GEÇMİŞE GİZEM EKMEK (BÖLÜM 2)
Reklam
Neslihan Aydın BATOK

Neslihan Aydın BATOK

Mürekkep İzi

GEÇMİŞE GİZEM EKMEK (BÖLÜM 2)

26 Haziran 2017 - 16:07

(Günümüzden 17 yıl önce)

Koşuyordu... Kristen bir dakikalığına bile arkasına bakmadan koşuyordu. Nereye koştuğunu oda bilmiyordu. Aklına sadece Daniel geldi bir anlığına keşke burada olsaydı diye düşündü. Oysa onu bu yaptığı hata konusunda bilgilendirmemişti. Hayat arkadaşını böyle hayati bir konuda nasıl bilgilendirmezdi? Nasıl kendisini ve kucağındaki kızını düşünmeden hareket etmişti. Artık çok geçti! Arkasından gelen tehlikenin farkında olduğu için bütün gücüyle kaçıyordu. Ama gücü tükenmek üzereydi. Aklına gelen ilk ve tek şey bebeğini güvende tutmaktı. Bunun içinde saklanması gerekiyordu çünkü bacakları artık onu ve bebeğini bir adım daha ileriye taşıyamazdı. Bu ormana onları sürükleyen kendisi ve korkularıydı. Yaşadığı pişmanlığın büyüklüğü onu bu durumdan kurtarmayı başarabilseydi keşke ama zamanı geri çeviremezdi yapması gerekense kızı için zaman kazanmaktı.

Nihayet kuytu bir yer bulabilmişti. İki yaşındaki Ariana'ya baktı ve sanki onunla oyun oynuyormuşçasına gülümseyerek "hadi prensesim şimdi sessiz oluyoruz" deyip ağzını sıkıca kapama hareketini gösterdi. Sonra da sanki oyunun devamını anlatıyormuş gibi "şimdi sen burada saklanacaksın. Tamam mı?" diye sordu kızına. Ariana da mutlu olmuşçasına başını salladı aynı zamanda ağzını da sıkıca kapatmıştı. Kristen panik haldeki yüz ifadesini Ariana'dan saklamak için yüzünü tehlikenin geldiği yöne çevirdi. Sonra bütün sıcaklığıyla kızına baktı, gülümsedi ve el sallayarak ondan uzaklaştı. Ariana hala annesinin onunla oyun oynadığını düşünüyordu ve annesi ne istediyse yapması gerektiğini biliyordu. Aksi takdirde annesi ona kızacaktı ve tüm eğlence bozulacaktı.

Amazonun derinliklerinden gelen tehlike, ellerinde ışıklar ve silahlarla Kristen'a doğru yaklaşıyordu. Kristen kaçacak gücünün olmadığını biliyordu ama onlara kaçıyor havası yaratması gerekiyordu. Çünkü tehlike Kristen'ın tek başına kaçtığını sanıyordu. Kristen'sa amacının onlardan kurtulmak değil kızını onlardan kurtarmak olduğunu bilerek daha huzurlu hissediyordu. Ve sonunda yakalandı. Aslında istediği de yakalanmaktı ama onu yakalayan adamlara bunu zerre kadar hissettirmemesi gerektiğini biliyordu. Ödüllü bir aktör gibi panik, heyecan, korku ne varsa hepsini gösterdi ölüm makinelerine. Onlarında amacı kadını öldürmek değil kaçmasına engel olmaktı. Tabi şimdilik.

Kadını kaçtığı kamp alanına geri getirdiler. Büyük çadırlardan birine girdiler. Aralarından iri kıyımlı, gaddar suratlı ve gece karanlığında fark edilemeyecek kadar siyah tenli olan Jason "Kadını yakaladık efendim." deyip Kristen'ı bir eşya gibi adamın önüne savurdu. Oysa Kristen'ın o an ne kadar mutlu olduğunu, savrulmayı yada hırpalanmayı hatta öldürülmeyi bile umursamadığını bilmiyorlardı. Kristen biliyordu. Amacına da ulaşmıştı. Bu gece kızın kayıp olduğunu asla fark edemeyeceklerdi ve Kristen Daniel'e gereken mesajı ulaştıracaktı. Daniel Ariana'yı saklandığı yerden kurtaracaktı ondan sonra hala ölmemişse belki Kristen'i bile kurtarabilirdi. Yere savrulan kadın, işte bunları düşünüp mutlu olduğu o an tüm vücudunu sarsan bir tokatla kendine geldi. Terörist tipli, iri gövdeli, eski Amerikan askerlerinden ve oradaki diğer adamlarında başı olan Paul indirmişti tokadı Kristen'in yüzüne. Ağzı kanayan kadın henüz kendine gelememişti ki sert bir şekilde çenesini tuttu ve "Sana buradan kaçış yok dediğimi hatırlıyorum" diye sessizce kadının yüzüne konuştu. Kristen pişkin bir edayla "Belki yanılıyorsundur diye denemek istedim" dedi ve güldü. Bu Paul'un zoruna gitmiş olsa gerek ki yüzünü buruşturup "öldükten sonra denersin şansını tekrar" deyip adamlarına " bağlayın şunu, yemek ve su vermeyin" dedi. Kristen'ın göz bebekleri büyümüştü bu sözün ardından. Çünkü bağlanacağını öngörememişti. Bu durum onu çıkmaza sokmuştu. Yine de pes etmek için erkendi.

Jason Kristen'ı savurduğu yerden kaldırdı. Sürükleyerek dışarı çıkardı. Bir ağaca sıkıca bağladı. Şimdi ne olacaktı? Daniel'e nasıl mesaj yollayacaktı. Bağlıyken herhangi bir cihaza ulaşması imkânsızdı. Şansını denemeye karar verdi "Lütfen bağlamayın! söz veriyorum bir daha kaçmayacağım. Zaten söyler misiniz sizce kaçacak güç kaldı mı?" diye yalvardıysa da olmadı. Robot gibi komut almaya odaklanmış beyinleri geçip vicdana ulaşması imkânsızdı. Belki de orada bir vicdan bile yoktu. Tek ümidi yarın sabah kızın kaçtığını düşünüp merkeze durumu bildirmek zorunda kalmalarıydı. Böylece Daniel durumun ayrıntısını bilmese de neler olduğunu çözecekti. En azından Ariana için hala bir şans vardı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum