KORKMA..!!

Kutsal Kitabı Oku
Milli Marşı 
“Korkma” diye başlayan bir ülkenin halkı sizce nasıl bugünkü duruma gelmiş olabilir?

Milli marşı 
“Korkma!” diye başlayan bir milletin, yıllar içinde korkuya teslim olması üzerine düşünmek gerek. 
Bu, sadece siyasi veya ekonomik meselelerle açıklanabilecek bir durum değil; çok daha derinlerde, toplumsal hafızamızda, psikolojimizde ve ruh dünyamızda yaşanan bir kırılmaya işaret ediyor.

Tarihin en zor dönemlerinde bile mücadele ruhunu kaybetmemiş, bağımsızlığı için her şeyi göze almış bir milletin bugün bu kadar çekingen, kaygılı ve bazen de umutsuz hissetmesi, sorgulanması gereken bir çelişki. Çünkü 
“Korkma!” sözü, yalnızca bir savaş meydanında yankılanan bir emir değildir; aynı zamanda bir yaşam felsefesidir. 
Peki, biz bu felsefeyi nerede kaybettik?

Korkuyu büyüten unsurlara bakacak olursak,

Öncelikle korkunun bireysel ve toplumsal boyutlarını ayırarak bakmalıyız. 
Korku, insanın hayatta kalmasını sağlayan en temel duygulardan biridir. Ancak sürekli korku içinde yaşamak, bir toplumu felç eder. Bizim korkularımız, sadece dış tehditlerden mi kaynaklanıyor? 
Yoksa kendi içimizde, birbirimize güveni kaybederek mi bu hale geldik?
    
•    Eğitim ve Medyanın Rolü

Bağımsız bireyler yetiştirmek yerine, itaat eden bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi, “Korkma!” diyen bir milletin çocuklarına cesaret yerine kaygı aşılamaz mı? 
Sürekli felaket senaryoları sunan, umutsuzluğu besleyen medya, halkı edilgen bir hale getirmez mi?
    •    Geçmişin Yükü ve Gelecek Kaygısı

Geçmişte yaşanan acılar, bazen ders alınması gereken tecrübeler olmaktan çıkıp, üzerimize taşınan ağır yükler haline gelebilir. Sürekli geçmişin travmaları ile yaşayan bir toplum, geleceğe cesaretle bakabilir mi?
    •    Bireycilik ve Toplumsal Çözülme

Birlik ruhunun yerini bireysel kurtuluş çabaları aldığında, toplumu ayakta tutan değerler zayıflamaz mı? 
Komşusuna güvenmeyen, sokakta selam vermekten çekinen bir millet, nasıl büyük ideallerin peşinden gidebilir?

Korkuyu Yenmek İçin

Unutmamamız gereken bir şey var: 

“Korkma!” sözü, yalnızca geçmişin bir hatırası değil, bugünün de rehberi olmalıdır. 
Yeniden cesaretle ayağa kalkmak, önce bireysel bir kararla başlar.
    •    Gerçeği görmekten korkmamak
    •    Kendimizi geliştirmekten çekinmemek
    •    Birbirimize güvenmeyi tekrar öğrenmek

Ancak o zaman, bağımsızlığımızın teminatı olan cesareti yeniden kazanabiliriz. Çünkü unutmayalım, bir milletin ruhu korkuyla değil, inançla ve kararlılıkla yaşar.

Korkma!

Uzman Eğitimci Psikolog 
Erdal ATAKLI