Hava Kirliliği ve Doğalgaz Kullanımı
Reklam
Ümit Bora

Ümit Bora

Çevreci-Yazar

Hava Kirliliği ve Doğalgaz Kullanımı

15 Ocak 2016 - 19:54

Yıllar önce "hava kirliliğine son" diyerek dış ülkelere bağımlı doğalgaza geçti ülkemiz.

Kendimizde olmayan fosil enerjiydi doğalgaz.

Güya şehirlerdeki kömür tüketimi son bulacak ve şehirlerimizde hava kirliliği diye bir konu kalmayacaktı.

Doğalgazı temiz enerji diye reklam ettiler ama gaz kaçağı yüzünden zehirlenmeler ve insan ölümlerinde nedenini hiç açıklamadılar.

Kömür kullanımını konutlarda azaltırken, çok sayıda kömürle çalışan termik santral yapımına izin verdiler, veriyorlar.

Suriye'de Rus uçağını düşürdüğümüz için boru hatlarıyla büyük doğalgaz enerjisi satın aldığımız Rusların tepki olarak gazı kesme durumu ortaya çıkınca enerji açığımızı nasıl karşılayacağımız tartışmaları ortaya çıktı.

Üstelik doğal gaz çok pahalı bir enerjiydi ve kullananların bütçelerini sarsıyordu.

Ruslarla doğal gaz sorunu tartışılırken ayrıca ailelerin pahalı gaz karşısında ekonomileri sarsılınca, yeniden eski kömür kullanımlı günlere dönülmeye başlandığını gözlemliyoruz.

Bu durum büyük illerde hava kirliliğinin yeniden hortlamasına neden olmaya başladı.

Rüzgârsız havalarda birçok ilimizde hava kirlilikleri normal sınırları kat kat geçmeye tehlikeli noktalara ulaşmaya başladı.

Dikkat ederseniz bu hava kirlilikleri görülen illerimizde topluca hasta olmalar, hastanelere yığılmalar yaşanır hale geldi.

Araştırmalarımıza göre ağaçsız ortamlar ve devasa büyük şehirlerimizde hava kirliliğine bağlı astım, bronşit, nefes darlığı, kalp sorunları ve benzeri hastalıklar hızla artmaya başladı.

Fosil yakıtlardan doğal gaz ve kömür enerjisi yakıtlarıyla ilgili olarak Çevreci Bilim adamımız Veteriner Hekim Yekta Ünsal bakın neler söyledi!

"Toplam doğal gaz rezervinin dünyanın 70 yıllık ihtiyacını karşılayacak ölçüde olduğu tahmin edilmektedir. Ancak, özellikle Rusya ve A.B.D.'de bulunması muhtemel yeni sahaların devreye girmesiyle bu sürenin daha da uzaması mümkündür.

Kömürlü kalorifer yandığı zaman 48 kg SO 2, sıvı yakıtlı kalorifer yandığı zaman 60 kg SO 2 görülmektedir. Doğalgazda ise SO 2 görülmemektedir. CO için ise kömürlüde 42 kg, sıvı yakıtlıda 20 kg kirletici görülmektedir. NO X kömürlüde 28 kg, sıvı yakıtlıda 24 kg, doğalgazlı kalorifer tesisinde ise 10 kg dir.

Doğalgaz çevrim santrallerinin bugünü ve geleceği ciddi tartışma konusu yapılabilir. Bugün kaç doğalgaz çevrim santralinin çalıştığına cevap bulmak oldukça zordur.

Katı, sıvı ve doğalgaz kaynakları yönünden kaynak sıkıntısı çeken ülkemizin Dünya üzerinde bulunduğu coğrafi konum nedeniyle özellikle güneş enerjisi ve rüzgar enerjisine yönelmesi kaçınılmaz seçenek olarak yakın gelecekte tartışma konusu olması gerekmektedir.

Doğalgaz kullanımı çevreye zarar vermediği söylenemez. Katı ve sıvı yakıtlara oranla daha az zarar verdiği söylenebilir. Bu yakıtların kullanımıyla ortaya çıkan Çevre ve sağlık sorunları sosyal maliyet olarak önümüze çıkmakta yaşam kalitemizi azaltmakta ve yaşam maliyetimizi arttırmaktadır. Geçim ekonomimizin ciddi sorun olduğu yaşadığımız günlerde tarım desteklemelerinde olduğu sosyal maliyet kredileri oluşturulup halkımız yenilenebilir enerjiye daha hızlı geçişi sağlanmalıdır. Bu konudaki bürokrasi azaltılmalı ve yerelde çözülmelidir"

Yekta Ünsal'ın dediği gibi yenilenebilir enerjiye yani rüzgâr, güneş ve bizim ekimiz jeotermal enerjiye hızla geçiş yapmalıyız.

Yoksa devasa nüfusa sahip illerimizde hava kirliliği hızla artmakta S.0.S vermektedir.

Teşekkür

Geçen hafta aniden başlayan baş ağrım yüzünden yeni yapılan Urla Devlet Hastanesi Acil Servisine gitmek zorunda kaldım.

Yapılan tetkiklerde önemli bir sorun çıkmazken, yapımı için yazılarımla destek olduğum son derece modern hastanenin İzmir yarımadasının çok büyük eksikliğine çare olacağını gördüm.

Sadece onkoloji ve hematoloji gibi ileri tetkik servislerinin bulunmadığı Urla Devlet Hastanesi’nin yapımında ayrıca çok güzel hizmet vermesinde büyük hizmeti geçen Dr. Behzat Özkan ile Hastane Başhekimi ve personeli ile acil serviste sağlığım için ellerinden gelen hizmeti esirgemeyen Dr. Tülay Bal ile hemşire Necla İlgicioğlu'na teşekkür ediyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum