Türkiye’nin imalat sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’ler, 2025 yazında döviz kuru dalgalanmaları, yüksek maliyetler ve değişken iç talep karşısında kritik bir sınav veriyor. Bu zorlu dönemde başarılı olmak için finansal disiplini korumak, üretim süreçlerini optimize etmek ve ihracat fırsatlarını değerlendirmek şart.
Detaylı Analiz yapacak olursak :
2025 yılının Temmuz ve Ağustos ayları, Türkiye imalat sektöründeki KOBİ’ler için ekonomik ve operasyonel açıdan zorlu koşulların hakim olduğu bir dönem olarak öne çıkıyor. Döviz kurlarındaki volatilite, enerji ve hammadde maliyetlerindeki artış, sektörün karlılığını ciddi ölçüde etkilerken, iç pazardaki tüketim alışkanlıklarındaki temkinlilik de satışları sınırlıyor.
Döviz kuru ve maliyet baskısı: İmalat KOBİ’lerinin önemli bir kısmı ithal ara malı ve hammadde kullanıyor. Bu nedenle dolar ve euro kurlarındaki hareketlilik, maliyet yapısını doğrudan etkiliyor. Döviz kurunun yüksek ve oynak seyretmesi, fiyatlandırma stratejilerini karmaşıklaştırıyor. Sabit fiyatlı sözleşmeler yapılması, döviz riskine karşı koruma sağlamak için finansal araçlar kullanılması öneriliyor.
Enerji ve lojistik giderleri: Enerji maliyetleri 2025’in ikinci yarısında da yüksek seviyelerde kalmaya devam ediyor. Elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artış, üretim giderlerini yükseltiyor. Aynı şekilde lojistik maliyetlerinde de artış trendi sürüyor. KOBİ’lerin üretim planlarını ve stok yönetimini buna göre optimize etmesi kritik.
İç talep ve pazar koşulları: Enflasyonun yavaşlaması ile birlikte iç talepte nispeten dengelenme gözlense de, tüketiciler harcamalarında hâlâ temkinli. Bu durum, özellikle yerel pazara ağırlık veren imalat KOBİ’leri için satış hacimlerinde sınırlı büyüme anlamına geliyor. Alternatif pazarlara yönelmek ve ihracat imkânlarını artırmak kaçınılmaz hale geliyor.
İhracat ve yeni pazar fırsatları: TL’nin görece değer kaybı, Türk imalat ürünlerinin rekabet gücünü artırıyor. İhracat odaklı üretim yapan KOBİ’ler bu avantajı iyi değerlendirmeli. Mikro ihracat, e-ihracat ve dijital pazarlama kanalları, yeni müşteri kazanımı için etkili araçlar olarak öne çıkıyor.
Finansmana erişim: Yüksek faiz oranları ve sıkı kredi koşulları, KOBİ’lerin yatırım ve işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştırıyor. Bu nedenle KOSGEB destekleri, KGF kefaletli krediler ve kamu destek programları yakından takip edilmeli. Alternatif finansman modelleri de (leasing, faktoring) araştırılmalı.
Üretim ve operasyonel verimlilik: Enerji verimliliği, üretim süreçlerinin dijitalleştirilmesi ve otomasyon yatırımları uzun vadede maliyet avantajı sağlayacak. İş gücü eğitimlerine yatırım yapmak ve süreçleri optimize etmek,, rekabet gücünü artırmada önemli.
Öneriler:
Döviz riskine karşı koruma stratejileri geliştirilmelidir.
Hammadde ve enerji tedarikinde maliyet odaklı planlama yapılmalıdır.
İhracat pazarları farklılaştırılmalı e-ihracat kanalları aktif kullanılmalıdır.
Finansman imkanları düzenli takip edilmeli, kamu desteklerine başvurular zamanında yapılmalıdır.
Üretim verimliliği artırılmalı, dijital dönüşüm ve otomasyon hızlandırılmalıdır.
Türkiye imalat sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’ler için 2025 yazı, dayanıklılıklarını sınayan ancak doğru adımlar atıldığında büyüme fırsatı sunan bir dönemdir. Sektörün dinamiklerini yakından takip ederek, finansal ve operasyonel esnekliği artırmak öncelik olmalıdır.
Sibel Arslan
Ekonomist& Mali Analist
Yorumlar
Kalan Karakter: