İzmir'de özellikle birkaç ilçede gördüğüm hizmet seferberliği “İlçe belediyelerinin tek işi park yapmak ve çöp toplamak” algısını halkın belleğinden koparıp götürdü. Yok öyle arkadaş, sadece çöp toplayıp, park yapmayı düşünüyorsan aday olma. Fen İşleri Müdürleri bu hizmeti gayet başarılı bir şekilde veriyor zaten. Hatta onlar da değil. Koca belediyeyi bir memurla da götürebilirsiniz.
Kentin 30 ilçe belediye başkanı da birbirinden değerli ve vizyonu olan insanlar. Bir ilçe belediye başkanının sınırlarını zorluyorlar.
Mesela önceki dönem belediye başkanlarından farklı özellikleri var. Her sabah esnafın arasına karışan Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ve Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, her gün vatandaşın sıkıntılarını dinleyen Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Türkiye'nin gelir dağılımı en adaletsiz ilçesinde halkın yaralarına merhem olan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, tecrübe ve belediyecilik deyince akla gelen ilk isim Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, küçük bir ilçe gibi görünse de yaptıklarıyla hep büyük düşünen Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu, Kemalpaşa Belediye Başkanı Arif Uğurlu, Torbalı Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez, spora ve turizme yaptığı katkılarla Dikili'nin gülen yüzü Mustafa Tosun, Bayraklı’yı adam eden Belediye Başkanı Hasan Karabağ, belediyeciliğin başarılı ismi Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, güneş tarlaları ile Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ve UNESCO gibi önemli bir başarının altında imzası bulunan Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç ile Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı bence İzmir'de belediyecilik kavramını değiştiren kişilerin başında geliyor. Tabi ki diğer ilçe belediyelerimizin başkanları da saydığım isimler kadar kent için önemli projelerin altına imza attılar.
Belediyecilik anlayışı artık çok değişti.
Halk;
Başkanını yanında görmek istiyor. Zor günlerde mezarlıklarda kürek sallamasını istiyor. Evinin önündeki çukurun kapanmasını istiyor. Sosyal projeler ile mahalle arasına sıkıştırılmış yaşamlardan kurtulmak istiyor. Kesesine katkı istiyor. Temiz caddeler, yollar istiyor. Geniş yeşil alan çalışmaları ile nefes almak istiyor. Spor yapabilmek istiyor. Engelliler evlerinden çıkabilmek istiyor. Öğrenciler dershane, büyükler gelecekleri adına meslek kursları istiyor.
O kadar çok şey var ki anlatabilecek. Vatandaş, devletin hayatının tam ortasında yer almasını talep ediyor. Durum böyle olunca belediyelere çöp toplayıp, park yapmaktan çok daha önemli görevler düşüyor. Ve inanın ki bu, İzmir'in vizyonu yüksek belediye başkanlarınca gerektiğince önemseniyor.
Karşıyaka Belediye Başkanı'nın kız çocukları için başlattığı burs projesine dikkat edin, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila'nın Büyükpark'a uyguladığı projeye iyi bakın, Dostmarket'i, Down Cafe'yi bir gezin, Buca Belediyesi'nin kreş, İzcilik ve Doğa Sporları Merkezi projelerini inceleyin, dezavantajlı kesim için hayata geçirdiği projeleri bir okuyun... Torbalı Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez'in aynı anda açtığı 27 park ve spor alanının ilçe için ne anlam ifade ettiğini bir düşünün. Menemen'de Tahir Şahin'in dev fuar projesini bir gezin mesela.
İzmir'de ilçe belediye başkanları (Ki bazılarının ilk dönemi) bir ilçe belediye başkanının boyundan büyük işlerin altına imza atıyor. O imzayı öyle bir atıyor ki hem de...
Ben şuna inanıyorum, bu dönem üzerlerindeki heyecanı atacak olan belediye başkanı arkadaşlarım, önümüzdeki dönem içerisinde ilçelerinin talihlerini değiştirecek çok daha önemli projelerin altına imza atacaklar.
Belediye başkanlığı sadece park yapmak ve çöp toplamaktan ibaret değil. İzmirliler bunu fazlasıyla kanıtlıyor.
İyi haftalar...

Yorumlar
Kalan Karakter: