Solucan USB nedir biliyor musunuz? Bazılarımızın flash bellek diye bildiği ve kısaltması USB olan minik depolama cihazının içine akıllı ve gizli bir yazılım programı yükleniyor. Sonrasında bu USB hangi bilgisayara takılırsa içindeki bilgileri, bilgisayar sahibinin haberi olmadan çok kısa zaman içinde vakumluyor ve şifreli, gizli bir klasörde depoluyor.
FETÖ davaları çarşaf gibi açılıp geliştikçe önemli ayrıntılara da erişiyoruz. Bunlardan en sonuncusu, Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bir FETÖ davasında tanıkların bahsettiği solucan USB’ler oldu. Ancak bu solucan USB’lerin farklı bir özelliği var; sadece takıldıkları bilgisayarın değil o bilgisayarın entegre olduğu tüm ağın bilgilerini vakumlayıp depoluyorlarmış.
FETÖ, bu çok gelişmiş ve tam bir istihbarat oyuncağı olan solucan USB’leri kurumlarda çalışan casus militanlarına kullandırtarak tüm kamu kurumlarının mahrem bilgilerini çalmış. Ne kadar şeytanca, değil mi?
Örneğin dershanelerinin kapatılması sürecinde, dershanelerle ilgili yasa taslağı, bu USB’ler aracılığıyla ele geçirilip örgüte iletilmiş. Örgütün yeni duruma göre zamanında vaziyet alması sağlanmaya çalışılmış. Hatta bununla da kalınmamış, ele geçen gizli görüşme tutanakları FETÖ medyası üzerinden manipülasyonlarla servis edilerek “dershaneciler mağdur ediliyormuş, eğitim sistemi çökecekmiş, çocuklar rezil rüsva olacakmış” gibi algı operasyonları da yapılmış.
Solucan USB’ler en çok da ÖSYM nezdinde kullanılıp sınav sorularına erişilmek istenmiş. ÖSYM’nin ilgili birimleri zaten FETÖ militanlarınca ele geçirildiği için sınav sorularını ele geçirmek için çoğu zaman özel çaba sarf etmek gerekmese de işi sağlama almak için solucan USB’ler de devreye sokulmuş.
Kurumlardaki yükselme sınavlarında veya bir kurum çalışanını ekarte etmek için mahrem bilgiye gereksinim duyulduğunda yine solucan USB’lere başvurulmuş. Özellikle de üniversitelerde akademik kadroları ele geçirebilmek için solucan USB’lerin çok etkin kullanıldığını görüyoruz.
FETÖ davalarındaki son çözümlemelerle ortaya çıkan solucan USB’leri ne tip FETÖ militanları kullanmış diye merak edebilirsiniz. Bu noktada MİT içinde yuvalanmış kripto FETÖ militanlarının önemli bir yeri olduğunu görüyoruz. Özellikle kamu kurumlarında solucan USB’leri kullanmak için görevlendirilecek kripto militanların eğitiminde, sevk ve idaresinde durumun aşağı yukarı böyle olduğu görülüyor.
Solucan USB’ler aracılığıyla toplanan bilgiler iki şekilde kullanılmış.
Birincisi; elde edilen bilgilerle büyükçe bir bilgi havuzu ya da veri bankası oluşturulmuş. FETÖ bu veri bankasını pervasızca kullanmış.
İkinci kullanım alanı ise istihbâri manada önem arz eden bilgilerin ayıklanarak Pensilvanya bağlantıları üzerinden CIA, MOSSAD, BND gibi gizli servislere aktarılması olmuş. Kendileri için her dâim kullanışlı bir taşeron istihbarat ve terör örgütü olan FETÖ’den bu şekilde istifade eden düşman gizli servisler, bunun karşılığında FETÖ’yü ve FETÖ’cü militanları gerek yerel gerekse uluslararası arenada koruyup kollamışlar. Almanya’nın FETÖ’ye nasıl kucak açtığını hepimiz gördük. ABD ise zaten FETÖ’yü kurgulayıp başımıza bela eden bir numaralı adrestir.
Önümüzdeki süreçte iptal olan 2010 KPSS gibi iptal olmuş ya da olacak daha birçok sınav bahsinin içinden solucan USB şeytanlığının çıkacağını düşünüyorum.
Ancak esas sorulması gereken soru şu:
Acaba hâlâ kamu kurumlarının en mahrem bilgileri solucan USB’ler ya da benzeri teknolojik aygıtlarla kripto FETÖ elemanları tarafından gizlice çalınıp depolanıyor mu? Bu sorunun mutlaka cevaplanması gerekir. Bu minvalde özellikle 15 Temmuz’dan sonra kurumların istihdam ettiği tüm bilgisayarcı personelin mercek altına alınması elzemdir. Unvanı yazılım mühendisi ya da basit bir bilgisayar işletmeni olabilir, bunun hiçbir önemi yok. Zira istihbarat sistematiğinde ön planda yer alan hemen her şey, kişileri aldatmaya yönelik paravandan başka bir şey değildir.
Yazıma Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesinde dinlenen M. Y. isimli tanığın ifadesinin bir kısmını “aynen” aktararak son veriyorum:
“Bizim üstümüz olan F. C., solucan USB’lerle, çalışılan kurumlardan belgeleri almaya yönelik faaliyetlerde bulunurdu. Solucan USB’ler, çalışılan devlet kurumlarındaki bilgisayarlara takılır ve bilgisayarlardaki bütün bilgiler USB’nin kapasitesi kadar bu USB’lere çekilirdi. Daha sonra bu bilgiler F. C.’ye iletilirdi. Kurumlarla ilgili bilgiler bu şekilde alınıp iletilirdi. Gizli bilgiler de olsa bu USB’lere alınır, F. C.’ye iletilirdi. O dönem hazırlanan dershanelerle ilgili yasa taslağı da bu şekilde bilgisayarlardan çekilip USB’ler aracılığıyla iletilmişti.”
Gördüğünüz üzere saygıdeğer okurlar, FETÖ ile imtihanımız henüz bitmedi; hatta yeni başlamakta. Her zamankinden daha fazla bu işin üstüne düşmeli ve asla gevşeklik göstermemeliyiz.
Hepinize coronvirüs’ten ve daha da tehlikelisi FETÖ virüslerinden âmade, sağlıklı günler dilerim.
Muhammed Gömük Yazdı...
FETÖNÜN SOLUCAN USB ŞEYTANLIĞI
Yayınlanma :
12.03.2020 09:02
Güncelleme :
12.03.2020 23:12
