Ticaret
Bakanlığının 2025 verilerine göre ülkemizde 2 milyon 276 bin esnaf ve sanatkâr
bulunmaktadır.
Yaşadığınız
çevrede günlük olarak doğrudan iletişim kurduğunuz esnaf ve sanatkârlar vardır.
Bunlar bazen bir bakkal, bazen bir terzi veya bir nalbur olabilir. Çoğumuzun
sürekli alışveriş yaptığı belirli esnaflar vardır. Onlara olan bağlılığımız;
tedarik ettikleri ürün veya verdikleri hizmetten ziyade, onlarla kurduğumuz
kuvvetli ve iyi iletişimden kaynaklanır. Bir esnafın size karşı yaklaşımı, onun
iş yerine bir daha gidip gitmeyeceğinizi belirleyen en büyük faktördür. Güler
yüzlü, adil ve güvenilir bulduğunuz esnaflar her daim favoriniz olur ve bir
sonraki alışverişinizi de onlardan yapmak istersiniz.
Peki ya başka bir
şehre gittiğinizde?
İşte asıl mesele
burada başlıyor: Esnafın gizli görevi.
Başka bir şehre
gittiğinizde, ister kısa süreli bir tatil için gidin ister oraya yerleşin, o
şehirle iletişiminizin ilk başladığı nokta yine bir esnaf veya sanatkâr olur.
Bilmediğiniz bu şehirde, bölge halkı hakkında kafanızda oluşacak düşünceleri
çoğu zaman alışveriş yaptığınız esnaflar belirler. Eğer birkaç esnaf gezdikten
sonra yaşadığınız deneyimler olumluysa o şehir, sizin için “insanları iyi”
kategorisine girer. Fakat yaşadığınız deneyimler size göre gerçekten kötüyse o
şehir artık zihninizde “insanları iyi değil” şeklinde yer edebilir.
Esnafımız bu
anlamda kendi şehrini tanıtma sorumluluğunu taşımaktadır. Çünkü kapıdan giren
kişiye karşı kendi şehrinin bir tanıtım broşürü niteliğinde olabilir.
Araştırma şirketi
Areda Survey’in 2023 yılında yaptığı çalışmaya göre:
Türk halkının yüzde 13,5’i esnafa “Her konuda güvenirim” derken, yüzde 14,4’ü “Ne güvenirim ne güvenmem” cevabını vererek daha kararsız bir tutum sergiliyor. “Bazı konularda güvenirim” diyenler yüzde 20,3’lük bir kesimi kapsıyor. Esnafa güvenmediğini belirten yüzde 51,8’lik oran detaylandırıldığında; yüzde 23,8’i “Fazla güvenmem”, yüzde 28’i ise “Hiç güvenmem” cevabını verenlerden oluşuyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: