Yazımın başlığına bakmayın, ne sakal ve de bıyık beni ilgilendirmiyor; şahsımı ilgilendiren vatanım, milletim ve de bayrağımdır.
Olmazsa olmazım ise minarelerden okunan ezandır.
Bu doğrultuda canımı sakınmam, gerekirse şehit olurum.
Bu da böyle biline…
Şimdi gelelim yukarı bıyık, aşağı sakal konusuna.
Daha evvelleri de görüşümü belirtmiş, hiçbir partili olmadığımı beyan etmiştim.
33 yıllık siyaset hayatımda Doğru Yol Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi haricinde hiçbir partide siyaset yapmadım. Bu süre zarfında belediye başkanlığı, milletvekilliği haricinde hemen hemen her üst kademelerde görevler aldım.
Aldığım her görevin hakkını verdim, il ve ilçelerde olağan hizmetlerim oldu.
Servetimin dörtte üçünü bu yolda harcadım; lakin şimdilerde bakıyorum siyasete hizmet adına değil para kazanmak adına atılıyorlar.
Bazı utanmaz, arlanmaz, çıkarcı, yağcı, fırsatçı ve sahtekarlar şahsım hakkında ileri geri konuşuyorlar.
Neymiş efendim Tunç Soyer’i övüyormuşum, AK Partilileri övüyormuşum.
Şimdi o utanmaz arlanmazlara sesleniyorum; ben ne CHP’yi, ne AK Parti’yi ne de diğer siyasi partileri övmüyorum, her partiye eşit mesafedeyim.
Şahsım olarak yurduma ve yurdumun insanlarına kimler, hangi siyasi parti temsilcileri katkı koyuyorsa över, sayar, yiğidin hakkını yiğide veririm.
Siz utanmazlara sormak istiyorum; eski dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlunu, yine geçmiş dönem Karşıyaka Belediye Başkanı olan ismini jöleli taktığım Hüseyin Mutlu Akpınar’ı, Konak Belediye Başkanı Abdul Batur’u bazı yanlışlarından dolayı eleştirdiğimde neredeydiniz? Neden sesiniz çıkmıyordu?
Geçtiğimiz günlerde AK Partili iki bakanı eleştirdiğimde neden sesiniz çıkmadı?
Şahsıma dil uzatmadan önce girin haber portalımda haber ve köşe yazılarımı okuyun ve utanın. Tabii utanma duygunuz varsa…
Şunu asla ama asla unutmayın, ben sahtekar, yalaka ve çıkarcı değilim, doğruları yazar, doğru bildiklerimi TV programlarımda konuşur, hiç kimsenin hakkını yemem ayrıca kimseye de minnetim yoktur.
Gelelim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e…
Tavuk su içerken ne hikmetse yukarıya bakar. Bu anlamda Sayın Soyer’in daha 500 gün gibi kısa bir süreye birçok işin altına imza atmayı başardı. Kendisinin tüm icraatlarını 29 Ekim günü haber yapıp kamuoyuna sunacağım.
Bu vesile ile yukarı bıyık, aşağı sakal misalini anlamışsınızdır.
Şimdi gelelim bir başka konuya…
Duyanlarınız olmuştur, bir grup gazeteci arkadaşımla birlikte İzmir Basın Yayın Derneği’ni (İBYAD) kurduk.
Bu derneği kurma amacımız sahipsiz kalmış yazılı ve görsel basınımızın yerel emekçilerine sahip çıkmak, yaşanan olumsuzluklara karşı durmaktır. Misal Ankara, İstanbul gibi şehir dışında kurulu müteahhitler, işadamları İzmir’deki kamu kurumlarından ihaleler alıyor, İzmir’den para kazanıyor lakin İzmir’deki yerel medyaya tek bir ilanlarını dahi vermiyorlar. Tüm ilan ve reklamlarını ulusal basına veriyorlar. Aynı şekilde İzmir’deki bazı belediye başkanları da kendi yandaşları haricindeki basın temsilcilerini yok sayıyorlar.
Bunların haricinde dernek olarak öncelikli hedefimiz internet gazeteciliğini, yani haber portallarını kanunlar önünde yasal hale getirmek olacaktır.
İşte bu ve bunlar gibi olumsuzluklara dur demek, İzmir’deki yerel basının gücüne güç katabilmek adına hepsi konumlarında başarılı gazeteci, yazar, TV ve radyo programcıları ve ile birlikte İzmir Basın Yayın Derneği'ni (İBYAD) kurduk.
Kamuoyunun bilgisine sunuyorum.
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için...




