Yurdumun can insanları, yazımın başlığında kullandığım kelimelerin kime ait olduğunu sanırım büyük çoğunlukta anlamışsınızdır; lakin anlamayan okurlarım için anlatayım…
Evet, bu sözler her mitinginde “ben” diyen ve verdiği sözleri tutma ihtimalinin olmadığını kendisi de bilen CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na aittir.
Sayın Kılıçdaroğlu her mitinginde, katıldığı TV programlarında ve demeç verdiği gazetelerde “ben şunu, şunu yapacağım” , “ben şunlar için söz veriyorum” gibi cümleler kuruyor.
Bu sözleri verebiliyor; çünkü iktidara gelemeyeceğini kendisi de çok iyi biliyor...
Ve bence bu sözleri vermesinin tek bir amacı var, o da biraz oradan, biraz buradan oy kırparak kendisini başarılı gibi göstermek ve koltuğundan olmamak.
Şahsım Kılıçdaroğlu’nun verdiği sözlerin hiç birine inanmıyor; kendisine zerre kadar güvenmiyorum. Tabii ki bu güvensizlik durduk yere oluşmadı, geçmiş zamanlardan kalma tecrübelerimden dolayı vermiş olduğu sözleri tutmadığını biliyorum, bu sebeple de kendisine güvenmiyor; inanmıyorum.
Yazdıklarıma kızanlarınız olabilir, bu sebeple güvenmeme sebeplerimi açıklamak istiyorum.
19 yıl boyunca ilçe olması için uğraştığım Karabağlar’dan 2014 yerel seçimlerinde belediye başkan aday adayıydım. Taşını, toprağını, her mahallesini, insanlarını çok iyi bildiğim Karabağlara hizmet edebilmek için çıktığım yolda çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmamıştım. Bu süre zarfında da Sayın Kılıçdaroğlu katıldığı TV programlarında ve yazılı medyaya verdiği demeçlerde her zaman “ilçe halkında karşılığı olan, partisine bir oy fazla getirebilecek, vizyonu-misyonu düzgün, parti eğitimlerine katılan ve özellikle de yapılan anketlerde ismi çıkan kişiler” belediye başkan adayımız olacak diye sözler veriyordu.
Buraya kadar her şey çok güzeldi, olması gereken de buydu. Peki, netice ne oldu?
İzmir ve Türkiye genelinde de örnekleri var; ancak benim içinde bulunduğum Karabağları anlatayım. Hiçbir ankette adı dahi geçmeyen, parti eğitimi almayan, ilçe halkı tarafından tanınmayan, şahsiyetine bir sözüm yok ama halkta karşılığı bulunmayan Sayın Muhittin Selvitopu’nu Karabağlar ilçesinden belediye başkan adayı gösterdi. Diğer ilçelerde de aynı uygulamaları yapan Kılıçdaroğlu neticede CHP’nin kalesi olarak bilinen, 30 ilçeye sahip olan İzmir’de binlerce CHP’liyi küstürdü; 8 ilçeyi birden kaybetti.
Gelelim genel seçim sürecine…
%15 kontenjan uygulayacağım diye sözler veren Kılıçdaroğlu bu yüzdeyi 50’lere çıkardı. Bu da yetmezmiş gibi İzmir’de önseçime katılarak diğer aday adaylarının haksız bir şekilde önüne geçmiş oldu. Küsmeler, darılmalar yine had safhaya ulaştı.
Şimdi siz yurdum insanlarına soruyorum: Kendi adaylarına bile haksızlık yapan, vermiş olduğu sözleri tutmayarak inandırıcılığını kaybeden, her kelimesinde “Ben, ben” diyen Kılıçdaroğlu’nun “Söz veriyorum” cümlesine inanabilecek misiniz?
Şahsen kendisine asla inanmam. Çünkü erkek ve yiğit adam sözünden belli olur.
Yazılı ve görsel basından takip etmişsinizdir, geçtiğimiz cumartesi günü İzmir Gündoğdu Meydanı’nda CHP’nin mitingi vardı. 1 milyon kişiyi cep telefonundan arayarak mitinge davet ettiler; ancak CHP, kalesi olan İzmir’de Ak Parti ve HDP’nin topladığı kalabalığı toplayamadı.
Ve bir de olaya şuradan bakmak gerekir.
Parti genel başkanlarının aday oldukları illerde yaptığı mitingleri görüyoruz, alan hınca hınç doluyor; ama Kılıçdaroğlu’nun aday olduğu İzmir’de geçen mitinglere oranla %25 katılım azaldığı gözleniyor. Bu demek oluyor ki 22 ilçe belediyesi ve büyükşehir belediye başkanlığı CHP’de olan İzmir, Kılıçdaroğlu’nu bağrına basmadı!
Görünen odur ki CHP Sayın Kılıçdaroğlu yüzünden oy kaybın uğrayacak…
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…
Not 1: Her cümlesini Ben’li başlatıp Ben’li bitiren, inandırıcılığı olmamasına rağmen sürekli Söz’ler veren böylesi bir lideri Rab’bim yurdumuzdan korusun.
Not 2: 7 Haziran günü yapılacak genel seçim sonrasında yurdumuzdaki istikrarın devam etmesini diliyor, seçimin kazasız ve belasız geçmesini yüce Allah’tan niyaz ediyorum…
YORUMLAR