Hayatımız boyunca sıkça duyduğumuz bir söz vardır: “Kader gayrete aşıktır.” Bu ifade, aslında kaderin hareketsiz bir bekleyiş değil, emek ve çabayla şekillendiğini anlatır.
Kader; bir yol haritası gibidir, ama o yolun hangi istikamette ilerleyeceğini gayretimiz belirler. Yani elimizi taşın altına koymadan, ter dökmeden, sabır göstermeden sadece “oluruna bırakmak” çoğu zaman bizi durağanlığa sürükler. Oysa hayat; cesur adımlar atan, emek veren, öğrenmeye açık olanların önüne kapılar açar.
Gayret, kaderin kapısını aralayan anahtardır. Bir öğrenci sınavı kazanmak için gece gündüz çalışırsa, bir çiftçi toprağını sabırla işlerse, bir girişimci fikrini hayata geçirmek için çabalarsa, kader onların önüne fırsat olarak çıkar. İşte bu noktada görüyoruz ki, şans dediğimiz şey aslında gayretin üzerine düşen ışık gibidir.
Kader gayreti sever çünkü insanı diri tutar, çalışkan kılar, umutla besler. Gayreti olmayan bir hayat, akışa kapılmış bir yaprak gibi savrulur. Ama gayret eden kişi, dalgaların yönünü değiştiremese bile yelkenini doğru açar ve varacağı limanı seçebilir.
Bugün hangi noktada olursak olalım, yapmamız gereken tek şey, gayreti hayatımızın merkezine koymak. Çünkü biliriz ki, emek olmadan ekmek olmaz. Ve kader, daima emek verenin yanında durur.
Unutmayalım Kader gayreti seviyor, gayretsizliği değil.
Yorumlar
Kalan Karakter: