Bazı insanlar seni gerçekten duymadıkları için değil,
duymazlıktan gelerek güç kazanabileceklerini sandıkları için susarlar.
Bu sessizlik sıradan bir suskunluk değildir;
seni belirsizlikte bırakmak, zihnini yormak, duygularını tüketmek için kullanılan
pasif-agresif bir manipülasyon biçimidir.
Konuşmak sorumluluk ister.
Dinlemek emek ister.
Cevap vermek cesaret ister.
Bu insanlar bunların hiçbirine sahip olmadıkları için,
sessizliği bir sığınak, bir silah, bir üstünlük aracı hâline getirirler.
Bu İnsanlar Neden Böyle?
Çünkü çoğu;
Empati kuramaz,
Sorumluluk almaktan kaçar,
Hatasıyla yüzleşemez,
Kendi kusurlarını başkalarına yükler,
Narsisistik veya kaçınmacı özellikler taşır,
Pasif-agresif iletişimi karakter hâline getirmiştir.
Seni yok saymaları senin değerinle ilgili değil,
kendi karakter zayıflıklarının dışa vurumudur.
Psikolojik Etkisi: Görünmez Yaralar
Duymazlıktan gelinmek, insan zihninde
en ağır belirsizlik streslerinden birini yaratır.
Kişiyi sürekli düşünmeye, sorgulamaya, kaygıya sürükler;
özsaygıyı zedeler ve duygusal tükenmişliğe neden olur.
Psikolojinin dediği gibi:
“Sessizlik bazen sözden daha sert bir şiddettir.”
Bu nedenle bu tür insanlar, farkında olarak ya da olmadan,
psikolojik şiddet uygulamış olur.
Hukuki Açıdan: Sessizliğin Suç Boyutu
Türk Hukuku’nda; maddesi 6284
Şiddet: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı, maddesi 6284 cü'
sayılı Kanun, duygusal zarar verici davranışları şiddet olarak tanımlar.
Türk Medeni Kanunu, aile içi yok sayma, susturma, iletişimden kaçmayı
psikolojik şiddet olarak kabul eder.
Yani sürekli susturulmak, yok sayılmak, iletişimsiz bırakılmak
hukuken de bir şiddettir ve suç niteliği taşır.
Önemli Bir Gerçek:
Öfkesini Belli Eden İnsandan Korkma
Şunu unutma:
Duygularını açıkça ifade eden insandan korkma.
Kızar, öfkelenir, söyler…
Ateş gibidir; parladığı yerde görünür.
Asıl dikkat edilmesi gereken,
öfkesini içine gömüp sessizce sinsileşen tiplerdir.
Bunlar yerin altındaki ateş gibidir;
dışarıda sessizlik vardır ama içeride gizli zarar saklanır.
Kızıp öfkesini söyleyen insan nettir.
Sinsi sessiz olan ise güvenilmezdir.
Biri alev, biri zehir…
Ve çoğu zaman zarar veren, alev değil zehirdir.
Sonuç:
Senin Sessizliğin Onların Sessizliğinden Daha Değerli
Kendini anlatmak zorunda değilsin.
Seni duymayan birine sesini duyurmak zorunda değilsin.
Seni yok sayarak güç kazandığını sananların oyununa girmek zorunda hiç değilsin.
Kendine bir hüküm gibi yaz:
“Benim sesimi duymayan,
benim duygularımı yok sayan,
benim hayatımda sessizlik hakkını kaybeder.”
Gerisi senin duruşun, kararlılığın ve psikolojik sağlamlığın.
Unutma: Her sessizlik aynı değildir.
Bazıları karakterin eksikliğini,
bazıları ise senin gücünü gösterir.
En tehlikeli sessizlik sinsi olanıdır;
en değerli sessizlik ise kendini koruyanındır.
𝒴𝒶𝓏𝒶𝓇 𝐻𝒾𝓁𝒶𝓁 𝒞𝒶𝓃𝒶𝓃 𝒮𝑜𝓎𝓁𝓊 𝒜𝓀𝓉𝒶ş


Yorumlar
Kalan Karakter: