Yılmaz Özdil, 1965 İzmir doğumlu.
Veli
ile Nadide’nin oğlu, Pelin’in babası, Yıldırım’ın kardeşi, Hülya Hanım’ın eşi,
Süleyman Efendi’nin torunu.
Ege
Üniversitesi Basın-Yayın Yüksekokulunu bitirdikten sonra Yeni Asır Gazetesinde
mesleğe başlamış. 94’de Milliyet’in, 95’de Sabah’ın Yazı İşleri Müdürü olarak
birden kariyeri parlamış. Fatih Çekirge onu kadrosuna almış, Star Gazetesini
kurmuşlar. Oradan ver elini Ciner Medyaya… 2007’de kendini Hürriyet’te bulmuş.
2008’de yolları Uğur Dündar ile kesişmiş. Star Ana Haber bülteninde Dündar’ın
baş gönüllü çalışma arkadaşı olmuş.
Kariyeri
bu minval üzere olan Özdil, nedense tutmuş 2014’de Soma'da yaşamını kaybeden madenciler
için “müstahaktır” demiş.
Herkesin
hayatında ara ara böyle gereksiz salvolar olabilir.
Ancak
Özdil’in son salvosu gerçekten dehşet-ül vahşet oldu.
Ayrıntıları kaçırmadan okuyunuz.
Özdil'in sırf ismi nedeniyle meşhur olan kitabı “Mustafa
Kemal”, Kırmızıkedi Yayınevi tarafından özel baskı adı altında 1881 adet
basıldı ve bu satırları kaleme aldığım gün 9’u 5 geçe tamı tamına 2.500 TL’den
satışa çıktı. Kulaklarınıza inanın, 2.500 Türk Lirası! Kimse almamıştır
demeyin, yo yo… İlgi o kadar çoktu ki yayınevinin satış portalı kilitlendi;
buna rağmen 1881 adet Mustafa Kemal adlı sözde koleksiyon kitap tam 2.500
TL’den birkaç dakika içinde satıldı. Hesap makinası olanlar bir zahmet çarpsınlar,
bölsünler, karekökünü alıp türevine baksınlar…
Kıskandığım için mi diyorum, daha neler! Afiyet bal olsun
Özdil’e ve Kırmızıkedi Yayınevi’ne. Hayırlı işler, bol güneşler…
Ancak sizce bu mesele gerçekten bu kadar basit mi?
Basit olabilir mi yahu… Sosyal medya yıkıldı; eleştiriler,
veryansınlar, dilimin varmadığı hitaplar aldı başını gitti… Atatürk’ün ismini
kullanıp ticaretine marifet, marifetine siyaset katan Özdil ne koleksiyonu
yaptı, neyin koleksiyonunu sattı, kimse mantıklı bir anlam yükleyemedi ki! Koleksiyon
dediğin nadide eser olur, 1881 tane mi olur? Güya Atatürk’ün doğduğu tarihi baz
alınca evrene ruhani mesajlar veriliyor, öyle mi? Atatürk’ün hayatında çok
önemli bir yeri olan 19 sayısı neden baz alınmadı? 19 kitap satışından o kadar
gelir elde edilemezdi değil mi?
Gerçi iki bin beş yüz kâimeyi alan razı, veren razı, bize ne
oluyor ki..! İyi de kardeşim hiç mi sesimizi çıkarıp Atatürk üzerinden yapılan
kurnazlığı dile getirmeyelim?
Özdil bu eleştirilere ne diyormuş bir de onu dinleyelim:
“Mustafa Kemal'in koleksiyon serisinden edinebilen 1881
şanslı kişiden bir oldum. Cumhuriyet tarihinin gördüğü en
alçakça, en adice hem de planlı ve organize sosyal medya saldırısından bizi
koruyan bizi savunan yurtseverlere çok teşekkür ederim. Bu kitaba başladığı saniyeden itibaren gördüğümüz ilgi
bu hadisenin sosyal medya saldırılarında anlatılmaya çalışıldığı gibi aslında
fiyatla ilgili olmadığını, Mustafa Kemal sevgisini yüceltme, Mustafa Kemal
fikrini onurlandırma ve duruşunun fiyatının olmadığını gösterdi. Aslında
hadisenin fiyatla ilgili olmadığını sanıyorum sadece Türkiye'ye değil bütün
dünyaya gösterdik. Gerçekten hem bu kitabı yazan, hem de bu kitaba şu an da
sahip olan biri olarak çok mutluyum.”
Bak hele bak, sanki Atatürk’ümüz hakkında çok
güzide, çok eşsiz, pırlanta gibi bir kitap yazdı da onu sarayların koleksiyonuna
layık görüyor… Yok yahu, kitap resmen tırt! Ben özel olmayan, koleksiyon
olmayan, tırıvırı olan baskısını para verip aldım; bir yazar olarak tüm kitabı
ciddiyetle okudum ve dâhi inceledim. Gerçekten tırt!
Bir defa kitap araştırma eseri değil. Bilinen
mevzular magazinsel bakış açısıyla ve Özdil’in gazete köşesindeki üslubuyla teksir
edilmiş. Evet, durum aynen budur! Biri çıksın da bana desin ki Özdil’in Atatürk
hakkındaki şu tespitleri veya şu yorumları çok ilginç veya çok aydınlatıcı…
Kimse böyle bir şey diyemez…
Yıllar önce Kara Harp Okulunda ders olarak okutulan
bir tarih kitabında Atatürk’le ilgili ilginç bilgilere rastlamıştım.
Örneğin Atamızın Ragıp Efendi adında üvey babası
olduğu, üvey kardeşlerinin bulunduğu yazıyordu. Bunlar gerçekten ilginç
bilgidir ve dillendirilmeleri hiç de ayıp değildir! Ama Özdil gibi biri nereden
bilecek böyle bilgileri, peeh…
Veya deseydi ki Atatürk Kızıloğuz Boyuna mensup
Türkmenler’dendir, şeceresi şöyledir, böyledir… Günümüzde soy ve nesep yönünden
çok çirkin iftiralara maruz kalan Atamıza hiç değilse bu yollu bir destek
vermiş olmaz mıydı? İftiracıları susturamaz mıydı?
Haydi diyelim ki bunlar detay bilgiler. Detay
olmayan mühim mevzulara girseydin be adam! Atatürk’ün İslami derinliğini ama
reklam yapmadığı için bu yönünün çok bilinmediğini, zaten ömrü küffara karşı
cephelerde geçtiği için gazi ve mücahit olduğunu, verdiği kutsal cihat ve vatan
müdafaası nedeniyle siyonistler tarafından şehit edildiğini falan
söyleyebilirdin.
Ha bilmiyorsan benim gibi bir bilene sorabilirdin.
Bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp be adam!
Şunu merak ediyorum; gerçekten de Atatürk’ün
masonları ülkeden kovduğunu ve siyonistler tarafından zehirlenerek şehit
edildiğini, çevresindeki tescilleri hainleri yazsaydın acaba kitabın kaç tane
satardı, kaç paraya satardı? Sen önce bu basit sorunun cevabını ver, sonra
Mustafa Kemal edebiyatı yap, olur mu? Zira Mustafa Kemal üzerine kitap yazıp da
senin uyduruk kitabına on basacak yüzlerce kitap ismi sayarım ben!
Hiç değilse Genelkurmay arşivlerine, TBMM
tutanaklarına vesaire bakarak daha dişe dokunur, elle tutulur bir kitap
yazsaydın be adam! Neyse artık büyük geçmiş olsun.
Şimdiden sonra hayretle izleyeceğimiz bir mevzumuz
oldu: Yılmaz Özdil’in çöküşü!
Kaldı ki son zamanlarda gazete köşelerindeki
yazıların da çok tırt be adam. Samimiyetle söylüyorum. Konudan konuya
atlayarak, mevzuları üstünkörü anlatımlarla kısa keserek, esas meselelere temas
edemeyerek farkında olmadan çok kan kaybettin. Bu dediklerimi bir dost
tavsiyesi olarak gör. Yazım çizim işinde kendini geliştirmeye çalış. Bilmediğin
konularda bir bilene danış!
Tabii bunların hiçbiri Sayın Özdil’in miadının
dolduğu gerçeğini örtemeyecek. Güneş balçıkla sıvanamaz ki…
YORUMLAR