Ben bu köşede, “Tire’deki sorunun asıl nedeni” başlıklı yazımı yazdığım gün gazetelerde, yazımın konusu olan köy mallarının satışının durdurulacağı haberi vardı.
Yazımı okuyanlar, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin’in, Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek’le yaptığı görüşmeden sonra yaptığı, “Köy mallarının satışına olanak veren meclis kararı geri alınacak” açklamasını duymadığımı zannetMİŞLERDİR.
Hatta, “Amma da şişti” diye sevinenler bile olmuştur.
Hayır.
O yazı, İl Başkanı Engin’in açıklamasına rağmen yazılmış bir yazıydı.
Çünkü ben o satışın iptal edileceğine bir an bile ihtimal vermemiştim.
Başkan Engin’in tüm iyi niyetiyle görüştüğünden ve elinden geleni yaptığından eminim.
Fakat o günkü yazımda da çok net belirttiğim gibi, partinin hiyerarşik düzeni bozulmuştu.
Parti ile ne gönül ne ideolojik bağı olmayan birine söz geçirmeleri mümkün değildi.
Nitekim CHP’de “Aman bize gelsinler de seçimi kazanalım” mantığıyla, partiyle ilgisi bile olmayanlardan seçilen başkan ve listeyle oluşan Tire Belediye Meclisi, satış kararının iptali istemini reddetti.
Yani, bu kararla, CHP Genel Merkezi’ne, CHP İzmir İl Başkanlığı’na, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na, “Siz bize karışamazsınız. Sizin seçim öncesi verdiğiniz sözler bizi bağlamaz. Siz ‘köy mallarını emanet sayın’ dediniz ama biz öyle yapmayacağız, satacağız”dediler.
EVLERE ŞENLİK SATIŞ
Tabi ki meclisler kararlarını kendileri alırlar.
Alırlar da, bunu partilerinin genel politikalarının karşısına çıkarak yaptıklarında bir bedeli olur mutlaka.
Öyle ya, parti genel merkezinin yazılı verdikleri talimata karşı gelmek, İl Başkanı’nı Büyükşehir Başkanı’nı hiç dinlememek, lafla, uyarıyla geçiştirilecek şey değil.
Hadi, kimseyi dinlemediler, bir karar aldılar bari süreci iyi yönetselerdi.
Aksine, öyle bir satış yaptılar ki evlere şenlik.
Gittiler, Tire köyünün tarlasını CHP Ödemiş İlçe Başkanı Mehmet Birlik’e sattılar.
İhalenin normal, dürüstçe yapıldığından en ufak şüphem yok.
Fakat sen hep başkalarını, “İşleri kendi aralarında hallediyorlar. Yandaşlarına istediklerini veriyorlar” diye eleştiriyorsan böyle bir satışa müşteri bile olmayacaksın.
Tepkiler gelip, sesler yükselince, Birlik ihaleden çekildi.
İhaleye girmek için yatırdığı 32 bin lirası yandı.
Kendi parasıydı, “Ben ticaret adamıyım, zarar da ederim kar da” diyerek sineye çekti.
Peki, o maddi zararı önemsemedi ama yaşanan bu sürecin partiye verdiği manevi zararı kim sineye çekecek. Kim ödeyecek?
Bir bedeli olacak mı, partiyi yaralayan bu sürecin.
YANITINI VERMİŞİM
Bunun yanıtını, Tire ile ilgili yazdığım ilk yazıda şöyle vermişim.
“Genel Merkez’in talimatını kim uygulayacak? Partililer.
Uygulamazsa ne olur?
Parti disiplin kuralları işler. Gerektiğinde partiden ihraca kadar gider.
Peki, partiden ihraç edilmek kimi üzer?
Tabi ki bu partiyle gönül bağı, düşünce bağı, ideolojik bağı olan kimseleri.
Peki, Demokrat Parti kökenli, CHP’li belediye başkanı Tayfur Çiçek, disiplin kuralları işletilip partiden atılırsa çok mu üzülür?
Hiç zannetmiyorum.
Demek ki neymiş:
Bir partinin, görüşü, duruşu olmalı. Sadece seçim kazanmak kaygısıyla seni sonradan hiç takmayacak, “Al tımarını ver atımı” diyebilecek adaylarla yola çıkmamalı.”
Böyle demişim ve görülüyor ki, haksız da değilmişim…
YORUMLAR