Dario Moreno söylerdi. Birlikte oynadıkları müzikal filmlerde de seslendirmiştir. Şarkının nakarat bölümlerinde vardır..
“Brigitte Bardot Bardot (bi ji de bardo bardo)
Brigitte béjo béjo
De toutes les belles pinguinettes
C'est bien toi la plus chouette”
Efsane yıldız Brigitte Bardot’un hayata veda etmesi üzerine yine defalarca dinledim bu güzel şarkıyı. Moreno ile Bardot gerçek dosttular. Bardot’u uzun uzun anlatacağım sizlere ancak önce Dario Moreno’dan ve Asansör Sokağı’ndan söz edelim. Bu konuda en kapsamlı kitaplardan birini Yaşar Aksoy yazmıştır. İşte o kitaptan bir bölüm..
“Asansör Kulesi'ni 1907'de Nesim Levi isimli bir Musevi hayırsever yaptırdı. Kuleyi 1960'lara kadar Yosef Palombo isimli bir adamcağız eşi ile birlikte çalıştırdılar. Sonra İzmirli zengin Şerif Remzi Reyent kuleyi satın aldı, 1983 yılında Şerif Bey'in tek varisi merhum Ayla Ökmen, Asansör'ü, İzmir Belediyesi'ne bağışladı.10 yıl sonra Başkan Yüksek Çakmur kuleyi baştan restore ettirdi, kuleye giden 302 numaralı sokağa benim önerim üzerine (9 numaralı evde yaşadığı için) “Dario Moreno Sokağı” ismini verdirdi. Sokak ile Asansör 1993 yılında törenle açıldı.
Açılış günü Türkiye'de bu konuda yazılan tek kitap olan “Asansör ve Dario Moreno Anıları” kitabım belediye tarafından yayınlandı. O sokakta çok gezindim, çok yıllarım oralarda araştırma yaparak geçti. Sokağın en yakın izleyicisi oldum. O yöreyi, İsrail'de, Paris'te, Amerika'da, Yunanistan'da konferanslarımla, sergilerimle, araştırmalarımla tanıttım. Bu yüzden Ahmet Sarışın başkanlığındaki Konak Belediyesi'nce Asansör Parkı'na ismim verildi.
Tüm bu yıllar boyunca yanıbaşımda hep “Sofia Teyzem” vardı. Kimdi bu Rum kızı? Çok garipti, hep gülümseyen, eski püskü elbiseleri içinde gezinen, pasaklı ve fukara görünümlü bir kadıncağızdı. Mahallenin hem delisi, hem sevgilisiydi.. Çat der bir kapıyı çalar, hemen misafir olurdu.
Dario Moreno Sokağı'nda her an onu görebilirdiniz. Sokağın bekçisi gibiydi. Gelen turistler, meraklılar onunla konuşur, ondan bilgi almak isterlerdi. Onu Musevi sanırlardı, oysa Sofia Teyzem, bir Rum kızıydı ve hiç evlenmemişti. Bu sokakta doğmuş, büyümüş, yaşlanıp kötürüm hale gelinceye kadar bu sokağa damgasını vurmuştu. Kafası biraz hafifti.. Çatlak sesi ile meraklılara Asansör Kulesi'nin başından geçenleri anlatırdı. Dario, elimizde büyüdü derdi.”
Dün 91 yaşında kaybettiğimiz Brigitte Bardot son yıllarını bir aktivist olarak geçirdi. 1973'te Bardot, 40. doğum gününden az önce emekliliğini açıkladı. Elli sinema filmde oynayıp, birçok müzik albümü kayıt ettikten sonra ününü hayvan haklarını korumak üzere kullanmak istedi.
1986'te Fondation Brigitte Bardot “Pour la protection de l'animal sauvage et domestique “(Yabani ve evcil hayvanların korunması için Brigitte Bardot Vakfı)'nı kurdu. Ve vakfın kurulmasında kullanılmak üzere mücevherlerini ve birçok özel eşyasını açık arttırmada sattı. Toplamda 3 milyon frank topladı. Bardot güçlü bir hayvan hakları aktivisti ve özellikle at eti tüketimine karşı güçlü bir muhalif olarak yaşamını sürdürdü.
Bardot (tam ismi Brigitte Anne-Marie Bardot) 28 Eylül 1934'te burjuvazi sınıfı bir ailenin kızı olarak Paris'te doğdu. Babası Louis Bardot , Bardot Fabrikaları'nın sahibiydi. Annesi Anne-Marie ise bir ev hanımıydı, kocası’ndan 16 yaş küçüktü ve 1933 yılında evlenmişlerdi. Bardot’u erken yaşlardan itibaren dansa yönlendirdiler. Brigitte Bardot 1947 yılında Bardot “Conservatoire de Paris”e kabul edildi ve üç yıl boyunca Rus koreograf Boris Knyazev'den ders aldı.
Bardot, annesinin bir tanıdığının önerdiği moda gösterisinde mankenlik yapma teklifiyle 1949 yılında ilk mankenlik deneyimini kazandı. 15 yaşında Elle dergisinin kapağındadır artık. Bu sayede genç yönetmen Roger Vadim tarafından fark edildi ve "Les lauriers sont coupés" filminin seçmelerine katıldı. Vadim ile arkadaşlığı gelecek kariyerini birçok yönden etkiledi.
18 yaşındayken Bardot’nun babası, ona uzun süredir birlikte olduğu Roger Vadim ile evlenmesi konusunda baskı uygular (o dönemde Fransa'da reşit olma yaşı 21'di). Bunun üzerine Bardot ile Vadim 21 Aralık 1952’de Passy kilisesinde evlenir. Çift evliliklerinin beşinci yılında boşandılar ve bundan sonraki iş ve özel hayatlarında arkadaş kaldılar. Boşanmasından önce Bardot'nun adı ”Ve Tanrı Kadını Yarattı” daki rol arkadaşı Jean-Louis Trintignant (bu sırada Stéphane Audran ile evlidir) ile anıldı. İkili yaklaşık iki yıl birlikte yaşadılar. İlişkileri Trintignant'ın askeri görevini sürdürdüğü sırada Bardot'un müzisyen Gilbert Bécaud'yla ilişki yaşaması üzerine yıprandı, ikili en sonunda ayrıldı. 18 Haziran 1959'da, Bardot tek çocuğu Nicolas-Jacques Charrier'in babası olacak olan oyuncu Jacques Charrier ile evlendi. Bardot ve Charrier'in 1962'deki boşanmasından sonra Nicholas, Charrier ailesi tarafından yetiştirildi ve yetişkinlik dönemine kadar Bardot'yla görüştürülmedi. Bardot'nun diğer eşleri Alman milyoner playboy Gunter Sachs (14 Temmuz 1966 – 1 Ekim 1969) ve Bernard d'Ormale (16 Ağustos 1992 – günümüz) dir.
Brigitte Bardot’un kariyerinde Ursula Andress’in de yeri var. Onun sayesinde bir iş teklifi aldığı Roma’ya gider. İtalya’da bir Amerikan filmi olan ve Robert Wise ‘ın yönetmenliğini yaptığı “Hélène de Troie “ da Rossana Podesta ile karşılıklı oynayacağı bir rol elde eder. Film hakkında “İngilizcem berbattı ve sahne korkum inanılmazdı. Parmak uçlarında rolümü ezberledim, ne dediğimi ben bile hatırlamıyorum, ama dediklerimi role benim seçilmiş olmamın getirdiği büyük bir güvenle söyledim” diyor Bardot..
Fransa’ya döndükten sonra, menajeri Bardot’ya Michèle Morgan ve Gérard Philipe’in de rol aldığı bir René Clair filmi olan ‘’Les Grandes Manœuvres’’ ‘da bir rol teklif eder. Rolü fazla önemli bir rol değildir ama yine de Bardot kendi deyimiyle “çok iyi bir filmdeki ufak bir rolü, kötü bir filmdeki büyük role” tercih eder.
Marc Allégret'nin yönettiği “En effeuillant la marguerite” gişelerde başarısızlıkla sonuçlandı. Bunun üzerine Bardot “Les Week-ends de Néron” filmi için tekrar Roma'ya geri döndü. Bardot daha sonra yazdığı anılarında filmin çekimleri sırasında yaşanan garip bir olayı anlatır, filmdeki bir banyo sahnesinde süt yerine kullanılan amidon çözeltisi projeksiyonun ısısıyla kısa sürede yoğurda dönüşmüştür. Sütle değil yoğurtla yıkanan ilk sanatçı!
1952 yılında “Brigitte And God Created Woman” filminde ilk büyük çıkışını yaptı. Avrupa'nın film endüstrisi yükselişte olması ve Bardot'un kendi yükselmesi olağanüstü gelişiyor olsa da sadece birkaç tane Avrupalı oyuncu ABD'de medyanın ilgisini aşırı derecede çekti ve Bardot bu oyunculardan biriydi. O dönem Marilyn Monroe ile 1950 ve 1960 yılların filmlerinde kadın cinselliğinin baş örneklerini sergiledi.
Eski filmlerinde ve Cannes'teki gösterişlerinde bikini giymesiyle bikiniyi ve Saint Tropez’i popüler eden kişidir Bardot!
İlk "Brigitte Bardot" şarkısı Fontana müzik firması yapımcılığında Achilles and his Heels tarafından yazıldı ve piyasaya sürüldü. Türk musevi sanatçısı Dario Moreno'nun onun adına bestelediği şarkı yanısıra, indie şarkıcı John Galland’ın da "Brigitte Bardot" adlı bir şarkısı var.
Bardot'dan birçok başka şarkıda da söz ediliyor, örneğin; "We Didn't Start the Fire" (Billy Joel), "I Shall Be Free" (Bob Dylan), "Warlocks" (Red Hot Chili Peppers), "You're My Favorite Star" (The Bellamy Brothers) ve "Big Wedge" (Fish)
Son satırlar anı kitabıyla ilgili sözünü sakınmayan laflarından..
"Kocam hariç etrafımda herkes i.ne.(gay). Onlar bunca yıldır destekçim, arkadaşım, çocuğum ve sırdaşım olmuşlardır."

Yorumlar
Kalan Karakter: