Buca Belediyesi'nin sosyal projeleriyle dikkat çeken genç Başkanı Levent Piriştina, Yenigün TV'nin konuğu oldu. “Bir yerde bir çocuk varsa, eğitim varsa Buca Belediyesi her zaman oradadır” diyen Piriştina, Pırlanta Merkezleri Projesi'ni anlattı. Piriştina, “Hayata ve insana yönelik yediden yetmişe kurguladığımız yatırımlardan, 3-7 yaş arasına yönelik bir proje. Ağaç yaş iken eğilir, bu nesiller yarının Bucasını, İzmir’in Türkiyesini oluşturacaklar. Biz eğitimle hatırlanmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Suruç’ta patlama sonucu ölen genç arkadaşlarımız ve Adıyaman’da şehit olan bir askerimizle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Gerçekten üzücü bir olay. Bu tür haberler almak, ülkemizi ve bizi çok üzüyor. Umuyorum bu tür tatsızlıklar, insanlık dışı davranışlar asla ülkemizde bir daha yaşanmaz. Bunlar bizlerin heyecanını, geleceğe olan inancımızı, motivasyonumuzu kıramayacak. Kaybedilen canlara Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm halkımızın başı sağolsun.
Biz hep iddialı olduk
Yerel seçimlerin ardından bir buçuk yıl geçti. Bu süre nasıl geçti?
Biz hep iddialı olduk. Bucamızın, Buca'da yaşayan hemşehrilerimizin birtakım öncelikleri var. Bunları göz ardı edemeyiz. Bizim için önemli olan kentte yakalayacağımız huzur ve sevgi ortamı. Sevgi ve saygı yoksa, projelerin de daha yaşanılır bir kentin de önemi kalmaz. Bunun için çalışmalar yaptık. Bazı mahalleler hizmetlerden 20-25 yıl geride kalmıştı, buralara biraz daha pozitif ayrımcılık yapacağız dedik, buralardan başlayacağız dedik. Bizim ova olarak tabir edtiğimiz; Göksu, Gediz, Yeşilbağlar, Fırat, İnönü Mahallesi, Atatürk Mahallesi gibi ilk hizmetlere buralardan başlayalım dedik. Temel ihtiyaçlar, kaldırımlar, altyapı çalışmalarına başladık. Tabii Buca deyince akla trafik sorunu geliyor. Bunun çözümü için çalışmalar başlattık. Çevreyolu ve ana arterleri genişletmek ve trafik sorununu gündemden çıkarmak için çalışmalar başlattık. Buca trafiğiyle ilgili yatırımları dörde bölmüştük. Bunlar çevreyolu, Yıldız girişi, Adnan Menderes hattı ve tramvay hattı.
Seçim döneminde Çaldıran Mahallesi’ne verdiğiniz sözü yerine getirdiniz, mahalle halkı ile görüşme fırsatınız oldu mu?
Elbette gittik, mahalle muhtarımız ve hemşehrilerimiz sağolsun bizi çok iyi karşıladılar. Orada küçük gibi gözüken fakat mahalledeki insanlara hayati tehlike yaratabilecek derecede ciddi bir sorun vardı. Mahallenin ana girişi olan yolda büyük itfaiye aracı gibi, ambulans gibi acil durumda ihtiyaç olan araçlara geçecek yol yoktu. Birtakım evlerin olması, kamulaştırma yapılması gibi ciddi sorunlar yaşadık. Sonunda uzlaşarak iki ev yerine yol açtık. En azından orada yaşanabilecek en olumsuz durumda bile oraya tüm araçların girebileceği bir yolu inşa ettik. Bazen bizler için çok ufak gözüken yatırımlar o mahallelerin geleceğini değiştirebiliyor. Verdiğiniz sözü yerine getirebilmek ve oraya gidip hemşehrilerinizle o keyfi yaşayabilmek çok önemlidir. Çaldıran Mahallesi de pozitif ayrımcılık yaptığımız yerlerden biriydi. Sosyoekonomik anlamda geri kalmış mahallelerdendi. Artık Çaldıran'da bu sıkıntımız kalmadı. Çaldıran'daki sıkıntılarımızın tamamı bitmedi çalışmalara devam edeceğiz.
Genç Çiftler Balayı Projesi
Projeleriniz hızla devam ediyor, özellikle sosyal projelerinizden “Genç Çiftler Balayı Projesi” dikkat çekti.
“Alayına balayı” sloganıyla başlattığımız bir proje. Hedef şuydu, belediyecilik hayatın her alanında yer almalı. Yerel tabirle sadece kaldırım, yol yapan, kültür sanat, spor gibi aktiviteler organize eden bir kurum değil, belediye insanın doğumdan ölüme hayatın her alanında yanında olmalı, hayatı kolaylaştırmalı, hayata kalite katmalıydı. İşte balayı da bunlardan biri. İnsanlar çok zor şartlarda evleniyor. Borçlarla uğraşmaktan hayatlarının en önemli iki-üç gününü geçirmeyi ihmal ediyor. Birincisi para yok, ikincisi takatları kalmamış, tüm mesai ve paralarını evlilik organizasyonuna harcıyorlar. Biz de dedik ki onlara hayatlarında unutamayacakları üç günlük bir tatil yaşatalım. Zaten üç gün sonra geri dönecek. İşine geri dönmesi lazım. Bir de kriter koyduk, ailede iki kişinin çalışmıyor olması lazım, üzerine tapu, araba vs. olmaması lazım. Tamamen maddi imkasızlıklar içerisinde olan çiftleri balayına gönderiyoruz. Olumlu sonuçlar alıyoruz, çiftlerimiz çok mutlu dönüyorlar. Bizler de çok mutluyuz böyle bir sevince ortak olduğumuz için. Bu yıl hedefimiz 1500 hemşehrimizi balayına göndermek. Umuyorum hayatları balayı tadında geçer. Elimizden gelse üç gün değil, otuz günlerini mutlu geçirmelerini sağlamak isterdim.
Planlanmış sekiz Pırlanta Merkezi
“Pırlanta Merkezleri Projesi” var. Biraz bahseder misiniz?
Hayata ve insana yediden yetmişe kurguladığımız yatırımlardan, 3-7 yaş arasına yönelik bir proje. Ağaç yaş iken eğilir, bu nesiller yarının Bucasını, İzmir’in Türkiyesini oluşturacaklar. Bu katliamların olmamasında gençlerin eğitilmesi, ailelerinin bilinçlendirilmesi çok önemli. Pırlanta Merkezleri bu yüzden iki etaplıydı. Bu proje sadece 3-7 yaş arasındaki çocuklara yönelik değil, onların annelerine de yönelik bir projeydi. Çünkü çocuklar burada ücretsiz bir şekilde eğlenirken, dinlenirken, eğitim alırken anneler de boş kalıyor. Kuaföre gidiyor, siyaset yapıyor, belki kadın kollarına üye oluyor, belediyenin faaliyetlerine katılıyor. Böylelikle hayatın içinde yer alıyor. Günümüzde kadını eve tıkmaya çalışan bir ortamdayız, kadın doğum yapsın, evden çıkmasın, sürekli çalışsın. Biz tam tersini yapmaya çalışıyoruz. Kadın varsa sağduyu var, üretkenlik var. Kadının olduğu yerde savaş, huzursuzluk, gerginlik minimum. Pırlanta çocuklarına bakarken onların annelerini hayata katmaya çalışıyoruz. Dördüncüyü açtık, sırada beşinci var. Şu an planlanmış sekiz tane var. İlk başlangıçta üç taneydi. Çok fazla rağbet gördü. Umuyoruz imkanlarımız ölçüsünde sekizi de geçeriz. Belediyemizin çocuklara yaptığı yatırımlar, ebeveynleri, dolayısıyla bizi mutlu ediyor.
Okullarla ilgili olan projeleriniz nelerdir?
Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz tatildeyken bizler de tadilat yapalım dedik. İlçemizde olan 80 okulu ikiye böldük. Bu yıl kırk tanesinin eğitime uygun ve eğitim kalitesini artıracak biçimde tüm tadilat ve tamir işlerine başladık. Kırk gün sürecek, yapılacak işler belli, okulların isimleri belli. Eğitime dönecek öğrencilerimiz tüm okulu tertemiz, pırıl pırıl, kapıları tavanları, bahçeleri yeni gibi bulacaklar ve yeni eğitim ve öğretime o heyecanla başlayacaklar. Öğretmenlerimiz de çok sevindiler. Yine eğitimle ilgili bir temel daha attık. Ben çok önemsiyorum eğitim merkezini. Barış Mahallesi’nde şu an temeli yarıyı geçmiş durumda. Burada her yıl 1000, dört yılda 4000 öğrenciyi ücretsiz olarak üniversiteye hazırlayacağız. Bu dönem yollar yapıyoruz, kültür-sanat merkezleri yapıyoruz, spor salonlarımızı yapıyoruz, gençlik merkezleri yapıyoruz ama biz eğitimle hatırlanmak istiyoruz. Ne kadar çok eğitime katkı o kadar çok ülke geleceğine katkıdır. Çocuk varsa eğitim varsa Buca Belediyesi her zaman ordadır. Milli Eğitim Müdürümüz bu konuda çok duyarlı birisi. Sürekli birbirimizle kordinasyon içindeyiz ne yapabiliriz diye. Çünkü ortak paydamız çocuklar. Burada hiçbir zaman siyaset yok. Çocuk varsa zaten siyaset konuşulmaz.
Sürprizlerimiz devam edecek
“Eğitilmemenin bahanesi olmasın”
Eğitimin ilk dört yılındaki çocuklara çevre bilincini, doğayı anlatabilmek için 40 bin adet kitap bastırdık. Bunları öğrencilere dağıttık. Öğrenmeyi biraz karikatürize ettik. Bununla yetinmedik, eğitimin ikinci dört yılında olan öğrencilerimiz için 49 bin 500 öğrencimize 160 tane kitabı web tabanlı hazırladık, ücretsiz olarak dağıttık. Hem böylelikle ağaç kesilmesini önledik. Ücretsiz internete girip bütün ders kitaplarına ulaşabilmelerini sağladık. Bazı aileler istemeden de olsa eğitimdeki aksaklıkları mali yapıya dayandırıyorlar. Yani eğitim alamadık, paramız yoktu. Biz de bu yükü üzerinizden alalım dedik. Eğitilmenin bahanesi olmasın. Öyle bir hale getirmeliyiz ki “Param yoktu gönderemedim, zamanım yoktu yapamadım” denmesin. Web tabanlı eğitim de yaptık. Web tabanlı eğitim, okul yatırımları, bilgi eğitim merkezi tamamı toplu yapılsın istedim. Bunlarla birlikte bitti mi, hayır bunlar daha başlangıç. Eğitimle ilgili sürprizlerimiz devam edecek.
Bütün canlara sahip çıkıyoruz
Bir izleyecimiz demiş ki “Sokak hayvanlarına yaptıklarınız için size minnetarız, darısı diğer belediyelerin başına...”
Tabii biz gençlerden, kadınlardan, çocuklardan bahsediyoruz ama her türlü canlıya saygımızın devam etmesi lazım. Ağaca da sahip çıkacağız, bitkiye de sahip çıkacağız, sokak hayvanına da. Can candır. Bu konuda en çok değer verdiğimiz hayvan ambulansımız. Mesai saatleri dışında sokak hayvanlarımızın başına gelen en küçük sorunlarda hayvan ambulansı devreye giriyor.
En çok istihdam sorununa üzülüyorum
Buca'da işsizlik sorunu fazlasıyla var. Belediyeye de bu konuda fazlasıyla müracat oluyordur sanırım?
Şimdiye kadar 5000'den fazla CV geçti elimize. Buraya geldiğimden bu yana çok güzel anılarım oldu fakat en çok üzüldüğüm nokta istihdam sorunu. Sabah işe gelip akşama kadar en az yüz-yüz elli defa “hayır olmaz yapamıyorum” demek insanda olumsuz enerji yaratıyor . Elimizin kolumuzun bağlı olması beni çok üzüyor. Göreve ilk geldiğimizde Buca Tim’i kurmuştuk. Burada istihdam masamız var. Gelen taleple özel firmalardaki istekleri karşılamak için ciddi bir çalışma yürütüyor. Bayramdan önceki hafta yetmişten fazla kişiye istihdam sağladık. Umuyorum kararlı bir iktidarda bu gibi durumları minimuma indirmeyi sağlayacak kararlar alınır.
Belediyelerde memur ya da zabıta alımı yapılacak mı?
Yok şu anda böyle bir durum söz konusu değil. Ancak şunu ifade edeyim, memur ve zabıta aynı kategoriye giriyor. Eğer memur giderleriniz, gelirlerinizin %30'unu aşıyorsa, devlet memur alımını engelliyor. Böyle bir sıkıntı var. Önce mali sıkıntıyı %30'un altına indir, ondan sonra memur istihdam ettirebilirsin diyor. Bizim de sıkıntımız %3' un üzerinde olmamız. Şu an 100 kişi daha alabiliriz, kadromuz var fakat bütçemiz el vermiyor.
Göksu'ya pozitif ayrımcılık
“Göksu Mahallesi'ne yaptığınız yatırımlardan dolayı teşekkür ederiz” demiş bir izleyicimiz...
Göksu Mahallesi pozitif ayrımcılığını yaptığımız en büyük mahallelerden biri. Elli binden fazla vatandaşımız geçtiğimiz on beş yıl boyunca çöp arabası dışında hiçbir hizmet görmemiştir. Şu an 67 bin metrekare alanı tekrardan kazıyoruz, taş döşüyoruz ve çok özel çalışma yapıyoruz. Kaldırım yapıp, asfalt atıp geçmiyoruz. Merkezde ne varsa orada da aynısı olacak dedik ve oraya da kilit taş döşüyoruz. Kilit taş nostaljik bir hava veriyor, yağmur sularını çekiyor, tamiratları ve tadilatları kolaylaştırıyor. Çalışmalarımız henüz bitmedi, daha çok sürprizlerimiz olacak. Türkiye’deki bu patlamaların, kargaşanın sebebi bölgelere eşit derecede yatırımın yapılmamasıdır, bunun sonucunda insanlar birbirini vuruyor, öldürüyor. Bunu mahallelerde sağlarsanız, mahalleler arası gerginlikler başlar, “orada var burada neden yok?” diye. Mümkün olduğunca insanlara kendi yaşam alanlarında huzurlu bir hayat sunmak lazım ki başka yerlerde arayışa çıkmasınlar. Ülke içinde göçler olmasın. Mahalleler arası göç olmaması lazım.
“Bucaspor'dan güç alan değil, Bucaspor'a güç veren başkan lazım”
Bucaspor’da kongre süreci nasıl olacak, bu seçimde takımın menfaatleri doğrultusunda müdahil olacağım demiştiniz, size yakın başkan adayı var mı görünürde?
Takımın Birinci Lig'den İkinci Lig'e düşmesi bizi üzdü. Takımın ekonomik sorunları, transfer yasağının olması, maaşını alamayıp TFF'ye başvuran futbolcuların olması, aşçısından teknik direktörüne kadar herkesin paramı alamadım demesi ve böylece bir kaos ortamının oluşması tek başına yönetimin suçu değildir. Ama her şey güzelmiş gibi yapmak Bucaspor’a verilmiş en büyük zarardır. Ortada bir sorun var, takım ligden düşmüş, takımın bir sürü borcu var, takımın TFF'ye, FİFA'ya, aşçıya, malzemeciye, bakkala, manava borcu var. Her şey çok güzelmiş gibi yapmak bir yerel yöneticiye yakışmaz. Ben Buca’nın Belediye Başkanı'yım dolayısıyla bu kulübün de onursal başkanıyım. Hiçbir zaman için bana yakın bir ismi, gönlümden, tipinden ya da cebinden dolayı istediğim bir aday olmadı. Bu takıma sahip çıkabilecek, ekonomik gücüyle, siyasi gücüyle, geçmişteki tecrübeleriyle takıma güç verebilecek insanların Bucaspor’a yönetici olmasını istedim ve bu konuda çağrıda bulundum. Eğer bir başkan bunları yapmazsa, takım da sorgular, taraftar da sorgular, futbol sempatizanı da sorgular. Bizim burada bir görevimiz var, sahaya çıkmak zorundayız. Bu çocuklar iyi çocuklar, görmezden gel deme gibi lüksümüz yok, keşke öyle deme lüksümüz olsa. Başarıda sevinseniz, başarısızlıkta birini suçlayabilseniz. Biz böyle bir şey yapamayız. Birilerini istiyorum, birilerini istemiyorum gibi bir şey yok. Her şey Bucaspor’un başarısı için. Gelecekler, 11 Ağustos'ta bu göreve talip olacaklar. Herkes haddini bilecek, kenara çekilecek bu kadar basit. Yoksa biz çok iyiyiz, biz çok çalışkanız.. O zaman başarı gerekir. Onlarca şey sayıyorsunuz, hiçbir şey yapmıyorsuz yine de çok iyi çocuksunuz. Çok iyi çocuksan, oturacaksın başka işler yapacaksın. Çalışmıyorsan üretmiyorsan mali anlamda sıkıntı varsa, artık frene basmanın bir dönem dinlenmenin zamanı geldi. Bucaspor'dan güç alan yönetici değil, Bucaspor'a güç veren yöneticiler lazım. Maalesef kulüplerde böyle oluyor. Başkanlık bakımından çok ciddi talipler oldu. Bugün resmi çağrılar yapılacak. Basına da duyurular yapılacak. Grup olarak bu görevi istiyoruz diyen arkadaşlarımız olmuştu. Yarın akademide başkan adaylarıyla buluşup toplantı yapacağız. Buraya altyapımızın başkanı da katılacak. Yeter ki 11 Ağustos'ta aklı selim, takıma sahip çıkacak, kendini kanıtlamış, Bucaspor’dan güç alan değil, Bucaspor’a güç veren adamlar gelir, serüven böylece başlar. Böylece İkinci Lig'den Birinci Lig'e oradan da Süper Lig'e çıkarız.

Yorumlar
Kalan Karakter: