Değerli okurlarım bugünkü yazımın konuğu AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican olacak ve yazım aracılığıyla kendisine dört üçlük dahi olamadığı yönünde sesleneceğim...
Kimse dört dörtlük olamaz ona diyecek sözüm yok; ancak sayın Delican "neden dört üçlük dahi değilim" diye sorabilir. Kendisini zahmet etmesin, sormasını beklemeden ben direk sebeplerini sıralayayım...
Sayın Delican, koltuğa oturduğun günden bu yana ekip ruhunuzun olmaması il yönetim kurulu üyelerinizin size karşı olan inançlarını yok etti.
Sizi o koltuğa Sayın Cumhurbaşkanımızın oturttuğunu sağır sultan duymuştu, 2019'a kadar koltukta oturacağım söyleminiz vardı ancak sizi o koltuğa layık gören Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir'de yaptığı mitingde kılınız kıpırdamadı! Mitinge katılım az olunca suçu hemen değerli İzmir Valisi Sayın Mustafa Toprak'a yüklediniz.
7 Haziran seçimlerinde AK Parti'ye İzmir'de 230 bine yakın oy kaybettirdiniz. Oysaki yerel seçimlerde sizden önceki il başkanınız Sayın Ömer Cihat Akay onca komploların basında yer aldığı zamanda İzmir'de AK Parti'nin 6 belediye kazanmasının mimarlarından biri olmuştu. Ayrıca 11 milletvekilinin çıktığı 2011 yılında da başarılı bir yönetim izledi. Kendisinden biraz feyiz alabilirdiniz.
Peki siz 2015 genel seçimlerinde neden başarılı olamadığınızı biliyor musunuz? Çünkü halktan kopuk bir yönetim sergilediniz, il binasına gelenlere kapınızı kapalı tuttunuz, teşkilat içinden olanların dahi telefonlarına çıkmadınız, insanların iyi ve kötü günlerinde yanlarında olmadınız, düğünlere, cenazelere katılmadınız. İl yönetim kurulu ve yürütme kurulu üyelerinizi toplayamadınız, teşkilatınızdan kopuk olmanız sandık sonuçlarına da yansıdı.
Neyse ki AK Parti'li kurmaylar İzmir'deki gerilemenin farkında vardılar ve Türkiye Cumhuriyeti'nin en icraatçı bakanlarından olan Sayın Binali Yıldırım'ı 1 Kasım seçimlerinde İzmir'e yollayarak kötü gidişi engellediler. Eğer ki 1 Kasım'da Binali Yıldırım gücü İzmir'de olmasa, Sayın Delican ile seçime gidilseydi oy kaybı büyük bir hışımla yükselmeye devam edecekti. Sayın Yıldırım İzmir'e heyecan getirdi, ilçe ve köyleri gezerek dargınları kucakladı, STK'larla toplantı üstüne toplantılar yaptı, İzmir'e yıldırım gibi düştü ve başarı sağladı. Yani İzmir'de kötü gidişin durmasındaki sebep Sayın Binali Yıldırım'ı ekipçiliğidir, Sayın Yıldırım'ın öncülüğünde yapılan aday listesidir. Bu başarıda Bülent Delican'ın hiçbir katkısı yoktur.
Ön teker nereye arka teker oraya...
AK Parti teşkilatlarını Binali Yıldırım'cılar ve Nükhet Hotar'cılar diye bölmeye çalışan Bülent Delican Termal Otel'de yaptığı basın toplantısında 2019'u hedef belirlediklerini, ilçe başkanlarından da ciddi performans beklediğini dile getirdi. İyi de Sayın Delican bir söz var bilmez misiniz? "Ön teker nereye arka teker oraya, iğneyi kendine çuvaldızı başkasına..."
Eğer ki AK Parti İzmir'de 2019 seçimlerine Sayın Delican'la giderse vay haline... Büyükşehiri kazanmak bir kenara dursun, elindeki ilçe belediyeleri kaybetmesin yeter.
Değerli okurlarım merak içinde olabilirsiniz, aklınızdan "Bülent Delican başarı yakalayamadığı halde neden hala o koltukta oturuyor" sorusu geçebilir. Benim aklımda da bu sorulardan çok var. Sayın Delican'ı o koltukta oturtmaya çalışanları az çok biliyorum ve yazım aracılığıyla da kendilerine sesleniyorum: Şahsıma inanın ne 7 Haziran'da ne de 1 Kasım'da Delican'ın partisine zerre kadar yararı olmadı, insanları küstürmekten başka bir şey yapmadı. Sizler hala Delican'ı o koltukta oturtmaya çalışırsanız buradan çıkaracağımız sonuç "Delican'ın bulunmaz hint kumaşı" olduğudur. Ve ben de ilerleyen günlerde sizi ve hint kumaşınızı isimlerinizi açıklayarak kutlayacağım bilmem anlatabildim mi?
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için...
Not: AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican'ın 1 Kasım seçimlerinde Sayın Binali Yıldırım'a zerre kadar faydası olmadığı tüm AK Parti teşkilatının malumudur. Lakin Sayın Yıldırım'ın bakan olmasından sonra Bülent Delican'ın basına verdiği demece dikkatinizi çekmek istiyorum: "İzmir milletvekili Binali Yıldırım'ın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak göreve gelmesiyle onur ve gurur duydum." Yahu bu nasıl çevir kazı yanmasın onuru ve gururudur anlamış değilim. Anlayan var ise de lütfen bizleri aydınlatsın... Yorumlarınızı bekliyorum.

Yorumlar
Kalan Karakter: