İzmir'de başlatılan ve Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki uzantılarına yönelik gerçekleştirilen operasyon Türkiye'nin gündemine oturdu. Operasyonda haklarında yakalama kararı verilen Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu, Tuğamiral Ali Suat Aktürk, binbaşılar Korkmaz Mermer, Recep Zafer ve Özgür Gün'ün toplu rapor alarak ortadan kaybolduğu ortaya çıktı.
Firarda olan 5 muvazzaf subaydan Özgür Gün dün Eskişehir'de gittiği bir otelde yakalanıp İzmir'e getirilirken diğer 4 zanlı hala bulunamadı.
Operasyoda 4 muvazzaf subayın yanı sıra haklarında yakalama kararı alınan 15 sivil de aranıyor.
Bu arada NATO'daki görevi için ABD'de bulunan Tümamiral Uğurlu'nun ABD'den dönmeyeceği iddia edildi. Uğurlu'nun da Pensilvanya'da yaşayan FETÖ lideri Fethullah Gülen gibi ABD'de kalmayı tercih edeceği öne sürüldü.
Trajikomik bir durum
Yakalama kararı verilen muvazzaf subayların toplu rapor almaları ve ortadan kaybolmaları, FETÖ'nün kumpası, İzmir'de görülen ve tüm sanıkların beraatiyle sonuçlanan Askeri Casusluk Davası mağdurlarının tepkisini çekti. İzmir'deki Askeri Casusluk Davası'nın iki numaralı sanığı emekli Albay Coşkun Başbuğ, ikisi amiral 5 muvazzaf askerin aynı anda hastalanarak doktor raporu almalarının herkesin güleceği trajikomik bir durum olduğunu belirtti.
"Bu durum aslında üzerinde büyük ciddiyetle durulması gereken bir husustur" diyen Başbuğ, şöyle konuştu:
"Çünkü bu örgütlü bir harekettir ve örgüt mensubu bu kişilere bu sahte raporu veren doktorlar başta, bu işte dahli olan tüm askeri yetkililer hakkında da örgütsel hukuki işlem yapılması gerekir.
Ruhu, maneviyatı zaten kronik hasta olan bu zavallı kişilerin fiziki rahatsızlığı nedir, bu rapor neye istinaden verilmiştir bilmiyorum ama şunu rahatlıkla ifade edeyim, bu çabalar şu an için ancak kısa bir zaman süreci uzatır, sonucu değiştirmez. Bu da geç kalmış ama örgütle mücadelede en önemli aşamalardan biri. Örgüt için çember daraldı. Sağa sola kaçışlar başladı."
"Biz kaçmadık onlar kaçtı"
"Bizler suçsuz olduğumuzu bildiğimizden bir yere kaçmadık, istenilen her zaman yargı önüne çıktık. Onlar tüm halkın gördüğü gibi sırra kadem hizmet ettikleri ülkelerin kucağına kaçtılar" diyen Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Casusluk duruşmalarını bilfiil takip eden, bazı duruşmalara şahsen katıldığı görülen örgütün en önemli kuryelerinden Bugün TV eski Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros da bunlardan biri. Ama, şunu gönül rahatlığıyla ifade edeyim yakında herkes gazetecilik ile casusluğun arasındaki farkı anlayacak. Bu hainlerin hepsi, nereye kaçarsa kaçsınlar hangi ine girerlerse girsinler mutlaka millet ve yargı önünde hesap verecekler.
Herkes bilsin ki bu hesaptan kaçış yok." FETÖ/PDY örgütünde çözülmelerin başladığını, bu işte parmağı olan herkesin zamanı gelince hesabını ödeyeceğini belirten Başbuğ, "Bu ihanetin bedeli er ya da geç ama muhakkak ödenecek.
Sıra bu işte parmağı olan herkese de gelecek. Biraz sabır" dedi. Coşkun Başbuğ, FETÖ/PDY örgütünü bir ahtapota benzeterek, kollarında sadece emniyet ve yargının olmadığını, medya ile Silahlı Kuvvetler ayağı gibi birçok devlet kurumunun bulunduğunu öne sürdü.
"FETÖ mensubu subaylar olmasa kumpas kurulamazdı"
Askeri Casusluk operasyonunda görmediği tanımadığı kişileri bile yönettiği ve çete lideri olduğu ileri sürülen Narin Korkmaz, "Üniversite öğrencisi iken birkaç fotoğrafımla beni casus ilan eden iftiracı ve kumpasçıların hak ettikleri cezayı almalarını istiyorum. O yıllarda bana yaşattıkları acının iki üç katını yaşasınlar" dedi. Narin Korkmaz'ın avukatı Çağrı Çetin de "TSK içerisinde FETÖ mensubu subay, astsubaylar olmasa askeri casusluk kumpası kurulamazdı. Adil yargılanmalarını temenni ederim" dedi.
Filoya atandı, FETÖ'nün haberleri son buldu
ABD'den dönmeyeceği öne sürülen Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu, geçmişte gündeme gelen ve "Deniz Kuvvetleri'ndeki cemaatçiler" oldukları öne sürülenlerinin listesinde ismi yer alanlardan biriydi. Uğurlu'yla FETÖ ilişkisini de ortaya koyan ilginç bilgiler ortaya çıktı. Uğurlu, İzmir'de görülen Askeri Casusluk Kumpas davası sürecinde Erdek Mayın Filosu Komutanlığı'na atanmadan önce FETÖ'ye yakın medya organları aracılığıyla filodaki bazı komutan ve komodorlarla ilgili çeşitli iddialar gündeme getirildi. Bu haberlerin ardından filodaki çoğu isim çeşitli soruşturmalarla ilişkilendirilerek tutuklandı.
Uğurlu'nun göreve getirildiği 2013'ten hemen sonra, FETÖ'ye yakın medya organları tarafından filoyla ilgili olumsuz yayınlar bıçak gibi kesildi.
Güner: Bulunduğun noktayı hak etmiyorsun
Gazeteci-Yazar Toygun Atilla, eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Nusret Güner'in hayatını anlattığı "Sakıncalı Amiral" adlı kitabında, Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu'dan da bahsetmişti. Kitabın 146 ve 147'nci sayfalarında Nusret Güner'in Ergenekon ve Balyoz davaları nedeniyle istifa kararını açıkladığı, Deniz Kuvvetleri'nde yapılan toplantıya da yer verildi. O dönemde Tuğamiral olan Uğurlu'nun, Güner'in istifasının ardından verdiği tepki kitapta şöyle yer almıştı: "'Komutanım bu durumda istifa ederseniz, bu görev ve sorumluluktan kaçmak olur.' Güner bu söze çok sinirlenir ve 'Ben bir oramiralim ve altı ay sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı olacağım. Sen benim istifa kararımı kaçmak olarak algılıyorsan, maalesef şu an bulunduğun noktayı hak etmiyorsun' der.
"Terfi edemeyeceksin" dedi, mağdur edildi
Uğurlu'nun, Balyoz kumpasında tutuklandıktan sonra Silivri'de kanser olan ve tam 1 yıl önce hayatını kaybeden Tuğamiral Cem Aziz Çakmak'la da ilgili çarpıcı anıları var. Uğurlu 2011'de Albayken Marmaris'te Çakmak'ın komodoru olarak görev yapıyordu. Bu dönemde Çakmak'ın Uğurlu'ya "Bu sene, hatta ben hayatta olduğum sürece terfi edemeyeceksin" dediği belirtildi. Uğurlu'nun 2015'teki terfisinin ardından Çakmak Ailesi'ni aradığı ve "gördünüz mü" dercesine "Birinci sıradan terfi ettim" dediği öne sürüldü. Ailenin ise, Uğurlu'ya "Yıldızların bol olsun" cevabı verdiği iddia edildi. Ailenin Uğurlu hakkındaki gözaltı kararının ardından "Cem bir kez daha aklandı" yorumunda bulunduğu öne sürüldü.

Yorumlar
Kalan Karakter: