Çekilmez, şiddetli ağrılar suratımın yarısında, burnumda, gözüm ve şakağımda hissediliyordu. Ağrının haricinde gözümde ve burnumda akıntılar yaşanıyordu.
Şifa bulmak adına bir iki hastaneye gittim. Gittiğim hastaneler konumlu, sahiplerini de tanıdığım özel hastanelerdi.
Hastane ve sahiplerinin isimleri şahsımda saklı kalacak, açıklar isem yapımla çelişkiye düşerim, bu sebeple açıklayamam.
Bu hastane sahipleri çok değerli insan olsalar da yanlarında çalışan doktorlar deyim yerindeyse işlerini sallapati yapıyorlar.
Diyeceğim o ki sallabaşı al maaşı kişiler…
Neyse konumuza geri dönelim, yaşadığım ağrılardan dolayı hastaneye gittim, yaşadığım ağrı düzeyini, ağrıyan yerleri bir bir anlattım, yüzümün bazı yerlerinde çıkan yara gibi olan sivilceleri gösterdim.
Bağkurlu olduğumu söylemem üzerine 160 TL muayene ücreti alarak beni doktora yönlendirdiler.
Doktorun yanına gittiğimde de aynı şekilde yaşadığım ağrıları ve sorunlarımı anlattım. Doktor sallapati muayenesini yaptıktan sonra bir dizi ilaç vererek beni yolladı, ağrılarımın devam etmesi durumunda tekrar gelmemi söyledi.
Verilen ilaçları düzenli bir şekilde kullanmama rağmen ağrılarım azalmadığı için tekrar aynı hastaneye gittim.
Konuya vakıf olmaları gerekirken benden tekrar giriş yapmamı, muayene ücreti ödememi istediler.
Bu talep karşısında fıttırdım, ne oluyor, adam mı soyuyorsunuz? Dedim.
Sağlık bakanlığının uygulaması olduğunu, bize değil sağlık bakanlığına kızın tarzında aldığım cevap üzerine ücreti ödemeyeceğimi, dayanılmaz ağrı üzerine evden hızla çıktığımı, cüzdan almadığımı söylememden sonra başka bir gün ödersiniz diyerek beni doktora yönlendirdiler.
Doktorun yanına gittiğimde tekrar sallapati bir muayene oldum. Doktor ağzını aç, kulağına bakalım, burnuna bakalım tarzında muayenesi sonrası tekrar aynı ilaçları yazmıştı. Yahu doktor efendi sen benimle dalga mı geçiyorsun diyerek kendine sert çıktım, siz nasıl bir doktorsunuz, size yazıklar olsun diyerek hastaneyi terk ettim.
İşte böylesi doktorlar yüzünden iyi olan hastanelerin ismi lekeleniyor.
Yaşadığım olumsuzluk sonrasında başladım derdimin dermanını aramaya…
Aklıma Gazetem İzmir TV ile Aturk TV kanallarımda ortak yayınla program yapan can dostum, arkadaşım, Çeşme Devlet Hastanesi Eski Başhekimi KBB Uzmanı Atıl Birol geldi.
Kendisine sorunlarımı anlattım beni muayenesine güzel bir şekilde kontrole çağırdı.
Ertesi gün Çeşme yolunu tuttum ve Atıl Birol dostumun muayenesine gittim. Yaklaşık iki saat kontrollerimi yaptıktan sonra masasında raporumu yazarak beni Çeşme Devlet Hastanesi’ne yönlendirdi. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali yönlendirdiği hastaneye gitmeden önce İzmir İl Sağlık Müdürü sevgili dostum Mehmet Burak Öztop’un özel kalem müdürü olan sevgili Özgür Karataş’ı arayarak Çeşme’de olduğumu, çok ağrı çektiğimden dolayı Çeşme Devlet Hastanesi’ne gideceğimi söyledim. Sevgili Özgür gerekeni yapacağını söyleyerek kendisinden haber beklememi istedi. Beş dakika sonra bana geri dönen Özgür, Başhekim sekreteri Çiğdem Ünlü hanımın beni beklediğini söyledi. (Yeri gelmişken tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ediyorum. Korona belasında canlarını yoka sayarak insanlarımıza yardımcı oluyorlar. Ayrıca İl Sağlık Müdürü Mehmet Burak Öztop’a, Özel Kalem Müdürü Özgür Karataş’a da ayrıca teşekkür ediyorum. Çünkü korona belasında zor durumda olan vatandaşlar için kendilerini arıyordum hemen gerekeni yapıyorlardı. Hepsinden Allah razı olsun)
Çeşme Devlet Hastanesi’ne vardığımda Başhekim sekreteri Çiğdem Hanım’ın yanına gittim, kendisiyle tanıştık. Çok mütevazı, saygılı bir şahsiyet, sağolsun beni hemen polikliniklere yönlendirdi. Şansıma hastane de fazla kalabalık değildi, bütün tetkiklerim, tahlillerim yapıldı, tomografim çekildi. Ertesi sabah sonuçları almak için tekrar hastane yolunu tuttum. Konunun uzmanları tarafından incelemeler yapıldı, durumun ciddi olduğunu, bu ağrıların dayanılmaz ağrılar olacağını ve acilen Ege Üniversitesi Hastanesi gibi büyük bir hastanede ameliyat olmam gerektiğini söylediler. Kendilerine teşekkür ederek hastaneden ayrıldım.
Gazetemin merkezine gittim ve başladım kimi arayacağımı düşünmeye. O an aklıma televizyon kanalımda program yapan doktor arkadaşlar geldi, kendilerini aramak için telefona uzandığımda Sahra Medya İmtiyaz sahibi Nalan Gazezoğlu’nun araması geldi. Telefonu cevapladığımda sesimden anlamış olacak ki neyim olduğunu sordu bende başımın çatlayacak gibi ağrıdığını, büyük bir hastane aradığımı ve ameliyat olacağımı söyledim. Sağolsun Nalan Hanım hiçbir yeri arama konuyu Latif Aydemir’e aktar, senin yakın arkadaşın gerekeni yapacaktır demesi üzerine teşekkür ettim hayırdır sen beni neden aradın dedim ve iyi olmamı dileyerek daha sonra konuşur dedi ve telefonu kapattık. Sonra derhal dostum, arkadaşım Latif Aydemir’i aradım ve konuyu anlattım. Sağolsun ağabey sen hiç dert etme seni beş dakika sonra arayacağım diyerek telefonu kapattık. Beş dakika geçmeden beni aradı ve Özel ENTO Kulak Burun Boğaz Cerrahi Tıp Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Op. Dr. Ümit Filiz seni yarın 12.00’da bekliyor, ihmal etme, ayrıca asistanımda konuyu yakından takip edecek dedi. Ertesi gün saat 12.00’da konuma vardığımda bizi Ümit beyin asistanı Derya Hanım karşıladı, beni buyur etti.

Genç ve dinamik doktoru gördüğümde bu sefer doğru adreste olduğumu düşündüm. Doktorum bizi gördüğünde ayağa kalkarak bize doğru geldi ve yumruk selamıyla selamlaştıktan sonra sohbete başladık. Sanki 40 yıllık dost gibiydik, pozitif, cana yakın bir şahsiyet, sanki doktora değil de arkadaşımla tavla oynamaya geldim gibi düşünceye dalmıştım ki tahlil sonuçlarımı istemesi üzerine dalgınlığımdan ayılarak dosyamı verdim. Baktı, detaylı inceledi ve bu acıya nasıl dayandınız, merak etmeyin sizi kurtaracağım, bu acılarınız geçecek, sağlığınıza kavuşacaksınız. Sizi 10.06.2021 günü saat 12.00’da ameliyata alacağım, ilaçlarınızı düzenli kullanın ve gece 00.00’dan sonra bir şey yiyip içmeyin dedi. Ameliyat günü ve saatinde haber müdürüm ve eşim ile birlikte hastaneye gittim. Tabii ameliyat olacağımı çocuklarımdan dahi saklamıştım, çünkü pandemi sebebiyle hastanede yoğunluk yaşanmasını istememiştim.
Ameliyata girdiğim andan sonra can doktorumu ve 7 kişiyi falan hatırlıyorum, başka da bir şey hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde baldızımın oğlu Doğan Özükaba gülerek bana bakıyordu. Onu gördükten sonra operasyonun güzel geçtiğini anladım. Can doktorum Ümit Filiz yanıma geldiğinde geçmiş olsun dileklerini iletti ve ertesi gün tamponlarımı aldırmak üzerine tekrar hastaneye gelmemi söyledi. Ertesi gün tamponlarımın da alınmasıyla haydi geçmiş olsun, hepsi bu kadardı, sana ilaç yazacağım düzenli bir şekilde kullan, istirahatini et ve 18.06.2021 günü 13.45’te tekrar muayeneye gel diyerek bizi uğurladı…
Aylardır çektiğim dayanılmaz ağrılardan kurtulacağım için artık çok mutluyum. Can dostlarım, arkadaşlarım ve aile fertlerimden rica ediyorum, lütfen ama lütfen benim gibi yapmayın, sağlığınızı ihmal etmeyin. Sağlığınız adına doktorunuzu ve hastaneyi iyi araştırın. Adam gibi adam olan doktorları tenzih ediyorum ama birçok doktor ve sağlık kuruluşu para delisi olmuşlar. Hele ki bu pandemi sürecinde fırsatçılık almış başını yürüyor. Bu meyanda bir açıklama yapacağım, mütevazi doktorumdan ameliyatımın videosunu çekmesi için ricacı olmuştum, sağolsun beni kırmadı. Kendisini önümüzdeki günlerde TV programıma konuk alacağım. İnanması zor görüntüleri programda emsal olması adına yayınlayacağım. Ameliyat anımı ve burnumdan çıkan kitleyi hayretler içerisinde seyredeceksiniz tabii içiniz kaldırırsa???
Bu anlamda başta doktoruma, diğer doktorlara, hastane personellerine, operasyonumu duyan ve arayan, mesaj yazan, sosyal medya üzerinden geçmiş olsun dileklerini ileten tüm sevenlerime teşekkür ediyor, hepinize sağlık ve mutluluk diliyorum.
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için...
NOT: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer’in yakın ilgileri ve aramaları şahsımı onurladırdılar kendilerine şükranlarımı arz ediyorum. Ayrıca CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır'ın iyi dileklerini iletmelerinden dolayı teşekkür ediyorum.

