CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Yeni Asır'a yaptığı "İzmir hiçbir siyasi partinin kalesi değildir" açıklaması büyük ses getirdi. Baykal'ın partisinin İzmir'de geçtiğimiz yerel seçimlerde 8 ilçeyi kaybetmesine de atıfta bulurak yaptığı bu açıklamayı değerlendiren siyaset dünyasının önde gelen isimleri ve siyaset bilimciler, "İzmir'in CHP'nin veya solun kalesi olduğu" yönündeki söylemlerin doğru olmadığını vurguladı. İzmir seçmeninin kendisini merkezde konumlandırdığını ve konjonktürün getirdiği şartlara göre oyunu verdiğini dile getiren siyasetçi ve uzmanlar, bu nedenle İzmir'de önümüzdeki seçimlerin sonuçlarında siyasi partilerin aday, söylem ve performanslarının çok etkili olacağını dile getirdi.
Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi. Prof. Dr. Tanju Tosun:
"Merkezin sağında veya solunda ama hep yakınında..."
İzmir siyasetinin 1950 sonrası gelişimine bakıldığında çok farklı konjonktürlerde farklı partilerin iktidar olduğu görülüyor. O anlamda İzmir, X, Y, Z partisinin kalesi değil.
Yani CHP'nin İzmir'deki oyu yüzde 45 şeklinde düşünülürse bunun ancak yüzde 35'ler bandındaki bölümü daha ideolojik oy. Geriye kalan 10 puan ise çok fazla ideolojik tercihlerle sandığa giden oy değildir. Benzer şey AK Parti için de sözkonusu. İzmir örneğinde birtakım hassasiyetler CHP'nin kemikleşmiş bir seçmen tabanının oluşmasına yardımcı oluyor ama bu yardımcı olma, bu kentin CHP'nin kalesi olduğu şeklinde yorumlanamaz.
İzmir'de kendisini ağırlıklı olarak merkezde tanımlayan ve merkezin sağında veya solunda hareket eden bir seçmen var. Nitekim 1980'lerde ANAP, 1990'larda DYP örneğinde yarıya yakın İzmirli seçmen, kendini merkezin sağında konumlandırmıştı. Bugünlerde ise, merkezin soluna doğru konumlandırdı. Seçmen çok net olarak kanaatler doğrultusunda oy kullanıyor. Bu nedenle tercihlerde hareketlilik olabilir. Propaganda, kampanya süreci, adayların nitelikleri ciddi anlamda etkili olacaktır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Yüksel Çakmur:
"Gaflet bedeli ödenmesin"
İzmirli bir partiye körü körüne bağlı değildir. Hiçbir zaman da olmamıştır. İzmir, kale ise Rahmetli Osman Kibar nasıl kazandı? ANAVATAN nasıl lider oldu? DYP nasıl kazandı? Tüm bu yönetimleri gördük. İzmir'e kale demek büyük bir yanlış ve kendi kendini aldatmak. Biz yıllardır bunu yaşıyoruz. Bakar-kör olmamak lazım. İnsanları görmek tanımak ve onlara saygı duymak lazım. Neden burada üst üste bir kaç seçim kazanılıyor? Bir iktidar korkusu var. İzmir'de kazanan AK Parti'den Korkanlar Partisi yani iktidardan korkanlar. Böyle bir ortam yaratılmış ama bu yanlış devam ederse bir gün bu gerçek görülür. İstemem ki, çok büyük hatalarla dolu bir sabah uyanıldığında gaflet bedeli ödenmesin. İnsanlar akılcı düşünmeli ve "Seçimi ben kazanıyorum, şu kadar oy aldım" egoizmine kapılmamalı. Birbirimizi kandırmayalım. Öyle bir kale yok.
İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Burhan Özfatura:
"İzmirli genel politik olaylardan etkileniyor"
Sayın Baykal doğru söylemiş. İzmir halkı her seçimde biraz günün politik rüzgarına göre ve yapılan icraatlara göre karar veriyor. İzmir'de şu veya bu parti değil, daha çok şahıslar ön plana çıkıyor. Biz de 2 defa Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine getirildik. 1984'de çok ciddi bir oranla kazandığımız seçimleri 1989'da rahmetli Turgut Özal'a karşı oluşan tepki nedeniyle tüm Türkiye'de kaybettik. 1994'te Tansu Çiller hanımın da yükselen yıldızı vardı ama 1999'da 28 Şubat'ın etkisi ve ABD'nin terörist başını teslimi ile DSP'nin yıldızı yükseldi. İzmir, Türkiye'deki politik olaylardan daha çok etkileniyor. İzmir'de genel politika var. CHP'ye birçok kesimden oy gelmesinin sebebi AK Parti'ye karşı gelişen reaksiyondur.
MHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Murat Taşer:
"Önyargılı olan hayal kırıklığı yaşar"
Daha önce de bizim buna benzer söylemlerimiz vardı. İzmir hiçbir siyasi partinin kalesi değildir. İzmir bunu Burhan Özfatura'yı iki kere seçerek zaten gösterdi. İzmirli samimi, hizmet odaklı ve güvenilir insanlara oy verir. Kim önyargılı yaklaşırsa yaklaşsın İzmir'de sükut-u hayale uğrar. Bana göre Deniz Baykal doğru söylemiştir. İzmirli Cumhuriyet'in temel değerleri ve bayrağımız konusunda da çok hassastır.
AK Parti İl Başkanı Bülent Delican:
"İzmir, demokrasinin ve sağduyunun kalesidir"
İzmir demokrasinin kalesidir. Hiçbir partinin ne kalesi ne de arka bahçesidir. CHP bununla ilgili bir algı yönetimi yapmaya çalışsa da demokrat İzmir, buna asla izin vermeyecek. Türkiye'de algı yönetimi sonucunda İzmir'deki hemşerilerimizin de yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. 17-25 Aralık sürecinde kendimizi tam ifade edemedik ama güneş balçıkla sıvanmaz. İzmir, demokrasinin ve sağduyunun hakim olduğu bir kenttir. Bu söylemle ilgili olarak doğru bir tespitte bulunulmuş. Adnan Menderes'in çok partili hayata geçişte en büyük mitingi yaptığı il İzmir'dir. Zaten bu demokrasinin kalesi lafı da oradan çıkmıştır. İzmir, Türkiye'nin geleceğine katkı koyan her harekete izin vermiştir. Bizim iktidarımıza olan teveccüh de ortadadır. En son yerel seçimde 1 milyona yakın insan AK Parti'ye destek vermiştir.
CHP İl eski Başkanı Ali Engin:
"Hedefler daima yukarıda tutulmalı"
Eski Genel Başkanımız Deniz Baykal'ın çabaları ve başarısını yakından biliyoruz. İzmir'de yapılan son seçimde de oyların yüzde 50'sini aldık. Partiler hedeflerini yukarıda tutmalı her zaman. oyların sürekli artması gerekli. Rehavete kapılmadan çalışmaları sürdürme anlamında Sayın Genel Başkanın söylediklerine katılıyorum.
yeni asır

Yorumlar
Kalan Karakter: