havuz da umumi havuzlar da hijyenin çok olmadığını hepimiz biliyoruz.Yani o havuzlar gece ne kadar temizlerse temizlesin içine ertesi sabah 100 kişi girdiğinde o temizleyene kadar,mikrobik buluşmalar olabiliyor.Bu konuda dikkat etmeleri gerekiyor.

Salih ERKEK: Ne önlem alınması gerekiyor?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Ben girmelerini tavsiye etmiyorum. Metrekareye düşen insan sayısına bağlıdır.
Salih ERKEK: Efendim burada yabancı ülkelerden gelenler insanlar da burada onlar da niye özellikle sizi tercih ediyor?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Ülkemizde sağlık sistemi özellikle 2000 yılından sonra çok gelişti ve çevre ülkeler de olmayan hizmetler burada var. Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde ki hizmetlerin çoğu da burada en iyi şekilde yapılıyor ve daha uygun şartlarda yapılabiliyor. Bizde 2005 yılından beri özellikle Almanya - Danimarka gibi ülkelerden çok sayıda hastayı tedavi ettik. Bunun yanında da Avusturalya'dan Moğalistan'a hatta Tayland’a birçok hastamız oldy. Almanya ve Danimarka'dan özellikle bize bu lazerle göz çizdirme denilen halk arasında, ameliyatlar arasında lazic ameliyatları için gelen çok hasta oldu. Günümüzde de hala bu hastalar geliyor. Türkiye’de olan olaylar yurtdışına kötü aksediliyor. Bu sebeple insanlarda etkilenip ülkemize gelmekten çekiniyor. Bu sebeple sayı çok azaldı. Ama yine de gelen hastalar var. Ayrıca burası ekonomik olarak onlara göre çok daha uygun oluyor. Bir süre sonra hem ekonomik hem de sonuçların çok iyi olduğunu gördükten sonra da tavsiye ediyorlar ve buraya geliyorlar.
Salih ERKEK: Peki, hastanenizde sizde sigorta geçiyor mu?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Şimdi hastanemizin SGK anlaşması var. Tüm doktorlarımızın yok ama hastanemizin olduğu için SGK’lı hastalarımıza da hizmet veriyoruz.
Salih ERKEK: Hastalarımıza gözleri için, sağlıkları için bir çağrıda bulunur musunuz?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Diyelim ki bir doktora gittiniz size örneğin “katarakt ameliyatı olmanız gerekiyor” dedi. Sırf göz için bunu genel olarak da düşünebilirsiniz. İlk olarak tamam diyeceksiniz, sonra araştırınız. Çünkü her doktor her konuda uzman değil. Bunu kabul edelim. Her meslekte de öyle. Şimdi köprü yapan mühendisle villa yapan mühendis aynı değil. Herkesin bir istatistik alanı var. Ünvanda da öyle. Göz doktoru olarak geçiyor ama uzmanlık alanları farklı olabiliyor. Dolayısıyla araştırcaksınız, çevrenize sorcaksınız, ameliyat olmuş hastalardan bilgi alacaksınız. Öncelikle araştırın, sonra aklınız yatan, uzman olduğunu düşündüğünüz doktora başvurun.
Salih ERKEK: Yani mutlaka araştırmaları gerekiyor?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Evet kesinlikle araştırmaları gerekiyor. Teşhisi doğrulamaları gerekiyor.
Salih ERKEK: Hem ekonomik hem de iyi bir doktor aramaya çalışıyorlar doğru mu?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Sağlıkta öyle fazla ekonomik falan olmaz .Neyse en iyisi o yapılacak yani. Tabi bu tedaviler kendi branşımızdan bahsedeyim, yani şimdi burada paraya girmemiz söz konusu değil ama bizim Türk milletinin genel yapısı belli. Sosyoekonomik seviyesi hiçbir aileyi yıkacak bir rakamlar hiç bir zaman olmadı. Sonuçta göz yani bu.
Salih ERKEK: Bu katarakt ameliyatının açılımını yapar mısınız?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Şimdi Salih Bey siz biliyosunuz 2007 yılında yani 10 sene önce yakın ve uzak gözlüklerle dolaşıyordunuz. 2007 yılında sizinle tanışmıştık. Geldiniz sizin gözünüze lazic ameliyatı yaptık. O tarihten bu yana gözlüksüz olarak hayatınıza devam ediyorsunuz. Ama ne oldu şimdi artık katarakt gelişti. Ama artık bunun o yapılan işlemle alakası yok. Şimdi kataraktı düzelteceğiz. Daha önce olduğunuz ameliyat tamamen gözün dışında yapılan bir ameliyattı ama bu ameliyatta gözün içinde kataraktı alıp yerine mercek koyacağız. Benim elimde yaklaşık 7-8 dakika sürecek olan bir ameliyat.
Salih ERKEK: O kadar basit ,kolay bir işlem yani?
Mahmut KAŞKALOĞLU: Basit demeyelim ama kısa süre de yapılıyor diyebiliriz. 30 saniye içinde füze uzaya çıkıyor. Çok zor. Katarakt ameliyatlarında çok komplike zor bir hadisedir. Fakat geldiğimiz seviyede bu ameliyat çok kısa sürede hatasız yapılabilir. Hasta açısından basit gelebilir ama uçak bileti alıp, uçağa binip İstanbul'a da gitmek basit ama birde pilota sorun bakalım o kadar basit mi?

Yorumlar
Kalan Karakter: