Konfüçyüs, öğrencilere ders veriyordu.
Sınıfa elinde dar uzun bir vazo ile geldi.
Tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu.
Diğer elinde de, bir elma vardı…
Elmayı vazonun, içine koyduktan sonra, vazoyu yere bıraktı ve şöyle dedi;
–“Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı alabilir.”
Öğrencilerden biri atıldı ve elini vazonun dar ağzından içeri soktu…
Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalıştıkça elma elinden kaydı.
Bir de, elini vazoya sıkıştırdı, bağırmaya başladı;
–“Elimi çıkaramıyorum!”
Konfüçyüs;
–“Elmayı sıkı sıkı tutmaktan vazgeçmezsen, elini çıkaramazsın.”
Öğrenci, biraz daha uğraştı, elmayı elinden bırakmak istemiyordu;
Ama, sonunda mecburen bıraktı.
Elini vazodan çıkardı.
Konfiçyus’a sordu;
–“Elmayı vazodan çıkarmanın yolu var mı?”
Konfüçyüs, nasıl olacağını göstereyim dedi ve vazoyu ters çevirdi…
Elma, kendiliğinden vazonun içinden yuvarlanıp çıktı.
Öğrenciler çözümün bu kadar basit olması nedeniyle gülmeye başladı.
Konfüçyüs, öğrencilerine elmayı göstererek dedi ki;
–“Göründüğü gibi basit değil, bazen bırakabilmek daha zordur.
Eğer bir şeyi, zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız.”
Hayatın akışında bazen ulaşmak istediklerinize onları yakalamaya çalışarak değil;
Onların size gelmelerine izin vererek ulaşabilirsiniz.
Bazen en doğrusu olayları kendi akışına bırakıp müdahale etmemektir.
Sorunlara bakış açınızı değiştirdiğinizde farklı çözümler bulabilirsiniz.

EĞER BİR ŞEYİ BEĞENMİYORSAN DEĞİŞTİR
EĞER ONU DEĞİŞTİREMİYORSA BAKIŞ AÇINI DEĞİŞTİR
