Gazetem İzmir- 1 Temmuz’da İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İZBETON ve kooperatiflerle ilgili başlattığı "yolsuzluk ve ihaleye fesat karıştırma" soruşturması kapsamında gözaltına alınan İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, 4 Temmuz’da “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla tutuklanarak Buca Kırıklar Cezaevi’ne gönderilmişti. Cezaevinden Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtlayan Soyer, ses getirecek açıklamalarda bulundu.
“Böyle bir gelişmeyi bekliyordum”
Soyer, tutuklanmasını sürpriz olarak karşılamadığını ifade ederek, “Elbette bekliyordum. Bugünkü siyasi iktidarın hayatım boyunca sergilediğim siyasi tutuma bir bedel ödetmeyeceğini düşünmek ham hayal olurdu. Sadece nasıl bir kılıf uydurulacağını bilmiyordum. Sonunda buldular belli ki…” dedi.
“19 Mart’tan beri sürek avı sürüyor”
İzmir operasyonunu, 19 Mart’tan sonra başlayan yeni siyasi süreçle ilişkilendiren Soyer, “O tarihten bu yana düzenlenen sürek avı, daha kimlerin canını yakacak göreceğiz. Adana, Antalya, Adıyaman bu sürek avının son etabıydı. Bu yazdıklarım sana ulaşana kadar yeni gözaltılar, yeni tutuklamalar yaşanabilir” değerlendirmesinde bulundu.
“İktidar dikensiz gül bahçesi yaratmak istiyor”
Soyer, operasyonların siyasi amacına ilişkin şunları söyledi:
“İktidar, Türkiye’nin içine düştüğü yüksek enflasyon, hayat pahalılığı gibi can yakıcı sorunları çözemediğinden, kamuoyu nezdinde meşruiyetini güçlendirecek bir noktada değil. Bu durumda muhalefetin oyunu arttırmasına engel olmak dışında seçeneği kalmadı. Sahip olduğu gücü, korku yaratmak, ana muhalefet partisinin içini karıştırmak için kullanıyor. Bu bir sürek avı ve dikensiz gül bahçesi yaratılana kadar sürecek gibi görünüyor.”
“Süreç hukuki değil, siyasi”
Suçlamalara yanıt veren Soyer, davanın hukuki değil tamamen siyasi olduğunu ifade ederek, “TCK 158/1 yani nitelikli dolandırıcılıkla suçlanıyorum. Bu suçun iki temel unsuru var: Hile yaparak insanları kandırmak ve kişisel çıkar sağlamak. Ne bir hile, ne bir kişisel menfaat söz konusu. Kentsel dönüşümde yaşanan tıkanıklığı aşmak için kooperatif modeli geliştirdik. Türkiye’ye örnek olabilecek bu uygulama durduruldu. Bu nedenle projeler ilerlemiyor, mağduriyet büyüyor. Ne bir kişinin beyanı ne de bir belgeyle menfaat temin ettiğim ispatlanabilir” dedi.
“Sorun Cemil Tugay’ın raporu değil”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın şikâyetiyle sürecin başladığı iddialarına ilişkin de konuşan Soyer, “Bu, spekülasyon değil, mahkeme kararına yansıyan bir gerçek. Ama esas sorun bu raporun varlığı değil. Esas mesele, kentsel dönüşüm süreçlerinin durmasıyla doğan büyük mağduriyettir. Bundan sonrası için sürecin önünün açılmasına odaklanmak gerekir” dedi.
“Muhalefet mapusta birleşmeye devam edecek”
DEM Parti Eş Genel Başkanı’nın tutuklanmasını ‘barış sürecine darbe’ olarak nitelemesiyle ilgili soruya da yanıt veren Soyer, “DEM Parti’nin açıklaması muhalefet ittifakının daha güçlü dayanışma kurması gerektiğini hatırlatıyor. Dayanışma güçlenmezse muhalefet mapusta birleşmeye devam eder” dedi. Kendi partisi CHP ile birlikte İYİ Parti, Zafer Partisi, sanatçılar, yazarlar ve gazetecilerden de destek mesajları aldığını vurguladı.
“Bu da geçer, güçlenerek çıkarım”
Cezaevinde günlerinin nasıl geçtiği sorusuna ise Soyer, “Hiçbir şikayetim yok. Bulunduğum koşullara hızlıca uyum sağlamaya çalışıyorum. Mücadelenin nasıl büyütüleceğine kafa yoruyorum. Tek üzüntüm, sevdiklerimin üzüntüsü. Herkes bilsin: Bu da geçer, güçlenerek çıkarım” sözleriyle yanıt verdi.
