Geçtiğimiz günlerde dört kişilik Böcek ailesinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan zehirlenme vakası sonrası sokak lezzetiyle uğraşan, evine çoluk çocuğuna helal ekmek götüren esnaf, yaşanan olayın ardından büyük bir kırgınlık yaşıyor.
Tanıdığım veya tanımadığım esnaflar, “Salih abi, siz gazeteciler ve televizyoncular bilip bilmeden ekmeğimizle oynadınız. Bizi mağdur ettiniz, zor duruma soktunuz. Yaşanan üzücü durumdan sonra sorup soruşturmadan sokak lezzetlerini hedef aldınız. Biraz sabretseydiniz, hemen bizi günah keçisi ilan etmezdiniz” diyerek sitem ettiler.
Haklı sitemlerini “Salih abi, seni yakından tanıyoruz. Bizden şırdan da yedin, kokoreç de… Ekmek arası köfte, tavuk döner, en çok da midye dolma… Hatta ekmek arası balığı bile severek yerdin. Bugüne kadar hiç zehirlendiğin oldu mu? Biz, hazırladığımız her ürünü önce kendimiz tadarız, sonra servise çıkarırız. Bir olumsuzluk olursa önce bize olsun isteriz. Kendimizi kobay ederiz, bu böyle bilinsin.” sözleriyle dile getirdiler.
Gurbet ellerde çalışan ve bir nefes almak için memleketlerine gelen Böcek ailesinin ölümü hepimizi olduğu gibi tabii ki esnafı da derinden yaraladı. Karı koca ve iki evlatlarının zehirlenerek yaşamını yitirmesi, tüm ülkeyi olduğu gibi sokak lezzeti esnafını da büyük bir acıya boğdu. Ancak bu acının hemen ardından sokak lezzetlerinin hedef haline getirilmesi, esnafı ikinci bir yıkıma sürükledi.

Esnaflar yaşadıkları süreci “Siz gazeteciler ve televizyoncular bizi günah keçisi yaptınız. Tahlil sonuçlarını beklemeden sokak lezzetlerine yüklendiniz. Bizi perişan ettiniz; sokağa çıkamaz hale geldik, tezgâh açmaya utandık. Ta ki hakikat ortaya çıkana kadar…” diyerek çaresizliklerini dile getirdiler.
Sonuçlar ortaya çıktığında ise, acı gerçeğin sokak lezzetleriyle ilgisi olmadığı; otel yöneticilerinin bilinçsiz ve hatalı ilaçlama uygulaması nedeniyle bu trajedinin yaşandığı anlaşıldı.
Ben gazeteci olarak her zaman “Sonucu bekleyelim” dedim. Fakat maalesef herkes aynı özeni göstermedi.
Bir ailenin dramı, onlarca esnafın ekmeğini yakma noktasına geldi.
Bugün geriye dönüp baktığımızda hem Böcek ailesinin acısı içimizde kor gibi duruyor hem de sokak emekçilerinin kırgınlığı…

Buradan bir kez daha o güzel aileye Allah’tan rahmet diliyorum. Ama aynı zamanda bir gerçeğin altını çizmek zorundayım; Gazetecilik, acele hüküm vermek değil; doğru bilgiye ulaşmak için beklemeyi bilmektir. Birilerinin hayatına, ekmeğine dokunan haberlerde bu hassasiyet her zamankinden daha önemlidir.
Sokak lezzetleri bu şehrin kültürüdür, emeğidir, alın teridir. Onları bir kelimeyle yok saymak kolay; ama o kelimenin altında ezilen bir hayat, bir aile, bir geçim vardır. Unutmayalım, hakikat bazen geç gelir, ama mutlaka gelir. Önemli olan, aceleyle insanların rızkına gölge düşürmemektir bilmem anlatabildim mi?
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…
Dipnot: İsmi bende saklı "Salih abi biz sokak lezzetlerine saldıracaklarına gitsinler gıda üreten büyük fabrikaları, AVM'leri de denetlesinler. Yüzlerce insanı zehirliyorlar, tutturmuşlar sokak lezzetleri diye. Biz sokak lezzetleri hepsinden hijyeniz bu da böyle bilinsin" dedi.

Yorumlar
Kalan Karakter: