Gazetecilerin okulda öğrendiklerinin önemli olduğu kadar yeterli olmadığını ifade eden Kezer, bunun yanında pratik yapmaları gerektiğini de vurguladı. “Haber yazmayı bilmeniz gerekli. Öncelikli olarak bunu sizden bekleyeceklerdir. Mezun olduktan sonra bir haberden ancak 6 satır yazı çıkaran muhabirleri kurumlar çalıştırmak istemez. Bu yüzden İletişim Fakültesi öğrencileri diğer fakültelerin öğrencilerine oranla daha başarılı olmak zorunda. Çünkü okuldan mezun olduktan sonra, daha büyük bir yarışın içine gireceksiniz. Her yıl binlerce genç bu fakültelerden mezun oluyor fakat çok azi işe giriyor’’ dedi.
Kezer, “İşin sırrı elinizdeki kartvizitleri ne kadar çok kişiye dağıttığınızdır. Bu şekilde size daha çok geri dönüş olacaktır, il ve ilçe belediye meclisleri ile odaların meclis toplantıları kartvizitleri en çok dağıtabileceğiniz yerlerdir. Bu iş biraz kopuk olmayı gerektirir. Bir adam beni bir kere tersledi diye bir daha aramam şeklinde düşünmeyin. Bu meslekte utanmaz olmak zorundasınız” diye konuştu.
“MATBAA MÜREKKEBİNİN ELİME BULAŞMASINDAN HOŞLANIYORUM”
Bir öğrencinin “Sosyal medya haberciliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Kezer, “İnternet gazeteciliği geleneksel medya için dedikleri kadar tehdit oluşturmuyor. Gazeteyi elime aldığımda matbaa mürekkebinin elime bulaşmasından hoşlanıyorum. İnternet gazeteciliğinde bunu hissedemiyorsunuz. Bu yüzden gazeteler dedikleri gibi tarihe gömülemez, insanlar mürekkep kokusunu içine çekmek isterler” diye konuştu.
Gazeteciliğin öneminden bahseden Kezer, “Günümüzde iki tip gazetecilik var. Birincisi çok fazla kazanan, yönetime yakın olan gazeteciler. Bunlar talep edenlerdir. Bir de bu işi tamamen gazetecilik çerçevesinde yapanlar var. Gazeteler muhalif gazeteci barındırmak isterler. Başarılı oldukları sürece orada kalırlar. Çalıştığınız kurumda haberlerin altına adınızı gördükçe bu sizi mutlu edecektir. Bu manevi duyguların tatminidir. Size işin zorluğunu unutturacaktır. Ancak bunun sonucunda yaşamak için maddi duygularınızı da tatmin etmek zorundasınız” dedi.
Kezer, konuşmasının sonunda, “Ahlaklı bir gazeteci olmak istiyorsanız tarafsız olmalısınız. Tarafsız olan bir gazetecinin çok başarılı olması gerekir. Taraflı olan bir gazeteci taraf olduğu kurumu öldüğü gün kaybeder. Çünkü gazeteci taraflı olduğu kurumuyla paraleldir. Bu yüzden tarafsız olan her zaman kazanır” dedi.

Yorumlar
Kalan Karakter: