YenigünTV’de moderatörlüğünü Eyüphan Gündoğdu'nun üstlendiği “Eyüphan Gündoğdu ile 'Yenigün Özel' programının konuğu AK Parti ve CHP’nin İzmir teşkilatlarında yıllardır görev yapan ve aynı zamanda Yenigün Gazetesi yazarlarından olan Barış Aydın ile Murat Haluk Öncel oldu.
Son derece hararetli geçen programda 7 Haziran'da yapılacak genel seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Barış Aydın, Murat Haluk Öncel ve Eyüphan Gündoğdu, İzmir'de hangi partinin kaç milletvekili çıkartabileceğini tartıştı.
AK Parti'nin her iki bölgede de 6'şar aday çıkarmasını istediğini söyleyen Aydın, “İzmir'den 26 milletvekili çıkıyor ama 26'sının da bizden çıkması çok ütopik bir olay. Kesin bir rakam belirtmek çok doğru olmaz ama gönlümden geçeni söyleyeceksem ben 1. bölge'de 6 ve 2. bölgede 6 adayımızın çıkmasını isterim” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşan Öncel ise “Halihazırda CHP'nin Ege Bölgesi'nde ve İzmir'de çok iyi bir sonuç alacağına inanıyorum ama bu duruma bel bağlayarak rehavete kapılmak doğru değil. Bana göre CHP yüzde 50'nin üzerinde bir oy baremini İzmir'de yakalayacaktır. Daha önceki seçimlere bakarsanız CHP İzmir'de hep yüzde 43 civarında oylar almış. Şu andaki konjonktüre bakarsak CHP'nin İzmir'deki durumuyla Türkiye genelindeki durumunu benzeştiremem. Şöyle bir tezim var; CHP Türkiye'de çok büyük bir oy sıçraması yaşayacak ama bu sıçrama İzmir'de aynı paralelliği gösteremeyecek” dedi.
Sık sık Eyüphan Gündoğdu'ya zor anlar yaşatan ikili, tatlı atışmalarla düşüncelerini dile getirdiler. İşte o programdan bazı soru ve yanıtları:
Eyüphan Gündoğdu: Ak Parti İzmir'deki 26 adayıyla başarılı olur mu?
Barış Aydın: İzmir'den 26 milletvekili çıkıyor ama 26'sının da bizden çıkması çok ütopik bir olay. Kesin bir rakam belirtmek çok doğru olmaz ama gönlümden geçeni söyleyeceksem ben 1. bölge'de 6 ve 2. bölgede 6 adayımızın çıkmasını isterim. Teşkilatımızın çalışmaları genel oy oranında en fazla yüzde 2'lik bir fark yaratacaktır. Zaten seçmen AK Parti'ye oy vereceğim diyorsa verecektir. Ancak teşkilatlar yüzde 15'lik bir oy kaybına da sebep olabilir.
E.G.: Cumhuriyet Halk Partisi İzmir'de kaç milletvekili çıkartabilir?
Murat Haluk Öncel: Ben hâlihazırda CHP'nin Ege Bölgesi'nde ve İzmir'de çok iyi bir sonuç alacağına inanıyorum ama bu duruma bel bağlayarak rehavete kapılmak doğru değil. Bana göre CHP yüzde 50'nin üzerinde bir oy baremini İzmir'de yakalayacaktır. Daha önceki seçimlere bakarsanız CHP İzmir'de hep yüzde 43 civarında oylar almış. Şu anda ki konjonktüre bakarsak CHP'nin İzmir'deki durumuyla Türkiye genelindeki durumunu benzeştiremem. Şöyle bir tezim var; CHP Türkiye'de çok büyük bir oy sıçraması yaşayacak ama bu sıçrama İzmir'de aynı paralelliği gösteremeyecek. Milletvekili sayısı olarak da İzmir'de 2011 genel seçimlerinde aldığı mevcut sayıyı koruyup her iki bölgede de birer milletvekili fazla çıkarabileceğini düşünüyorum. Seçimlere son 15 gün kala sayılar aşağı yukarı şekillenmeye başlar. Son 15 gün içerisindeki çalışmalar bütün sonuçları etkileyecektir.
Barış Bey'e bir yönden katılıyorum. Teşkilatlar oyları çok az etkileyecektir ama bunu yalnızca Batı için söyleyebiliriz. Doğu'da ise aday profilleri ve teşkilatlanmaların karakteri çok büyük oy potansiyeli taşır. İzmir'de bile kırsala gittiğinizde aday profili çok önemli bir hal alıyor. O bölgelerde adaylar belki oy oranını yüzde 7-8 etkiliyor. Metropolde şöyle bir durum da var; biz 5. sıradan Roman arkadaşımız Özcan Purçu'yu aday gösterdik. Bir süre sonra AK Parti 7. sıradan Cemal Bekle'yi aday gösterdi. Seçilemeyecek bir sıra olduğu için tepkiler geldi ve Cemal Bekle Ankara'ya davet edildi. Ankara'da kendisine Başbakanlık Danışmanlığı teklif edildi. Seçilebilecek noktaya Roman birini aday yapan ilk parti CHP oldu. Yani Roman vatandaşlarımız oy verse de vermese de Özcan Purçu milletvekili olacak. Diğer partiler bunu yapmıyorlar.
B.A.: Stratejik olarak birer göçmen, Roman, Kürt aday sıralamaya konuluyor.
M.H.Ö.: AK Parti seçilebilecek yere koymuyor ama. Ne AK Parti ne de CHP, Kürt oylarını alamaz.
Etnik adaylar stratejik
B.A.: Necip Nasır 6. sıradan adayımız. AK Parti 1. bölgeden daha önce 6 milletvekili çıkardı. Yani seçilebilecek bir sıradan aday oldu. Kendisinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki etkinliğini biliyoruz. Roman vatandaşlarımız yıllarca ezilmiş ve hor görülmüş. CHP bu anlamda takdir edilecek bir atak yaptı. Özcan Purçu'yu 5. sıraya yerleştirdi ve gerek ulusal ve yerel çevrede gerekse de Roman vatandaşlar tarafından büyük teveccüh gördü. Partiler böyle etnik kökenlerden aday göstererek stratejiler geliştiriyor. Bu çok normal. Sadece Roman vatandaşlar üzerinden gideceksek meselenin özünden uzaklaşırız.
M.H.Ö.: Mesele Roman vatandaşların üzerine kitlenmek değil. Benim anlatmak istediğim, partiler mutlak surette sahada bulunan seçmen kitlesine göre aday belirlerler. Bu adaylardan da partilerine oy kazandırmaya çalışırlar.
B.A.: Büyükşehirlerde insanlar buna dikkat etmiyorlar. Benim anlatmak istediğim bu. Ben AK Parti üyesiyim ve AK Parti'ye oy veriyorum diye bunu kabul etmemezlik yapamam. Ortada bir gerçeklik var. Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, daha önceki dönemlerden Emine Ülker Tarhan, İzmir'de karşılığı olmayan isimler. Mustafa Balbay'ı bir şekilde dışarıda tutalım. Bu isimler merkezin dayatmasıyla İzmir'den aday oldular. Kemal Kılıçdaroğlu, Atilla Sertel ve Mustafa Balbay'da genel merkezden il ve ilçe başkanlıklarına gönderilen yazıyla ilk üç sırayı paylaştılar.
CHP Türkiye'de tek
M.H.Ö.: Hakim huzurunda ön seçim yapan tek parti CHP'dir. AK Parti'nin adında hem adalet hem kalkınma var. AK Parti hiç önseçim yaptı mı? Hayır. AK Parti hiç temayül yoklaması yaptı mı? Bir kez yaptı ama sandıklar kapalı olarak genel merkeze götürüldü. Adı temayül kaldı sadece.
B.A.: Ben bunu savunmuyorum. Bu yanlış bir şey. Eğer ön seçim yapılıyorsa layıkıyla yapılmalı.
M.H.Ö.: Layıkıyla yapıldı zaten. Elden geldiğince üyeler oy kullandı. Katılım oranı yüzde 50 seviyelerinde kaldı belki ama bu katılım sonucunda adaylarımız belirlendi.
E.G.: Ön seçimlerde CHP'nin tabanı yüzde 50'lik oranla sandığa gitti. 7 Haziran yaz göbeği neredeyse. Ya yine CHP'nin yüzde 50'si sandığa gitmezse ne olacak?
B.A.: Örgüt zaten kendi içinde birbirine girmiş durumda. Atilla Sertel demokratik hakkıyla seçilmişken parti içinden şikâyetle adaylığı düşürüldü. Kabul ediyorum Atilla Bey benim tasvip etmediğim çıkışlar yapmıştır ama bir duruşu var. Bir saygınlığı var.
M.H.Ö.: Yıllardır AK Parti'nin içindesiniz. Üç dönemdir milletvekilliği yapıp halkın sevdiği birini sayabilir misiniz? Halkın seveceği bir milletvekili adayınız var mı?
B.A.: Binali Yıldırım'ı sayabilirim. Veysel Eroğlu şimdi olacak ama İzmir'e çok büyük emekler vermiştir. İzmir'deki AK Parti adaylarına bakalım. Çok büyük bir revizyon ve değişim görürsünüz. CHP'ye baktığınızda, örgütünden, kendi içinden yetişen insanları değil dışarıdan toplama adayları İzmir'den aday yapmıştır.
Kimsede heyecan yok
E.G.: Bir çok kişi 7 Haziran'daki seçimin ne seçimi olduğunu bilmiyor. Bu seçim o yüzden liderlerin seçimi gibi oldu. Halkta heyecan dahi yok. Veysel Eroğlu'nun aday olması meyvelerini vermeye başladı. Mustafa Balbay ve Ertuğrul Kürkçü de keza öyle… Halkın şu anda seçimle alakası yok. Şunu da söylemeliyim. Geçen dönemde AK Parti'den seçilen mevcut 11 İzmir milletvekili hiç bir şey yapmadı bakanlar haricinde. Metro olayı var. Hiç kimse biz Aziz Kocaoğlu'na destek olup bu metro çalışmalarını bitireceğiz demedi.
M.H.Ö.: Ben İzmirliyim, İzmir'de ekmeğimi kazanıyorum. Bizim tek derdimiz var: İzmir'e hizmet edilmesi. Ben İzmir'i daha iyi hale getirecek, sorunlarına eğilecek milletvekillerinden yana olacağım. Kimsenin şahsiyetiyle bir sorunum yok. Ancak iktidar milletvekilleri bu kadar güçlü durumdayken hiçbir şey yapmadılar.
B.A.: Size önce milletvekilinin görevi nedir, ne iş yapar, onu açıklayayım. Şunu bilmeliyiz; milletvekilinin öncelikli görevi yasa yapmaktır. Milletvekilinin görevi sokak sokak gezip işsize iş vermek değildir yani. Biz sanıyoruz ki, milletvekili gelecek İzmir'i gezecek, sorunlarına çözüm getirecek. Hayır.
Sorunlar Ankara'ya taşınmalı
E.G.: Gerekirse Ankara'ya taşıyacak ama. AK Parti İzmir milletvekilleri bunu yaptı mı? Kürsüye çıkıp sorunları anlattı mı?
B.A.: Eğer seçim kanunu değişmezse, seçilen milletvekili İzmirli değilse bunu tartışamayız ki. Partilerde bir hiyerarşi var. Grup Başkanvekilleri kimin konuşacağını kendi belirler. Nesrin Ulema'nın, Binali Yıldırım'ın İzmir için gerçekten çalıştığına yürekten inanıyorum.
E.G.: Ben İzmir körfezinde balık tutmak istiyorum. Temiz bir körfez istiyorum. Her gelen bunu vaat ediyor. Binali Yıldırım'da vaat etmişti. Cuma günü yapılan İl Genel Meclisi toplantısında Aziz Kocaoğlu ve Bilal Doğan arasında kavga çıkmış. Bilal Doğan 90 dakika ile aktarma merkezi temelli ulaşım için, “Sayın Başkanım gelin birlikte otobüse binip aktarma merkezine gidelim. Ne kadar sürüyor kendiniz görün. Hamile olan, yaşlı olanlar var. 90 dakikada bu kadar uzun yollara yetişilemiyor” demiş. Daha sonra sinirler gerilmiş ve kavga çıkmış.
Ben bundan memnun oldum. Bu kavgaları mecliste görmek istiyorum. Bu aslında kavga değil. Bu bir şehrin gelişmesi için yapılan şeyler. Veysel Eroğlu 400 tane projeden bahsediyor. İrili ufaklı olabilir ama eğer bunları yaparsa kahraman olacaktır.
B.A.: CHP'liler Aziz Kocaoğlu’nu rahat bıraksalar kendisi hükümetle işbirliği yürütecektir zaten.

Yorumlar
Kalan Karakter: