Merkezi yönetim yani AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu olumlu, yapıcı icraatları övücü haberlere çevirerek köşe yazıma taşıyınca hemen, ‘Vay Salih Erkek, AK Partilidir diye bir taraflarını yırtarlar.
Gelelim yerel yönetime; yani belediye başkanlarına… İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’in güzel olumlu icraatlarını yazıyor, çiziyor, özel röportajları yapıyor, yayınlıyorum. ‘Vay Salih Erkek sen CHP’lisin’ diyerek basıyorlar yaygarayı.
Bakın beyler, bayanlar… 33 yıldır siyasetin en üst görevlerinde yer aldım. Aldığım tüm görevleri atama değil, ön seçimle kazandım. İki parti de siyaset yaptım. İlk Doğru Yol Partisi (DYP). Tansu Çiller hükümetinde olumsuzluklar yaşandı. Yalım Erez, Turhan Arınç, şahsım ve bir çok siyasetin önde gelen isimleri istifalarımızı verdik. İstifalardan sonra DYP çöktü. İç İşleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu da DYP’de siyaset yapıyordu. O dönemde de üst yönetimin yanı sıra belediye meclis üyesiydim. Yine o dönemde DYP’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sayın Burhan Özfatura’ydı. Seçimi Burhan Bey’e kazandıran şahsım Salih Erkek olarak Doğu ve Güneydoğulu hemşerilerimizin yanı sıra ailemin ve dostlarımın oylarını; Talat Şimdi ise MHP oylarının Burhan Bey’e attırdı.
Atama Abdül Batur da sayemde Narlıdere Belediyesi seçimlerini kazandı. İnkar ederse ispata hazırım. DYP’den istifamı verdikten sonra bir yıl Bağımsız Belediye Meclis üyesi olarak görev yaptım. ANAP – CHP ve diğer parti yöneticileri şahsımı partilerine davet ettiler. Düşündüm, taşındım bu böyle olmaz muhakkak bir partide görev almam gerekli diye düşündüm. İktidar partilere gitsem şimdiki gibi dedikodu yaparlar diye gitmedim. Aklıma CHP geldi. ‘Neden CHP?’ diye soran olursa; o dönemde CHP barajın altında kalmıştı. Arkamdan konuşan olmaz diye CHP ilçe başkanlığına gittim, o dönemin ilçe başkanı iyi insan Ali Yılmaz’dı. Büyük bir sevinçle kaydımı yapmıştı ve artık CHP’li olmuştum…
Sağ olsun sevenlerim, inanın binlerce dostlarım, arkadaşlarım ailem beni yalnız bırakmadılar. Çünkü; onların haricinde, tüm İzmir halkına ve engelli vatandaşlarımıza nasıl hizmet ettiğimi biliyorlardı. Bazıları politikaya girer servet kazanır, ben politikaya girdim, servetimin dörtte üçünü kaybettim. CHP’ye kaydımı yaptırmama en çok Uğur Yelekli ve Mehmet Şerif Demir sevinmişti… Mehmet Şerif Demir icraatlarımı çok yakından bilen bir şahsiyettir. Belki bu yazımın altına yorumunu yapacaktır. Uğur Yelekli Karabağlar’ı nasıl ilçe yaptığımı, CHP’ye nasıl kazandırdığımızın yorumunu yapacaktır. Bazı kendini bilmek ukala şahsiyetsizler şahsıma, ‘O partiden bu partiye, kazancı neredeyse o partiye geçiyor’ diyerek çamur atıyor.
Buradan açıklıyorum; Devrimcilik yani kurşun yediğim yıllarımdan sonra ismi bende saklı eski Emniyet Müdürlerinden biri, ‘Seni Süleyman Demirel istiyor, lütfen beni kırma gel Doğru Yol Partisi’ne kaydol’ demişti. Can abim Emniyet Müdürü’nü kırmam mümkün değildi. 3500 kişi ile Karşıyaka Çarşısı’nda yürüyerek DYP İlçe Başkanlığı’na gittik. Kaydımızı yaptık. Eski İl Başkanı ve Milletvekili Turhan Arınç Şahittir, dahasında Konak Merkez İlçe 11 bin üye kaydı yaptım. Merak edenlere her daim ispata hazırım.
Gelelim CHP’den neden istifa nedenime. Şahsım ve birçok arkadaşım ilçe yaptığım Karabağlar’dan Belediye Başkan aday adayı olduk. Aziz Kocaoğlu ile şahsımda kalacak konuşmayı yaptık. Lakin Aziz Efendi şahsıma ve diğer aday adaylarına yanlış yapması sonucunda CHP’den istifamı verdim. Çünkü yanlışa asla affım olamazdı.
Yerel seçim kızışmış; AK Parti adayı saygın kişilik - dünya iyisi insan Sayın Binali Yıldırım, İzmir’den aday olmuştu. Sevgili dostum Necip Kalkan Karabağlar adayı, arkadaşım İlknur Denizli Hanımefendi Konak adayı olmuşlardı. Binali Bey, şahsımın kardeş bellediği Rasim Kahraman’dan istemişti. İlknur Hanım ve Rasim kardeşimin ısrarları üzerine gece saat 12:30’da Binali Bey ile buluştum. İl Başkanı değerli insan Ömer Cihat Akay da o gecenin şahididir. Yaklaşık 1 saat konuştuk. Binali Bey; İlknur Hanım’a ve İl Başkanı Ömer Cihat Akay’a, ‘Salih kardeşim ne yapacağını çok iyi biliyor. Uzun zamandır onu takip ediyorum. Onun katkılarıyla seçimi kazanacağız. Salih kardeşimizin seçim ile ilgili tüm isteklerini yerine getirin’ şeklinde konuşmasına İl Başkanı Ömer Cihat Akay, İlknur Denizli ve Rasim Kahraman hariç diğer kişilerin suratları asılmıştı.
Seçim startı verildi. Suratı asılanlar İlknur Hanım’ı ablukaya aldılar. İlknur Hanım ile bağlarımızı kestiler. Karabağlar adayı Necip Kalkan hiç sözümü dinlemedi. Sanki seçimi kazanmış gibi kendisi ve etrafı bi havalardaydılar. Hatta Karabağlar ilçe başkanı Sayın Erol Körüklü’yü bile kendilerinden uzaklaştırdılar. Bir görmemişlik durumuna şahit oldum. Hangisi başkan yardımcısı olacak savaşını başlattılar. Hayatımda böylesi görgüsüzce seçim görmedim. Resmen midem bulandı. Seçime bir buçuk ay kala desteğimi Karabağlar adayı Necip Kalkan’dan da çektim. Halbuki Necip Kalkan sözümü dinleseydi Karabağlar çok rahat kazanılacak ilçeydi. Tüm gücümü helal hoş olsun, maddiyatımı dahi Aziz Kocaoğlu’na karşı Binali Yıldırım’a harcadım. Kesin kez seçimi kazandık gözüyle bakıyorduk. Lakin vatan haini salya sümük FETÖ çakalın oyunları ortaya çıktı. Şantajlar, tapeler, montajlar, photshoplar vs. ortaya yayıldı. Bu oyunu son haftaya bırakmışlardı. Aklama zamanı da yoktu. Seçimi kaybetmiştik. Lakin Aziz’e de 8 ilçeyi kaybettirmiştik. Diyeceğim o ki; ‘DYP ve CHP haricinde hiçbir partide kaydım kuydum yok’
Evet gerçekten ne AK Partili ne de CHP’liyim. Ben Milletçiyim…
Benim ilkem her zaman Vatan, Millet ve Bayraktır… Siyasetçi ilk önce vatanını milletini bayrağını düşünecek. Koltuk para pul peşinde koşmayacak. Halkına hizmet edecek, halkının içinde olacak. Dertlerini sorunlarını yakından takip edecek, milletvekilleri belediye başkanları il ve ilçe başkanları halkla bütünleşecekler… Bakıyor ve izliyorum. Bu korona virüsü belasından kurtulmamız adına ülkece bir bütün olmamız gerekmez mi? Ama ne yazık ki; iktidarı muhalefeti hiçbir şey yokmuş gibi bu ölümcül virüsün üstünden siyaset yapıyor.
Neymiş efendim; maskelerin dağıtımında sınıf kalınmış.
Neymiş efendim; belediyeler yardım yapamazlarmış…
Neymiş efendim; iktidara bağlı bankalar kredileri vermiyorlarmış.
Neymiş efendim; sosyal medya bilgi kirliliği yapıyormuş.
Neymiş efendim; devlet milletten dileniyormuş.
Neymiş efendim; esnaf perişanmış.
Neymiş efendim; sanayici tüccar perişanmış.
Neymiş efendim; yazılı ve görsel basın perişanmış…
Beyler; 1-2 ay perişan olalım ölmekten çok daha iyidir. Eğri oturur lakin doğruları söylerim. İktidarı muhalefeti her iki tarafta benim gözümde sınıfta kaldılar. Bir örnek vereyim; muhalefetin belediyeleri halka erzak, bir kısım para dağıtıyor. İktidar ne yapıyor, ‘Yok efendim sen dağıtamazsın’. Nasıl dağıtamaz. Bal gibi dağıtırlar. Bakın her Ramazan Ayında belediyeler erzak kolileri dağıtmıyorlar mıydı? İftar çadırları kurmuyorlar mıydı? Neden o zaman yasaklayamadınız. Ne oldu da şimdi yasak getirdiniz?
Gelelim muhalefetin belediyelerine. Siz belediye başkanlarına milyonlarca lirayı emrinize kim veriyor? İktidarda olan parti yani merkezi hükümet. Mevcut merkezi hükümete yani devletin başına iki müsaade satırı yazarak bizlerde fakir fukara garibana yardımda bulunmak istiyoruz deseniz kıyamet mi kopardı? Yani demek istediğim iki tarafta gözümde sınıfta kaldı. Beyler şu dar boğazda herkes elinden geleni yapsın. Sizlerin tuzu kuru. En düşük maaşlarınız aylık 30 bin TL’dir. Didişmeyi bırakın, millete bakın. Cumhurbaşkanımız ne diyor; ‘Sosyal medya kirliliği vardır’ diyor. Evet, hem de azami derecede var. Sn. Cumhurbaşkanım elinizi tutan mı var? Devletsiniz bilgi kirliliği yapanların kökünü kurutabilirsiniz. Elinizde her türlü imkan var. Sosyal medyayı işin ehillerine bırakın. Yani yazılı basına. Ona bağlı internet haber portallarına. Hiç olmazsa, millet doğru dürüst haber okur. Gerçekleri öğrenir. Bir emsal vererek yazımı bitireyim.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer, gece gündüz halkın arasında elinden geleni yapıyor. Kendilerine de sosyal medyada saldırılar var. Şahsımın yazılı ve görsel basını var. Şahsıma da saldırıyorlar. Bu saldıranlar da aciz işe yaramaz kişilerden ibarettir.
Evet sözümü yineliyorum;
NE AK Partili ne de CHP’li ben milletçiyim…
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…
Salih Erkek Yazdı...
NE AK PARTİLİ NE CHP’Lİ, BEN MİLLETÇİYİM
Yayınlanma :
26.04.2020 12:49
Güncelleme :
26.04.2020 13:03
