10 Kasım, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 85. yıl dönümü. Bu hüzünlü günde, Atatürk'ü ve onun bize bıraktığı mirası bir kez daha anmak, hatırlamak ve minnetlerimizi sunmak için bu yazıda buluşuyoruz.
Atatürk, bir milletin kalbinde yaşayan, bir ulusun gururu olan bir liderdi. Onun önderliğinde, Türkiye Cumhuriyeti, büyük bir mücadele sonucunda kuruldu ve çağdaş bir ülke olma yolunda ilerlemeye başladı.
Atatürk'ün bize bıraktığı miras, sadece bir ülke değil, aynı zamanda bir idealdir.
O, bize özgürlük, bağımsızlık ve çağdaşlaşma idealini miras bıraktı.
Atatürk'ün gösterdiği yolda ilerleyerek, onun kurduğu cumhuriyeti daha da ileriye taşımak, bizlerin en önemli görevidir.
Atatürk'ü anarken, onun bize bıraktığı mirasın değerini bir kez daha anlıyoruz. O, bize sadece bir ülke değil, aynı zamanda bir umut, bir ışık verdi.
Atatürk'ün ilke ve inkılapları, bizlere her zaman yol gösterecek ve ilham kaynağı olacaktır.
10 Kasım, sadece bir matem günü değil, aynı zamanda bir coşku günüdür. Atatürk'ün emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti, bugün dünyanın en saygın ülkelerinden biridir. Atatürk'ün gösterdiği yolda ilerleyerek, Türkiye'yi daha da güçlü ve müreffeh bir ülke haline getirmek, hepimizin ortak hedefi olmalıdır.
10 Kasım'da, Atatürk'ü ve onun bize bıraktığı mirası bir kez daha hatırlayalım. Onun ilke ve inkılaplarını rehber edinerek, Türkiye'yi daha da ileriye taşımak için çalışalım Gazetemiz için 10 Kasım dolayısıyla yazı yazmam gerekiyordu.
Konu ile ilgili olarak pek çok kitap, makale okudum. Ancak bana bu konuda en büyük desteği emekli bir köy Endüstrisi Süreyya öğretmenim bu konu ile ilgili mektubu bence hepimizin duygularına tercüman olmaktadır.
Ey Atam varlığınla bizlere hayat, özgürlük verdin. Düşüncelerinle yolumuzu aydınlattın. Ülkemizi muasır devletler düzeyine getirdin. Üretimi olamayan, toplu iğneye dahi ithal eden, dışa bağımlı ülke konumundan, üreten, ülke durumuna geldik. Osmanlıdan kalan dış borçlarımızı, ülkemiz topraklarında yetiştirilen tarım ürünleriyle ödedik. Sanayileşmede büyük hamleler yaptık.
Kendi ordumuzun ihtiyaçlarını kendimiz ürettik (Top-tüfek fabrikası, Makine kimya fabrikası, Uçak fabrikası vb.) . Ülkemizin her köşesine sanayi yatırımları yapıldı (Şeker fabrikası, kâğıt fabrikası, kumaş ve basma fabrikaları, sigara fabrikaları, tarım aletleri fabrikaları). Kendi elektriğimizi kendimiz ürettik. Çok amaçlı barajlar yapıldı. Bunlar yetmedi çeşitli konularda devrimler yaptı. Halkımızın %95’in okur yazar olmadığı durumdan kurtarma için eğitim seferberliği yaptı. Yurt dışına eğitim uzmanları yetiştirmek için öğretmenler gönderildi. Sanatın her alanında sanatçılar yetişmesi için uzman elemanları getirdi.
Türk gençliğini, ilerici, çağdaş ve bilgili olmalarını sağladı. Bizleri gerici ve yobazların ellerinden kurtardı. Ümmet olmaktan kurtarıp VATANDAŞ olma onurunu yaşattı. Halkımızın her kesimini ayrı ayrı onurlandırdı “Millettin efendisi Köylüdür” “Türk
çalışkan zeki ve onurludur” “Bir Türk Dünyaya bedeldir.” Dedi.
Hasta adam diye anılan bir devletten yepyeni bir devlet (TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ) yarattı.
Bizler onurlu birer Türk Vatandaşı olduk. Karanlık dünyadan aydınlık, münferit ve huzurlu bir dünyaya kavuştuk.
Her şeyi senin sayende başardık.
Sana çok şey borçluyuz.
Sen rahat uyu … tüm emanetlerinin yılmaz bekçisiyiz.
Kıymetlı öğretmenin tüm duygularımıza nasılda güzel tercüman olmuş. Gelecek yazılarımda buluşmak üzere hoşçakalın....
Bu köşe yazısını yazma fırsatı veren Salik Erkek ve ekibine sonsuz teşekkürlerimi gönderiyorum.
İnstagram: psk.ozlemsena
YORUMLAR