Reklam

Tarihten gelen lezzet: "Komagene Çiğköfte"

Gazetemizin imtiyaz sahibi Salih Erkek ünü Türkiye'yi aşan Komagene Çiğköfte markasının Üçyol'daki işletmesini ziyaret etti...

Tarihten gelen lezzet: "Komagene Çiğköfte"

Gazetemizin imtiyaz sahibi Salih Erkek ünü Türkiye'yi aşan Komagene Çiğköfte markasının Üçyol'daki işletmesini ziyaret etti...

Tarihten gelen lezzet: "Komagene Çiğköfte"
03 Şubat 2017 - 10:58

Gazetem İzmir’in bu hafta ki lezzet durağı ünü Türkiye’yi de aşan bir çiğköfte markasının Hatay Üçyol’daki küçük şirin bir şubesi oldu. 3 ay öncesine kadar profesyonel yayıncılık işi yapan ve yurdun dört bir yanındaki üniversitelerde stantlar açarak kültür hizmeti sunan Cihangir Seba, Gazetem İzmir’in imtiyaz sahibi Salih Erkek’e iyi bir çiğköfte nasıl olmalı ve hangi yöntemlerle sunulması gerektiğini anlattı. Soru ve cavaplarla KOMAGENE ÇİĞKÖFTE’nin Üçyol Şubesi işletmecisi Cihangir Seba, kısa sürede elde ettiği başarıyı Alsancak’ta taçlandıracağını belirtti.

Salih Erkek : Cihangir Bey, geçtiğimiz günlerde burada komşunuz Mehmet Sağlam’ın telefon işyerinde şehidimiz Fethi Sekin ruhu için lokma döktürüp dağıttı. Bizde Karabağlar Kaymakamımız ve diğer misafirlerle beraber buradaydık. Bu hayır olayını gazetemizde yayınlamıştık. Sanıyorum sizde gazeteyi görüp beğenmişsiniz ve bunun için bize Mehmet Bey aracılığı ile ulaştınız. Komagene Çiğköfte ve envayi çeşit mezeleriniz var, ben bunun tanıtımını yapmak istiyorum diye bizi davet ettiniz. Bizde bu anlamda geldik hem size katkı koymak hem de haberinizi yapmak, çiğköftenizi tatmak ve özelliklerini öğrenmek için buradayız. Çiğköfteyi nasıl tarif edersiniz, Çiğköftenin neyini tavsiye edersiniz, bu küçük ama şık mekan da neler yapıyorsunuz anlatabilir misiniz?

Cihangir Seba : Valla Salih Bey, işin açıkçası şu, biz firmanın gücünü arkamıza aldık, Komagene’nin gücünü ve kalitesini önceden beri biliyorduk. Bizim burada tek yaptığımız iyi bir hizmet, farklı bir sunum nasıl yaparız? Bunun arayışı ve bunu hayata geçirebilmek için bu işe girdim. Bizim gücümüz zaten firmanın isminden dolayı ortaya çıkıyor, biz bu gücü her köşe başındaki insanlara nasıl ulaştırırız, nasıl bu tatla buluştururuz diye çalışıyoruz. Sizinle tanışmamız zaten tesadüfler sonucu oldu, bu tesadüfleri daha da yaymak istiyoruz. Asıl amacım, bizim farkımız Komagene Çiğköfteyi her köşe başındaki çiğköfteciden ziyade daha çok insanların memnun kalabileceği ve kaliteyi daha iyi anlayabileceği çiğköfteyi sunmaktır. Bu çiğköfteyi insanlara analiz ettirerek farkını anlatabilmeyi istiyoruz. Bu göreceli bir kavramdır ama iddia ediyoruz en iyi çiğköfteci olacağız. Ben normal çiğköfteci zihniyetinde değilim, zaten bizim çiğköfte normal bir çiğköfte değil, tüm Türkiye’de bu tadın farkında şimdi Avrupa’ya da açıldı. Normalde çiğköftenin hammaddesi bulgurdur, bu bizde tam tersi, bizde bulgurdan ziyade ceviz, badem, fındık ağırlıklıdır. Bunun için bizim köftemiz mideyi yormaz, hazımsızlık yapmaz, ayrıca uluslararası denetimlere tabi tutulmuş ve patentleri alınmıştır. Burada bir boşluk vardı, İzmir’de 23 tane Komagene Çiğköfte Şubesi var bizim iddiamız bunların içinde en iyisi olmak. Biz biliyoruz ki Türk İnsanı damak tadı kadar samimiyet ve hizmet kalitesine, güler yüze önem verir ve tercihini bu yönde kullanır. Biz de bunu bildiğimiz için bu konuda buradan başlayarak başka bölgelerde adım adım bu işi en iyi şekilde büyütmek istiyoruz.

Salih Erkek : Burası küçük şirin bir yer, gördüğümüz kadarıyla mekanınız küçük gibi görünse de çevreniz bir hayli geniş ki biz sizinle röportaj yapmak için bile epeyce bekledik. Görüyorum kapıda motosikletler var, dışarıya servisiniz ne durumda?

Cihangir Seba : Yelpazemiz geniş, bizim merkezimiz Konak görünüyor ama, 5-6 kilometrelik bir alana hizmet ulaştırmaya çalışıyoruz. Biz Konak’ta görünsek bile Alsancak, Basmane, Çankaya, Yeşilyurt, Fahrettin Altay, Kahramanlar ve Üçkuyular öyle bir düşünün ki baklava dilimi gibi bir bölge oluşturduk. Bu baklava dilimi içindeki her noktaya en hızlı ve kaliteli hizmeti sunmaya gayret ediyoruz.

Salih Erkek : Peki müşterileriniz memnun mu? Ama doğruları söylüyorsunuz...

Cihangir Seba : Müşterilerimiz bizden önce firmadan memnun, biz firmanın gücünü arkamıza alarak en iyi hizmeti sunmaya çalışıyoruz. Bizi eleştirip yanlışlarımızı bize söylemeleri bizim için çok daha iyi, keşke bizi çok eleştirseler, çünkü bu eleştiriler bir anlamda doğruyu bulmamıza yardımcı olur. Bizde memnuniyetsizlik gibi bir sıkıntı yok. Keşke olsalar da bize fayda sağlarlar. Bizde hatamızı eksiğimizi daha çabuk görür ve düzeltiriz. Herkes iyisiniz derse yanlışı görmez ve doğruyu bulamayız ve iyi hizmet sunamayız.

Salih Erkek : Hedefiniz nedir?

Cihangir Seba : Hedefim İzmir’de marka olmak. Bu firma zaten marka, bu markanın içinde var olan şubeler arasında en iyisi olabilmek ve zirveye çıkmak. En iyi işletmeci ödülüne adayım. En iyi işletme olmak istiyorum. Cihangir restoranlar bazında herkesin örnek göstereceği bir marka olmak isterim. Cihangir Seba, Komagene adı altında yılın en iyi işletme ve en iyi işletmeci ödülünü alsın istiyorum ve bu amaçla hizmet ediyorum.

Salih Erkek : Ben çiğköfteci değilim dediniz, peki daha önce ne iş yapıyordunuz?

Cihangir Seba : Ben kitapçıydım. Daha önceleri kitap işi yapıyordum. Ben bu işe tesadüfen girdim. Çiğköfteden filan öyle uzaktan yakından işim yoktu. Yayınevim var, aynı zamanda farklı kitapları da alıp satıyorum. Kitapçılık yaparken Türkiye’yi şehir şehir dolaştım. Şehirlerdeki üniversitelerde kitap stantları açıyor ve kitap pazarlıyorum. Bu geziler esnasında her yörenin farklı tatlarını bakabilmek gibi bir şansım oldu. Birçok yerde tadımlık olarak tatlara bakar ve bir gurme gibi bu tatları yorumlardım. Kitap işi 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra sekteye uğradı. Üniversitelerde yönetimler rektörler değişti ve yeni uygulamalar ile kısıtlamalar ortaya çıkınca boşlukta kaldığım için arayışa girdim. Bu firmada yeğenim işçi olarak çalışıyordu, onu ziyarete gidip geldiğimde bu firmanın çalışmalarını gördüm ve bu işi ben neden yapmayayım diye düşündüm. Firma da bize kolaylık gösterdi, bizde bunu karşılıksız bırakmayalım, bu işi en iyi şekilde yapabiliriz diye bu işe karar verdim. İşe girmemle birlikte gördüm ki bu sektörde ciddi bir açlık var, bunu ben kapatabilirim diyerek işe başladım ve 3 ay gibi kısa sürede bunun farkındalığı ortaya çıkmaya başladı. Benden önce buranın işletilmesi sırasında 100-150 müşteri portföyü varken benimle birlikte bu sayının 500’e çıktığını görüyoruz.

İNSANLARIMIZ ÇİĞ KÖFTE ALMAK İÇİN DE SIRAYA GİRSİN”

Biz millet olarak niçin ulusal tatlarımızı fastfoot olarak bir marka yaratmıyoruz? Ben istiyorum ki çiğköfte için insanlar sıraya girsin, lahmacun için sıraya girsin. Neden yabancı menşeili marka fast footlarda kuyruk var? Bunu aşmalıyız, yerli ürünlerimiz de marka olmalı.

Salih Erkek : Çiğköftenin yanı sıra, içli köfteniz, yaprak sarmanız, pilavınız, çıtır kabak tatlınız, meze çeşitleriniz var. Bu gördüklerimizin haricinde çeşit çıkarıyor musunuz?

Cihangir Seba : Bizim saydıklarınızın yanı sıra 50-55 çeşit yemek kültüründe hizmet ve ürünümüz var, ayrıca meze çeşitlerimiz var. Bir restoranda olması gereken bütün çeşitlerin yani ana temanın yüzde 60-70’i bizde var. Bizim amacımız çiğköftecilik konseptinden uzaklaşarak, daha iyi yerde daha iyi şartlarda daha iyi hizmet vermek olmalı. Zaten ana temamız çiğköfte biz bunun etrafında restoran hizmeti sunmalıyız. Ya bugün benden çiğköfteyi alan yaprak sarma için başka kapıyı dolanmamalı. Zaten firmanın ana teması da bu. En iyi hizmet tamamen ev yemekleri tadında hizmet sunmak. Amacım, bu gücü arkama alarak bu sektörün en iyisi olmak. Hedefim bu. Kendime göre başarı hikayeleri araştırmıştım. Bende bu sektörde bu başarıyı hayata geçiren bir kişi olmaya adayım. Çiğköfteci olarak değil Çiğköfte Restoranı olarak bunu başarmayı istiyorum. Firma zaten elinden gelenin en iyisini sunuyor, bizim farkımız bu kaliteyi nasıl farklı sunarız bunun arayışındayız. Ben bir tüketici olarak bana en iyi hizmet nasıl sunuluyor ona bakarım. Bir işletmede bana yapılmasını istemediğim şeyi kendi mekanımda başkasına sunmam. Şöyle ifade etmeliyim ki, firma arkamda olmasa bile ben onları arkamda durmaya mecbur kılacağım. Çünkü ben en iyi hizmeti sunarak bu farkı yaratacağım. Benden önce burası firmanın direk bayışı idi. Dar bir çevrede hizmet sunabiliyordu. Ben işletmeyi aldıktan sonra risk alarak hizmet ettiğim çevreyi büyüttüm, aman buraya da servis yapılır mı diye soranlara ‘Evet yapılır’ diyerek ağı büyüttüm. Bugün geldiğim nokta bunu çok açık gösteriyor. Amacım bu işi daha büyük bir mekanda devam ettirmek. Ben bu iş için 6 ay süre koymuştum, gördüm ki 6 ayı bulmadan bile bu ivmeyi yakaladım. Ben formatı biraz daha değiştirip restoran tarzında bu işi sürdürmeyi istiyorum. İnsanlar sadece çiğköfte dürüm alıp gitmesin, otursun çiğköftesinin yanında sarmasını da, içli köftesini de üzerine tatlı ve çayını, kahvesini de burada içip daha da memnun ayrılsın.

BEN KİŞİYE YATIRIM YAPARIM”

Benim düşünceme göre kişiye yapılan yatırım en anlamlı ve en doğru yatırımdır. Ben bunu uygulamaya karar verdim ve uyguluyorum. Kişiye yapılan yatırım her şeyin üzerindedir. Kişiye yatırım yapınca bırakın ulusal reklamları, gazete ve tv ilanlarını, kişinin tanıtımı bunların üzerindedir. Çünkü bugün 1 kişiyi memnun ederseniz yarın bu size 5 kişi olarak döner. Bu kanıtlanmış bir şeydir. Bende bunu uyguluyorum. Burada patron olgusu yok, çalışan arkadaşlara da bunu anlatıyor ve böyle davranmasını istiyor ve gerçekleştiriyorum. Ben burada geliştirdiğim bu işi Alsancak’ta zirveye taşıyacağım. Burası elbette kalacak ancak yukarıda anlattığım hedeflere daha büyük bir mekan da ulaşmayı hedefledim. Şimdi ülkede yaşanan bu süreçte bunları nasıl gerçekleştirirsiziniz diyenler oluyor. Olsun her zaman iyi yapılan iş karşılığını bulacaktır.

Salih Erkek : Ekonomik kriz gibi konuştunuz. Bu nasıl bir kriz siz bu zamanda buraya yatırım yapabiliyorsunuz, buraya insanlar gelip alışveriş yapıyor, öylesine ki sizinle röportaj için bile neredeyse 45 dakika bekledik. Sizce ekonomik kriz var mı?

Cihangir Seba: Krizi şöyle ifade edeyim, biz gıda sektöründe faaliyet gösteriyoruz, bizim Türk insanında klasik dert yanma şekli var. İnsanlar bahane üretmek için kriz var diyor. Kriz var diye ağlayarak ne yapabiliriz ki? Bu gıda işi, yeme içme duracak mı? Kriz var diye bunları yapmayalım mı? Bana göre hizmette kriz var. Hizmeti yapın işinizi geliştirin ve bakın nasıl da işleriniz yolunda gidiyor. Ben kriz lafının arkasına saklananlardan değilim. Kriz iş yapamayanların bahanesinden başka bir şey değil.

Salih Erkek : Cihangir Bey sanıyorum hedefiniz Alsancak, inşallah ikinci röportajımızı da Alsancak’ta yaparız. İzmir halkına çifköfteyi nasıl anlatırsınız, insanlar çiğköfte yerken nelere dikkat etmeli?

Cihangir Seba : İnşallah Alsancak’ta hedeflerimize ulaşacağız. Zaten siz oraya gelmeseniz de biz size ulaşır getiririz. Şimdi ben çiğköftenin tam üstadı olmamakla birlikte sadece sunucuyum. Bizim sunduğumuz köfte çiğköftenin yumuşatılmış halidir. Asıl çiğköfte etli olandır. Ancak ülkemizde bakanlık sunum ve hijyenik şartlardan ötürü son iki yıldır etli çiğköfte satışını yasakladı. Bununla birlikte çiğköfte firmaları etsiz köfte üzerinde yoğunlaştı. Köftenin ana maddesi bulgur oysa bizim çiğköftemizden bulgurdan çok ceviz, badem, fındık var. Bu üçlünün olduğu köftemiz elbette çok daha iyi rağbet görüyor. Hatta sabah kalkıp bizim Komagene Çiğköftemizi yiyebilirsiniz. Çünkü içindekiler zaten insan sağlığına yararlı bir üçlüdür. Köftemiz üç gün dayanır. İstanbul merkezde her gün günlük çıkan ürün Gaziemir’deki ana depomuza gelir ve buradan İzmir genelindeki 23 bayiye haftada iki defa dağıtım yapılır. Bu süre içinde çiğköftemiz bozulmadan müşterilerimize sunulur. Sistemi kurduk zaten elimizde aldığımız köfte üç gün bile kalmadan tükeniyor. Aksi bir durum olsa zaten bunu müşteri bilir ve itiraz eder.

Salih Erkek : Çok teşekkür ederim Cihangir Bey, bu röportajı Gazetem İzmir Haber Portalımız bütün dünyaya duyuracak, haftalık gazetemizde ise tüm İzmir’de okuyucularına ulaşacak. Bizi ağırlayıp sorularımıza samimi ve mertçe cevap verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Cihangir Seba : Bende yaptığımız hizmeti ifade etmemiz, Komagene Çiğköftenin ayrıcalıklarını anlatma şansı vermeniz ve beni sabırla dinlemenizden dolayı çok teşekkür ediyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum