Türkiye Vücut Geliştirme Sporu Vakfı Başkanı Eryetiş Kurtaral ve şampiyon sporcular Zühal Aysever ile Saim Metin Çetin, Yenigün Tv'de Ahmet Özsoy'un Yenigün Özel programına katıldı.
Konuklar, uzun yıllarını verdikleri spor hakkında bilinmesi gereken ve merak edilenleri içtenlikle yanıtladı.
Vücut geliştirme ile kaç yıldır ilgileniyorsunuz?
Eryetiş Kurtaral (E.K): 1967 yılında bu branşa başladım. Pek çok uluslararası derecem var. 1993 yılında, 42 yaşımda İspanya'da Dünya Şampiyonu olarak kariyerimi noktaladım. Sporun yaşının olmadığına inanıyorum. Şu anda 64 yaşındayım fakat hala çalışmaya devam ediyorum. Tekrar hazırlanmaya başlasam Masterlar sınıfında yarışabilirim. 1991'de Türkiye Vücut Geliştirme Sporcuları Vakfı'nı kurduk. Vakıf olarak organizasyonlar yaparak sporcularımızı onore etmek, zinde tutmak, sporcularımızın sorunlarına çözüm bulmak amacı taşıyoruz. Bu sene İstanbul Avcılar'da Mart ayında organizasyonumuzu yaptık. İzmir ayağını da 13 Aralık'ta Mavişehir Kapalı Spor Salonu'nda saat 19.00'da gerçekleştireceğiz. Şampiyon sporcularımız çalışmalarını çok güzel bir şov ile halkımızla paylaşacaklar.
Kadınlarda vücut geliştirme sporu pek benimsenmedi. İnsanlar 'Adeleli kadın mı olur?' şeklinde tepki gösterdiler. Hala da göstermeye devam ediliyor.
Zühal Aysever (Z.A): Malesef doğru. Zaten ben bu spora başladığımda bir elin parmakları kadar kadın vardı. Pek çok kişi başka branşlara yönelmemi söyledi. Fakat ben hiç bir zaman 'tipik türk kadını' olmayacağımı biliyordum. 60 yaşıma geldiğimde dahi dinç bir şekilde, makyajımı da yaparak, mini eteğimi giyeceğimi biliyordum. Vücudunuzda yağ olmasındansa kas olması çok daha iyi. Kadın öğrencilerim 'Biz bu şekilde iğrenç olmak istemiyoruz' dedikleri zaman o iğrençliğe o kadar kolay erişilmediğini anlatıyorum. Kadın öğrencilerimiz çoğunlukla kilo vermek için başvuruyorlar. Ben ise spora aslında kilo almak amacı ile başladım. Gençliğimde rüzgarla havalanan bir kadındım.1992 yılında ilk defa yarıştım. Şu anki halime gelene kadar çok çalıştım.
Sizi hem yurt içinde hem de yurt dışındaki başarılarınız ile tanıyoruz. Siz bu spora nasıl başladınız?
Saim Metin Çetin (S.M.Ç): Ben spora 12 yaşında serbest güreş ile başladım. Başarılı bir güreşçiydim fakat bir insanı tuşa getirmek üzücü idi. Güreşi bırakarak boksa başladım. Bir arkadaşımı benden aldığı darbeden sonra nefes alamadığını görünce boksu da bırakmaya karar verdim. Kimseye istemsizce dahi olsa zarar vererek spor yapamayacağımın farkındaydım. Spor yapmaya devam ediyordum fakat özel bir çalışma yapmıyordum. Sonra bir arkadaşımın yanına gittiğimde vücut geliştirme sporu ile tanıştım. 1975 yılından bu yana da bu sporun içindeyim.
Peki, bu sporda da siyaset var mı? Ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?
E.K: Spora siyaset karışmamalı ancak gördüğümüz ve yaşadığımız şeyler aksini gösteriyor. Maalesef uluslararası yarışmalarda da benzer şeylerle karşılaşıyoruz. Bazı şeyleri masada bitirmek gerekiyor. Sporcunuz ikinci sırada iken, birinci ile arasında çok az fark varsa başkanla olan ilişkinizi kullanmanız gerekebiliyor. Benim görevim bu. Ülkeme altın madalya getirmem gerekiyor. Sıkıntılarımızdan en acı olanı şu andaki ödül yönetmeliği. Olimpik olmayan sporlar olarak üvey evlat muamelesi görüyoruz. Ödül yönetmeliğinin kapsamının genişletilmesi lazım.
Vücut geliştirme sporunda sıklıkla doping ile ilgili iddialarla karşılaşıyoruz. Siz bugüne kadar böyle bir madde kullandınız mı?
Z.A: Kesinlikle hayır. Doping maddelerinin sağlık üzerinde çok ciddi olumsuz etkileri var. Ancak şunu da eklemem lazım. Dopingin ne olduğunu halkımıza daha iyi açıklamamız lazım. Malesef doping olmayan sporcu destek gıdalarını da halkımız doping olarak görebiliyor. Protein ve aminoasit tozları doping değildir. Bu kadar ağır çalışma temposunda yaşayan biz sporcuların bunlara ihtiyacı oluyor. Hatta zayıflık problemi çeken öğrencilerimize de dozunu çok dikkatle ayarlayarak öneriyoruz.
E.K: Doping tüm sadece vücut geliştirme değil, bütün sporlarda bir bela. Kesinlikle karşıyız. Sadece doping değil, bu tarz sporcu gıda destekleri de bilinçli kullanılmadıkları takdirde problemler yaratabiliyor. Malesef eskiden olduğu gibi sporcu yetiştirmek amacıyla değil, para kazanmak amacıyla açılan spor salonları daha ilk günden para kazanmak amacı ile bilinçsizce bu takviyeleri öneriyorlar. Bu takviye gıdalar gerçekten çok işlevli. Fakat ne zaman ne kadar kullanılmasını halkımızın bilmesi gerekiyor.
Gençlerimize neler öneriyorsunuz?
S.M.Ç: Vücut geliştirme sporuna değer versinler. Bu spor, yaşa bakmadan her dönem yapabilecekleri bir spor. Dünyanın en iyi doktorları da bunu öneriyor. Çünkü kasın yaşı da yok beyni de yok. Siz kaslarınızı ne kadar çok kullanırsanız o da aynı şekilde gelişecektir.
Z.A: Günümüzde hem sağlıksız besinler hem de modern hayatın getirdiği hareketsiz çalışma koşulları kadınlarımızı daha çok etkiliyor. Genç neslimiz hamburger gibi hazır besinlerle beslenerek uzun yıllar sorunlar yaşayacakları hastalıklarla karşı karşıya kalıyorlar. Diyet ve spor yapsınlar. Geleceklerini karartmasınlar.
E.K: Eğer bir insan kendini, sağlığını ve ailesini seviyorsa spor yapmalı. Spor salonuna gidecek imkanları olmasa dahi uykusundan feragat edip her sabah 1 saat koşmaları lazım.
Eryetiş Kurtaral: 13 Aralık Cumartesi günü saat 19.00'da Karşıyaka Spor Salonu'nda Şampiyon Sporcular Geçidi Şov ve Gösterisi Spor Festivali'ni yapacağız. Bu bir yarışma olmayacak. Tam aksine görsellik en ön planda olacak. Müzikler ve kostümler eşliğinde çok güzel bir şov hazırladılar. Tüm vatandaşlarımızı bu gösteriye bekliyoruz.

Yorumlar
Kalan Karakter: