Gazetem İzmir Tv İmtiyaz sahibi Salih Erkek’in hazırlayıp sunduğu “Erkekçe” programının 17 Mayıs günkü canlı yayın konuğu Karabağlar AK Parti İlçe Başkanı İrfan Doğruca oldu. Karabağlar’da AK Parti teşkilatının yaptığı çalışmalara değinen Doğruca ilçe genelindeki eksiklikler hakkında da bilgi verdi. Doğrucan Karabağlar'ın öncelikli olarak çarpık kentleşmeden kurtulması gerektiğini, yeşil alanların çoğaltılmasının önemli olduğunu dile getirdi. Doğrucan gelecek nesillerin sanata, eğitim faaliyetlerine özendirilmesi gerektiğini vurguladı. AK Parti olarak Karabağlar ilçesinin eksikliklerini iyi bildiklerini söyleyen Doğrucan “vatandaşlarımız ilçede zorunlu olarak değil, Karabağlar'ı severek, yaşanabilecek bir ilçe gördükleri için yerleşmesini sağlayacak vizyon AK Parti'de var. Üniversite alanının artırılması gerekli. Ben doğma büyüme Karabağlarlıyım, benim de çocuklarım var. Karabağlar'ı gelecek nesillerin donanımlı bir şekilde yetişeceği ilçe haline getirmeliyiz” diye konuştu.

İrfan Doğruca: Salih Bey, biz ilçemiz adına böyle programların yapılmasına, kendimizi ifade etmek için her zaman önem veriyoruz. Partim ve şahsım adına davetiniz adına ben teşekkür ederi. İlk sorunuza gelecek olursak, tabii ki bizim için çok zor oldu, evlerde geçirdik. Talepleri olan vatandaşlarımız oldu. Bir siyasetçi olarak vatandaşlarımıza yardımcı olduk, ama tabi ki bu süreç gerekli bir süreçti. Sayıların 5000’in, 6000’in aşağısına inmesi için çok önemli bir evreydi. Sizin de dediğiniz gibi süreç biraz daha uzatılabilir miydi tartışılır. Bilirsiniz hem hükümetimiz hem de bilim kurulu bu konuda çok ciddi araştırmalar yapıyor. İşsizlik ordusu ve mağduriyet oluştuğu için bu süreci yavaş yavaş açıyorlar ama genel olarak iyi bir süreç oldu. Ama maalesef ki kurallara uymayan vatandaşlarımız da oldu. Bazı vatandaşlarımızın kuralsızlığı, kurallara uyan vatandaşlarımızın önünü kapatmasına sebep açtı. En azından kapanma sürecimizin bittiği ve kısıtlamaların devam ettiği Vatandaşlarımız daha duyarlı ve daha dikkatli olmalarını isterim. Komşu hakkı, komşu hukuku veya insan hukukunu düşünerek başka insanlara zarar vermemek açısından kurallara daha fazla riayet etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Böyle olursa bu süreci daha kolay atlatırız ve kapanmalar son bulur diye umut ediyorum.
Salih Erkek: Şahsen ben 19 Mayıs'ın da kapanma sürecinde geçeceğini tahmin ediyordum. Çünkü her şeyin başı sağlık. Sağlık olmadığı sürece ne bir bayram görebiliriz, ne çocuklarımızı görebiliriz. Böyle olunca hastaneler dolar, ama biz millet olarak da söz dinlemiyoruz.
İrfan Doğruca: Evet, haklısınız. İnsanın başına gelmediği zaman anlayamıyoruz. Bu süreçte üzülerek söylüyorum ki yoğun bakımda olan, ailelerini kaybedenleri gördüğümüz zaman “Keşke 3 ay veya 5 ay kapansaydık” gibi cümleler duyuyoruz. Maalesef başa gelmediği zaman bunları konuşup anlatmak kolay olmuyor, insanlara idrak ettirmek kolay olmuyor, ama gerçekten o solunum cihazına bağlandığınızda ya da ailenizden birisinin hastanede mağduriyetini gördüğünüzde, bu acıyı daha iyi anlayabiliyorsunuz. Çünkü bu ne hükümetimizin ne de dünyanın öngördüğü bir süreç değil. Olağanüstü gelişmiş bir durum ve elinden geldiği kadar tedbirler alınıyor ama çok şükür en azından hastanede yer bulamayan ya da hastane kapısından geri döndürülüp vefat eden vatandaşımız olmadı. Bu açıdan hükümetimiz çok başarılı bir yol izledi ama vatandaşlarımıza da çok büyük sorumluluk düşüyor.Bu anlamda bireylerin kendileri dikkatli olmaı, kanunlara ve kurallara uymalı, söylenenleri dikkate almalı. Her yerde görüyoruz, birçok vatandaşımız ceza yiyor, ceza yedikleri için arıyorlar ama yapacak bir şey yok. Devletimizin koyduğu çizgiler belli. Bunlara da dikkat etmemiz lazım.”
Salih Erkek Sevgili başkanım muhakkak ki birçok insan dertlerini size anlatıyorlar, kimi iş arıyor, kimisi de sıkıntılarını söylüyor. Ben sizi başka bir yöne yöneltmek istiyorum. Geçen gün Karaburun’dan gelirken jandarma ekipleri beni durdurdu. Arabamın vizesi 20 güç geçtiği için bir uyarı yapmadan, ikaz etmeden, pandemi döneminde “sağa çek arabanı, ceza kesiyorum, arabayı kapatağım” gibi sözler söyledi. Bu sıkıntılı günlerde cezai işlem uygulamalarının vatandaşız zora sokacağını söylediğimde ise “yukardakilere sor” şeklinde cevap verdi. Ceza yazması ne kadar doğru? 5 dakika sonra 2 km fazla sürat yapmışım diye bir daha ceza yedim ve aynı cevapla karşılaştım “yukardakilere sor”. Polisler kamu görevi yapıyorsa biz gazetecilerde kamuoyunu bilgilendirmek adına kamu görevi yapıyoruz. Sayın Reis-i Cumhur, Sayın İçişleri bakanımız, Sayın valimiz! insanların canı burnundayken neyi ödeyeceklerini şaşırdılar, vergiler boynumuzu büktü. Bu uygulama başka bölgelerde de var. Bu sıkıntılı günlerde halka tolerans gösterilmesi gerekmez mi? Ödenen cezalara içtenlikle üzülüyorum, siz ne düşünüyorsunuz?”
İrfan Doğruca: Tabi ki bu süreçte kurallara uyacağız ama istisnalar olan bir süreçteyiz. Özellikle sizin durumunuzda olan birisi için. Gazetecilikle ve televizyonculukla uğraşan insanlara ayrıcalık gösterilebilir. Vatandaş ailesiyle de gelebilir, arabasının vizesi geçti diye arabadan ailesini indirip, arabayı çekmek için bir ikaz veya süre tanınması gerekmektedir. Mesela 10 günlük süreç tanınabilir. Bir de şu var: Bürokrasi de enformasyon ve dezenformasyon denen bir kavram var. Maalesef bazı bürokratlar tamir ederken, düzeltirken, bazıları da ister istemez bu tavır ve tutumları sergileyebilir. Özellikle suçu hükümete atıp dezenformasyon içerisinde olabilir. Burada şu var, hepimiz insanız, İnsan insanın halinden anlar. Buradaki suçun ya da işlenen ihlalin niteliğine bakmak lazım. Hepimiz hata yapabiliriz ama bunun cezası arabayı durdurup, vatandaşın ailesini indirmek ve arabayı çektirmek olmamalıdır. Özellikle bu süreçte gerçekten insanların hem maddi açıdan hem de psikolojik açıdan çok yıprandığı bir süreç. Bu süreçte insanlara yardımcı olunması gerektiğini düşünüyorum.
Salih Erkek: Sevgili Başkanım, yayın başladığından beri birçok mesajlar geliyor ve sizi tebrik ediyorlar. İzleyicilerimize kendinizi tanıtır mısınız? Ne iş yapıyorsunuz, nerden geldiniz, hedefleriniz nelerdir?
İrfan Doğruca: “1979’da İzmir’de Limontepe’de doğdum. Doğma büyüme Karabağlarlıyım. Evliyim, 4 çocuk babasıyım. 4 tane oğlum var. Ticaretle uğraşıyorum. Karabağlar’da doğdum, burada yaşıyorum, Karabağlar’ın ekmeğini yiyorum. Şimdi de yediğimiz ekmeğimize karşılık bir şekilde insanlara siyaseten faydalı olarak, halka hizmet ederek ödemeye çalışıyorum. 2014’ten beri aktif siyasetin içerisindeyim. İlçe Başkan Yardımcısı olarak göreve başladım. Akabinde 3 senedir İlçe Başkanı olarak görev yapmaktayım. 5-6 ay önce kongremizi yaptık. İnşallah hayırlısı olur. Allah bize hayırlı hizmetler yapmayı nasip eder. İnsanlara faydalı olabileceksem görevime devam etmek isterim. Olamayacaksam zaten burada olmamın hiçbir anlamı yok.”
Salih Erkek: “Sevgili Başkanım program öncesi çalıştım, halka sizi sordum. Aldığım cevaplardan edindiği intibaya göre “Karabağlar’da insanlara hizmet eden, halkta karşılığı olan, kibar, saygılı ve kimseyi kırmayan bir insansınız. Hem partinize hem de halkınıza hizmet eden bir siyasetçisiniz. Size sorum şu olacak, Karabağlar ilçesinin sorunları nelerdir, kimlerle çalışmak istiyorsunuz, çalışmak istediğiniz insanlarla neler yapmak istiyorsunuz?”
İrfan Doğrucan: “Karabağların ilk gözüme çarpan sorunu planlama. Diğer sorunların hepsi bu planlamaya bağlı olarak gelişiyor. Karabağların %65’i kaçak yapı. 14 Mahallemiz böyle. Çevre ve Şehircilik Bakanımızın himayesinde olan bir kentsel dönüşüm alanı var ve belediyenin kendi planlamalarını yaptığı yerler var. Planlanmanın olmaması sebeiyle kaçak yapılaşmanın önüne geçilemiyor, görüntü kirliliğin önüne geçilemiyor, güvenli konutların yapılmasını engelliyor. Bununla birlikte, planlanmalarının olmamasından dolayı park alanları açılamıyor. Umarım biz Karabağlar'da yerel iktidar olunca bu sorunu çözeceğiz.”
Salih Erkek: “Sayın başkanım ticaret hayatınızda müteahhitlik mi yapıyorsunuz?”
İrfan Doğruca: “Karabağlar’ın birçok sokağında inşaat yapmışlığım vardır. Mesela bir spor tesisi yapmak istiyorsunuz, alan yok. Karabağlar dönüşmediği için olan alan meydana çıkarılamıyor. Spor tesisinin eksik oluşu, büyük sıkıntılar doğuruyor. Yani biz eğer gençleri spora, sanata, eğitime eğilim veremezsek, gençler farklı şeylere meyil eder, kötü alışkanlıklara başlar. Karabağlar'da sokaklar dar, çöplerin toplanamaması bile ona bağlı, çünkü dar sokaklara araç girerken zorluk yaşanıyor. Bu saydıklarımın hepsi planlamayla alakası olan şeyler. Keza sayın belediye başkanımız da şehir planlamacısı, özellikle bu planlamaları yapıyor ama dönüşen bir şey yok. Birçok faaliyetler yaptı ama Karabağlar’ın dönüşebilmesi için daha farklı bir çalışma yapmak lazım. %65’inin kaçak yapı olması şehirleşme oranının çok geri kalmış bir ilçe olduğunu gösteriyor. Biz de kendisine destek vermek isteriz ama ortak noktada buluşmamız çok önemli. Burada siyasi kaygıları bir köşeye bırakmak zorundayız. Tamamen hizmet odaklı bir araya gelmemiz gerekmekte. Zamanında uzlaşma komisyonu ortaya koyduk. Bizden 2-3 meclis üyesi, onlardan 2-3 meclis üyesi Karabağlar’ın belli sorunlarıyla ilgili istişare yapalım, istişare neticesinde alınan kararı mecliste uygulayalım istedik. Önümüze ilk gelen 14 mahallemizin kentsel dönüşümü oldu. Bu mahallelerin 3,5’i planlaması yapıldı ve bunlar askıya çıktı. Biz bu konuyu konuşmak isterken, bazı meclis üyeleri bu mahallelerdeki planları yanlış anlatarak, planların iptal edilmesiyle ilgili çalışma başlattı. Bu durum komisyonun ilerlemesinin önünü kesti. Bu komisyonu ben dağıttım. Önden el sıkıp, arkadan kuyu kazmak olmaz. Bizim komisyonda bu konuları tartışalım, her iki meclis üyesi de uysun istedik. Bunlardan bazıları: üniversite alanı, kentsel dönüşüm alanı. Tekrardan buraların planlamaları yapılıyor. Sayın Belediye Başkanı yeşil alanın yetersiz olduğundan ve emsali yüksek olduğundan dolayı itirazlarını dile getirip işi mahkemeye taşıdı. İşi mahkemeye taşıyınca planlar iptal oldu.”
Salih Erkek: Mahkemeye gidilmeden önce neden ortak noktada buluşulmadı mı?
İrfan Doğruca: Bu 14 mahalleyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı düzenliyor. Bunun acaba devlet tarafından yapılmasından mı rahatsızlık duyuluyor, bilmiyorum. Karabağlar’da yeşil alanın yetersiz olduğunu dile getiriyorlar. 14 mahalleden çıkalım, Yeşilyurt’ta yeşil alan göremeyiz. Yeterli olmadığının farkındayım ama burada bir adım atabilmemiz lazım. İzmir deprem bölgesinde. Bu evlerin hepsi sağlıksız konumda. Doğalgaz ve elektrik sağlanamıyor. Bu alan kentsel hizmetten olduğundan dolayı dörtte bir hizmet alabiliyorlar. Buraların altyapısı yıllardır yapılmıyor. Bunlar çöküşe geçecek. Çöktüğü zaman Karabağlar halkı, belediye başkanını protesto edecek. Ama bizim niyetimiz bunlar hayata geçsin, biz size yardımcı olalım yönünde. Çoğu yerde de olduk. Kendisi de bize teşekkür etti. Bizde çıkıp sayın belediye başkanımız, devletin projesinde bize eksikliklerimiz gösterdi, demek isteriz. Biz de bir şekilde eksikliklerimiz düzeltip, planlarımızı çıkaracağız. Kendisine de bu tavrından ve tutumundan dolayı teşekkür etmek isterdik. Tamam biz siyaset yapıyoruz ama sonuçta seçim kazanılmış, Karabağlar’ı CHP almış. Ancak karşımızdaki insan hangi partide olursa olsun, insan olduğu için ona yardım etmek, işini görmek istiyoruz. Özellikle sorumluluk sahibi olan siyasetçilerin burada her şeye insani bakması lazım. Eğer siyasi bakarsak burada hiçbir çözüm üretemeyiz. Kendisine tekrar söylüyorum, gelin 14 mahalleyi çözelim, üniversite polemiğini ortadan kaldıralım, TOKİ’yi yapalım. Biz de onların yapacağı projelere destek verelim ve Karabağlar’da bir kalkınma oluşsun, insanlara gözle görülebilir bir şeyler yapalım. Bu çevreden içeriye doğru sirayet etsin. Bugün gittiğimiz zaman Sevgi Mahallesi, Bozyaka, Peker Mahallesi, Abdi İpekçi, Yunus Emre buralara bakalım. Buralar hep ikişer üçer katlı gecekondu, hepsi sağlıksız yapı. Burada yaşayan insanlar yarın deprem olduğu zaman çok ciddi sıkıntılar yaşar. Burada siyaset yapan herkes vebal altında kalır. Biz bu vebali ancak ortak istişare yaparak kaldırabiliriz. Seçim zamanı geldiğinde siz kendinizi, biz kendimizi anlatırız. Seçimi kazandıktan sonra mazaret üretmenin anlamı yok. Mazeret yok, iş yapacağız. Ailecek çıktığımız zaman ben çocuğumu parka götüremememin hüznünü çekiyorum. Çocuğumu bir havuza götüremiyorum ya da doğru düzgün bir spor tesisi olmaması beni üzüyor. Sizin de çocuklarınız var benim de çocuklarım var. Mesela benim param var, servis tutup çocuklarımı Narlıdere’ye, havuza gönderiyorum, ama sizin yok gönderemiyorsunuz. Biz 2 tane seyyar havuz kurdurduk. Limontepe Seniha Hasan Saray İlkokulu’nun bahçesine, bir de gençlik merkezinin bahçesine kurdurduk. Denize kıyı gibi bir şehirde seyyar havuz kurdurduk, buradaki çocuklar yüzme bilmiyor.”
Salih Erkek: Siz diyorsunuz ki gel beraber yapalım. Ben Sayın başkanı 35 yıldır tanıyorum çok iyi niyetli bir insan ve hizmete engel olacak bir kişi değil. Peki sizce neden böyle oluyor, başkaları mı kışkırtıyor?
İrfan Doğruca: Benimde iyi niyetinden şüphem yok; ancak parti politikasının izin vermediğini düşünüyorum. Biliyorsunuz ki üniversitemiz, Binali Yıldırım bey, Hamza Dağ bey, Atilla Kaya bey ve vekillerimizin çok büyük katkıları sayesinde bu hale geldi. Demokrasi üniversitesinin rektörlüğü burada kurulduğu için kampüsü de Karabağlar’da olsun istedik. Baktığımızda kampüsü isteyen bir sürü ilçe var. Kiraz, Beydağ, Ödemiş… Bu ilçeler üniversiteyi kendi arazilerinde istediler. Biz o araziyi tespit ettik ve üniversitenin o arazide kurulması için girişimlerde bulunduk. 80 hektarlık bir araziden bahsediyoruz. Burası TOKİ’nin yeri. O zamanki ilçe başkanımız gidip o araziyi TOKİ’den istedi. TOKİ bize 15 dönümü verip geri kalanını dar gelirli vatandaşlara sosyal konut projelerini yapacağını söyledi. Bizde bunu TOKİ’den 40 hektara kadar çıkardık. İzmir’e, demokrasiye yakışır bir üniversite olsun istedik. 2 yıl önce ilk yapılacak 800 adet TOKİ konutunun kuraları çekildi. Şuan TOKİ konutlarının başlamasıyla ilgili arazi çalışmaları yapılıyor. Yani konutlar yakında başlayacak ama başkan 80 hektarın tamamını istiyor. Arazi TOKİ’ye ait ancak öyle bir algı oluşturuluyor ki sanki orası üniversitenin, TOKİ orayı işgal ediyor. Ancak burası TOKİ’nin, TOKİ arazisini hiç üniversiteye vermeyi düşünmüyor çünkü sosyal konut yapıp dar gelirli vatandaş için yapmak istiyor. Mesela evi olan, arabası olan kişiye vermiyor, geliri belirli bir miktarın altında olan, malı mülkü olmayan ve 5 yıl Karabağlar’da ikamet etmesi gerekiyor. Özellikle engellilere, gazi ailelerine, şehit ailelerine öncelik tanınıyor. Aslına baktığımız zaman çok güzel bir proje. Ancak karşı taraf yapılmasını istemiyor. Rektörlük, bu arazi için 30 hektarı yeterli görürken 40 hektar aldığını görüyor. Bunun ölçüsünü neye gere koymak gerekiyor? Bilim insanları niye var? O zaman kabataslak yapılsın her şey. Mesela Ziraat Fakültesi’ni Kiraz’da açabilirsiniz. Bu üniversitenin dalları merkezi burada olmak şartıyla ayrılabilir. Zaten şu an 2000 kişilik sınıfları hazır bulunmakta. İnşallah yeni eğitim-öğretimle beraber bu sene öğrenci alınacak. TOKİ mağdurları diye grup kurmuş arkadaşlar. Dar gelirli vatandaşları dinlediğimiz zaman ev alma şanslarının olmadığını görüyoruz. Bakınız, Limontepe’de deniz manzaralı bir ev yaptığınız zaman 1 milyon TL’ye satılıyor. 3 milyarlık maaşta çalışan bir işçi bankadan kredi çekip nasıl böyle bir fiyata ev alabilir? Tamam o zaman TOKİ’yi kovalım ama o zaman siz bir proje üretin. Sizde dar gelirli vatandaşlara imkan sunun. Burası daha mantıklı deyin, bizde size destek verelim. Şimdi kendiniz bir proje üretmiyorsunuz ama vatandaşın böyle bir beklentisi ver. Hem 800 konuta 30.000 başvuru olmuş. Ayrıca ihtiyaç yok diyorlar, referandum istiyorlar. Bundan daha büyük referandum olur mu? Bu da öyle kolay bir şey değil. 1000 lira para yatırıyorsunuz öyle başvuru yapıyorsunuz. Kuradan sonra çıkamazsanız paranızı geri alıyorsunuz.”
Salih Erkek: Siz de, Muhittin Selvitopu da çok iyi niyetlisiniz. İzmir'de yaşayan biri olarak Sahyın Başkan ile bir araya gelmenizi, görüşmede Sayın Necip Nasıl vekilimizinde bulunmasını ve bu olayı iyi niyetle, halkın çıkarına yönelik çözmenizi isterim.
İrfan Doğruca: “Salih Bey, biz zaten iyi niyetimizi o komisyonda ortaya koyduk. Kentsel dönüşüm, üniversite ve kaymakamlığın önündeki emniyete ait olan arazinin durumu zaten hükümetin projesi. Dedik ki gelin bunu ortak bir akılla çözelim. Bizim buradaki ilk amacımız, vatandaşa hizmet edebilmek. Ben gayet açık ve net konuşuyorum. Sayın Başkanımız bunlara takılmadan Karabağlar’ın daha ciddi sorunları olduğunu, onlara yönelmesi gerektiğini düşünüyorum. Acaba diyorum yapmış olduğumuz projeyi engellemeye mi çalışıyor? Mesela bakın dalgıçlar Bozyaka’da yolu açacaklarına dair 7 sene önce söz verdiler. Peker Mahallesi Aktepe’de akşam trafiğinde oradan geçemiyorsunuz. Buralar açılmazsa Karabağlar’da trafik olmaya devam eder. Zaten pandemiden dolayı biraz sokağa çıkma kısıtlaması var. Bakın bugün her yer çok kötü. Dalgıçların orası açılırsa zaten gidiş ve gelişe dönecek orası. Açılamamasının sebebi kamusal alanın yapılaştırılamaması. Birçok siyasetçi Karabağlar’da bir şeyler olsun istiyorlar. Bize çok değer veriyorlar, gerekli hazırlıkları yapıyorlar. Yeter ki proje üretelim. En son mecliste sporu yaygınlaştırmak istediğimizi söyledik. Çünkü spor, gençleri kötü alışkanlıklardan çekebilen en etkili aktör. Belediye başkanına dedik ki, bize yer gösterin, ortak projemiz olsun. Gençlik merkezini biz yaptıralım, tesisi biz yaptıralım yeri siz verin. Ama yer yok. Planlamalarından dolayı yer yok. Hayata geçebilecek planlamaları hayata geçirip, şehrin düzenini ortaya koymak lazım. Yoksa burası tıkanır. İnanın TEDAŞ bir tane trafo koyacak yer bulamıyor. Park yerlerine koyuyorlar. Ama bu ilerde büyük tehlikelere yol açabilir. Yangınlar çıkabiliyor, trafolar patlayabiliyor. Onun için Karabağlar’ın ilk sorunu planlama. Planlamalar yapılacak, sosyal alanlar oluşturulacak, yollar oluşturulacak kentsel dönüşüm düzgün uygulanacak.”
Salih Erkek: Lütfen Karabağlar’ı siyasi malzeme yapmayın. Lütfen gelin hep beraber şu Karabağlar’ı beraber kalkındıralım. Ben Karabağlar’ı ilçe yapmak adına 19 yılımı verdim. Ben Doğru Yol Partisi’ne İzmir’i kazandırdım, Karşıyaka’yı kazandırdım. O zaman ben yerel yönetimlerden sorumlu başkandım. İzmir hiçbir siyasi partinin tekelinde değildir. Her meclis üyesi adayı 1000 tane oy getirmeli.
İİrfan Doğruca: “Salih Bey, doğru söylüyorsunuz. Siz bu işi dışarıdan daha doğru görüyorsunuz. Bu dönem, geçmiş dönemde yapılan eksiklikler inşallah tekrar yapılmaz. Tabi ki CHP’nin ve bizim oy ittifaklarıyla yapmış olduğumuz oy dengesinin de etkisi var. Aslında CHP burada iyi bir oy kaybetti. Burası İYİ Parti ve HDP’nin oylarıyla seçildi. Bizim burada oylarımız arttı. Son süreçte şansızlığımız olmuş oldu, büyük kırgınlıklarımız oluştu. İnşallah bu dönemden sonra böyle hatalar yapılmaz. Karabağlar AK Parti’nin kazanabileceği bir yer. Geçen gün bir film izledim. O filmi izleyince bizim de neler yaşadığımız gözümün önüne geldi. Aslında siyasetin içinde bu tarz şeyler var. Bunların önüne geçmenin yolları da var. İnşallah bu dönem daha akılcı bir siyasetle bunları gideririz. Sayın başkanımız sakın yanlış anlamasın ama CHP çok hizmet ettiği için seçimi kazanmadı. Son 7 senede olan yatırımlara bakarsanız seçimin kaderini etkileyecek bir yatırımın olmadığını görüyoruz. 7 senedir burada seçimi kazandıracak şekilde üretilen bir proje yok. Mesela kadın sığınma evi sözü verildi yapılmadı, 5 sene içerisinde yolları açacağı sözünü verdi yapamadı. Biz iktidar olabilirsek Allah nasip kısmet ederse büyük projeler içerisindeyiz ve bunu halka göstermek istiyoruz. Başkanın dediğine göre eleman çalıştırma kapasitesi ful kapasitede. Buna rağmen hizmet üretebilmek konusunda eksik kalıyor. Belediyenin gelirini arttırabilecek formüller de üretmiyorlar. Tamamen belediyenin izlediği yanlış politikadan dolayı insanlar Karabağlar’dan kaçıyor. Bu bile belediyeler için bir fırsattır. Ruhsat kesersiniz, oturma raporu alırsınız ve belediyeye gelir sağlarsınız ama şu an belediyeye gelir gelecek bir ortam yok. Gelir gelmediği için belediye sadece genel bütçeden aldığı payla kendini döndürmeye çalışıyor. Bu tamamen yönetimsel zafiyetten kaynaklanıyor. Başkanın bunu görüp düzeltmesi lazım. Ben buradan kendisine söylüyorum: Bir araştırma yapsın. Neden Karabağlar’la Gaziemir arasında ruhsatlar farklı, neden insanlar kaçtı? Bunları araştırması gerekiyor. Mesela belediyede bir masa kurun, vatandaşlar oraya gidip taleplerini iletsin. O talepleri müteahhitlere ilet. İnsanlarla arada köprü oluşturun.
Diyelim ki 100 maddelik bir anlaşmanın içerisinde 1 tane maddede eksiklik varsa insanın içine taş koyma, önünü açmaya çalış. Ama yok. Biz projeye giriyoruz, 2,3,5 ayda proje çıkıyor. Burada müteahhit neden kalsın, neden burada iş yapsın?”
Salih Erkek: Halbuki pandemiden dolayı daha fazla şeyler yapılmalı daha çok fikir üretilmeli herkes evlerinde nasıl olsa öyle değil mi?
İrfan Doğruca: “Evet haklısınız, ben kimse bir şey yapmıyor diyemem. Karabağlar’da 500.000 nüfus var ve yoğunluktan dolayı bunların hiçbiri gözükmüyor. Kendisine hiçbir saygısızlık, şahsiyetine bir şey demiyorum. Belediye başkanının takdir ettiğimiz yönleride var ama hizmet noktasında eksik gördüğümüz şeyler de var. Bu yılların birikmiş sorunu. Yıllardır burada CHP iktidarı söz konusu. Sonuçta buraya AK Parti iktidar olmadı. Mesuliyet kendilerinindir. Ama biz vatandaşa daha çok hizmet verebilmek noktasında elimizi taşın altına koyduk. Kendisi de projelerin önüne taş koymak yerine, projelerin altındaki taşa elini koysun. İnşallah ondan da bu anlamda adım atmasını bekliyoruz.”
