Anadolu Birliği Derneği Onursal Başkanı Koç Ali Al, Yenigün TV'ye önemli açıklamalarda bulundu. Ülkemizde yaşanan terör olayları ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunan Al, “Cumhurbaşkanımız isterse silahlar susar. Bu konuda çok iddialıyım. Cumhurbaşkanı bir iradedir ve hepimizin Cumhurbaşkanı'dır. Bu savaşı durdurabilecek gücü vardır. Cumhurbaşkanı bugün hükümete 'yeniden barış sürecine girelim' dese hükümet buna hayır diyemez. Ben bunun olacağına yürekten inanıyorum. Bu sorunu çözecek ve milli mutabakatı sağlayacak olan Cumhurbaşkanı'dır. Silahla hiçbir şey çözülmez. 40 yıldır inovasyona ve Ar-Ge'ye harcayacağımız parayı silaha harcıyoruz. Silahlar susmadan ülkemizin ekonomisi düzelmez. Bu işin tek çözümü barıştır. Başka bir şansımız yok” dedi.
15 Temmuz sürecini nasıl yorumluyorsunuz?
Biz Türkiye'de birlik ve beraberlik olsun diye Anadolu Birliği Derneği'ni kurduk. Ülkemize barışın gelmesi için çok emekler verdik. Son dönemlerde görüldü ki Anadolu Birliği hem Türkiye'ye hem İzmir'e lazım. 15 Temmuz sürecinden birkaç ay önce biz 'Beyaz Sivil İnsiyatif' denen bir etkinlik yaptık. Ülkemizde akan kan dursun diye yaklaşık 237 hemşehri derneğinin desteğini aldık. Biz 15 Temmuz sürecini çok önceden gördük. Her platformda uyarılarda bulunduk.“Devletin dini yoktur, devlet kurallarıyla ve kurumlarıyla devlettir” dedik.
DEVLETİMİZİN YANINDA DİMDİK DURDUK
15 Temmuz sürecinden sonra birçok dernek ve sivil toplum kuruluşu kapandı. Ama biz bu süreçte devletimizin yanında dimdik durduk. Biz halkın iradesini sokağa yansıttık. Ben aynı mücadeleyi 12 Eylül döneminde de verdim. 15 Temmuz gecesi de sokaklardaydım. Biz her türlü darbenin karşısındayız. Demokrasi mitinglerine katıldık. Bu dönemde ülkede barış rüzgarları esti. Ama tam anlamıyla milli mütabakat sağlanamadı. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasi parti ayrımı gözetmeden tüm partileri Külliye'ye davet etmeliydi. Bu eksikleri söylemek zorundayız. Söylemezsek demokrasi olmaz.
“SİYASİ PARTİLER TEMİZLENMELİ”
Bugün Ankara siyasetteki yoğunluğun yorgunluğunu yaşıyor ve sistem çalışamaz hale geliyor. Biz her zaman yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) güçlendirilmesinden yanayız. STK'ler devletin istihbarat antenleridir. Ben siyasette de bir temizlik yapılması gerektiğini düşünüyorum. Siyasi partiler kendilerini temizlemeli. Özellikle üye yapılanmaları yeniden gözden geçirilerek sıfırdan yapılmalı. Siyasi partiler temiz kadrolar oluşturmalı. Şüpheye yer bırakılmamalı. Aynı şekilde devlet de yeniden yapılanmalı. Siyasi partiler ve seçim yasası kesinlikle değişmeli. Bunları başaramadığımız zaman her zaman darbelere hazırlıklı olmalıyız. Dolayısıyla darbe tehdidi halen devam ediyor.
Ülkemizde terör olayları maalesef artarak devam ediyor. Size göre çözüm nedir?
Cumhurbaşkanımız isterse silahlar susar. Bu konuda çok iddialıyım. Cumhurbaşkanı bir iradedir ve hepimizin Cumhurbaşkanı'dır. Bu savaşı durdurabilecek gücü vardır. Cumhurbaşkanı bugün hükümete “yeniden barış sürecine girelim” dese hükümet buna hayır diyemez. Ben bunun olacağına yürekten inanıyorum. Bu sorunu çözecek ve milli mutabakatı sağlayacak olan Cumhurbaşkanı'dır. Biz şu an Güneydoğu halkının sağduyusu sayesinde bu durumdayız. Başka bir ülkede bunlar yaşansaydı çoktan bölünürdü. Ama bizim ülkemiz bölünmez. Bizi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Çünkü biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak et ve tırnak gibiyiz. Birbirimize yürekten bağlıyız.
EKONOMİDE DURAKLAMA DÖNEMİ
Yaşananların ekonomiye etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ekonomimiz şu anda emekleme döneminde. Bir durgunluk söz konusu. Gerileme döneminde olduğumuzu söylemiyorum, duraklama dönemindeyiz. Yani bıçak sırtındayız. Mesela İzmir turizmde yüzde 56 geriledi. Aynı şekilde ihracatta da geriledik. Bizim hedefimiz 2023 yılında 500 milyar doları yakalamaktı. Bu şartlarda yakalayabilir miyiz? Hani 2023’te dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde olacaktık? Kimse önümüze pembe kağıt ve hayal koymasın. Ülkenin gençleri eğitim, iş, huzur bekliyor. Silahla hiçbir şey çözülmez. 40 yıldır inovasyona ve Ar-Ge'ye harcayacağımız parayı silaha harcıyoruz. Silahlar susmadan ülkemizin ekonomisi düzelmez. Bu işin tek çözümü barıştır. Başka bir şansımız yok. Önce kendi aramızda milli mutabakatı sağlamalıyız. Başkalarından umut beklememeliyiz. Biz bu süreçte gövdemizi taşın altına koymaya hazırız. Ülkede kanın durmasını istiyoruz. Ayrıca dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde olmak istiyorsak inovasyon ve Ar-Ge'yi güçlendirmeliyiz.
İzmir’de sanayiyi geliştirmek için neler yapılabilir?
Eğer bir toplumda insanlar mutlu olursa kent de mutlu olur. Mutlu olunması için kimlikli toplumlar yaratmak gerekir. İzmir’de her şeyden önce insanlara kentlilik bilincini aşılamak, İzmirlilik ruhunu benimsetmek gerekir. İzmirlilik ruhu altında İzmir’deki insan potansiyelini öne çıkarmak, insanları ötekileştirmeden İzmirlilik kimliği altında toplamak lazımdır. İzmir toplama bir kenttir. Yurtiçinden ve dışından göç alarak bu hale gelmiştir. Yapılması gereken tüm bu toplumu aynı potada eritmektir. İzmirlilik bilinci eşya değil ki alınıp satılabilsin. İzmirlilik ruhu aşktır, sevgidir. İzmir’in gelişmesi için ise ortak akla ihtiyaç vardır. İzmir’in kalkınması için hazırlanan pek çok proje var ama bunlar hayata geçirilemiyor. İzmir’deki herkes çok biliyor ve çok konuşuyor ama ortak noktada buluşamıyor. Ortak aklı yakaladığımız zaman işler kendiliğinden yürür. İzmir’in 3 tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen İzmir’de doğru düzgün bir tersane yok. Tersanede yılda 5 bin kişi çalışır ve 2 milyar dolar gelir elde edilir. İzmir’in kalkınması için, para kazanması için yapılabilecek çok proje var ama bunları konuşmak değil hayata geçirmek gerekir. İzmir'in kalkınmasını istiyorsak kimse topu taca atmamalı.
İzmir turizminde yeni atılımlar şart
İzmir’de turizm olması gerektiği yerde mi?
Kesinlikle değil. Kurvaziyer turizmi istediğimiz düzeyde değil. İzmir turizminde sağlık turizmi, jeotermal turizm gibi yeni atılımlar yapmak gerekiyor. İzmir’in doğal kaynakları çok fazla ve bunları hayata geçirecek, turist için cazip hale getirecek stratejik planlar yapmak gerekiyor. Antalya sadece futbol turizminden 500 milyon dolar gelir elde ediyor. İzmir’in Antalya’dan eksiği yok fazlası var iken İzmir neden Antalya’nın gerisinde kalsın ki? Ayrıca turistin İzmir’e giriş yaptığı nokta da çok önemli. Turist gelip gecekondu İzmir’i mi seyredecek, İstanbul’da Kentsel Dönüşüm Projesi ile neredeyse gecekondu kalmadı ama İzmir’in hala yüzde 55’i gecekondudur.
STAT ÖNERİSİ
Anadolu Birliği Derneği Onursal Başkanı Koç Ali Al: Bizim elimizde Atatürk stadı gibi bir değer var. Gelin bu stadı komple yıkın. Yerine bir tane 42 bin kişilik, bir tane de 15 bin kişilik stat yapın. Stadın yeri ulaşım açısından çok güzel bir yerde. Metro var, otoban bağlantısı var. Buraya sosyal tesisler, alışveriş merkezleri yapılır. Stat sorunuyla ilgili kavga etmeye hiç gerek yok. Aklın yolu bir. Halkapınar'a yapılacak iki modern stat İzmir'in stat sorununu çözer. İzmir'in ismine yakışır stadyumları acilen kente kazandırmak lazım.

Yorumlar
Kalan Karakter: