İzmir Karaburun ve kıl keçileri!
Reklam
Ümit Bora

Ümit Bora

Çevreci-Yazar

İzmir Karaburun ve kıl keçileri!

30 Mayıs 2015 - 11:05

İzmir Karaburun denince akla artık meşhur doğal organik kıl keçileri geliyor!

Çünkü Karaburun kıl keçileri artık yarımadanın simgesi oldular.

Ancak çoğu bölge insanı kıl keçilerinin yarımada da yok edilip hayvancılığın bölgede bitirilmek istenmesi karşısında bendenizin aynı Don Kişot olup engellemelere karşı tek başıma savaş verdiğimi bilmezler!

Yıl 2006 ve Karaburun'da bir çevre toplantısı var.

Geniş katılımlı Karaburun Belediyesi destekli olan 2 gün süren çevre ve doğanın korunması toplantılarında bölgedeki birçok çevre sorununun yanında doğal organik kıl keçileri konusu gündeme geldi.

Toplantının 2'nci gününde o zaman ki Belediye Başkanı Sevgili Serdar Yasa, çevreci üyelere yarımadayı görmek tanımak için otobüs tahsis etti.

Otobüsle yarımadanın kuzey yamaçları ile güneye doğru kısımları ve Yunanistan'ın Sakız Adası'na, uluslararası deniz su yoluna bakan kısımlarında binlerce dönüm arazilerin düzeltilip zeytin ağacı dikilmek üzere imtiyazlı birilerine verildiğini gözlemledik.

Keçi ve hayvan yolu patikalarının dahi hayvanların yaylalara geniş otlaklara geçişini kesmesi çevrilmesi neticesinde hayvanların yarımadadan yok olmasına hayvancılığın bitirilmesine çalışıldığına şahit olduk.

Bu duruma çok üzüldük içimizdeki çevreci arkadaşlardan ağlayanlar oldu.

Bendeniz çevreci ve hayvan sever, doğa sever üyelere "benim arkamdan gelirseniz birlikte keçilerin ve hayvancılığın yok edilmemesi için karşı çıkalım, var mısınız?" diye sordum.

Aldığım cevap oy birliği ile "varız" olmuştu.

Maalesef o sözde çevreci arkadaşlar birilerinden korkup, tırsıp beni tek başıma bıraktılar.

Ben yılmadım, kolları sıvadım, başladım Karaburun'un kıl keçileri için aynı Don Kişot gibi savaşmaya, haber üstüne haber yapmaya.

Sağ olsunlar değerli yerel ve ulusal basınımız hep yanımda oldular, bu konuda en güzel haberlerimi Hürriyet Gazetesi'nden Köşe Yazarı Sevgili Yalçın Bayer defalarca köşesine taşıdı yaydı, ülkemiz ile paylaştı.

Tabii bu haberler ve Karaburun'un en güzel yerlerini çeviren "büyük holdinglerin isimleri" ulusal basına yansıyıp malzeme olunca hakkımda çok sayıda resmi soruşturma başlatıldı.

İnanın evde ağır hasta yatarken bile savcılar "kalk gel sorgulayacağız, hastalandım falan anlamam yazmasaydın, haber yapmasaydın" demeye telefonla sürekli çağırmaya tehdit etmeye başladılar.

Yetmedi İl'de en üst makamların karşısına dikilmeye beni ve konuyu didik didik etmeye başladılar.

Hatta bir vatandaş ismini veremeyeceğim "ya gel sana da bu arazilerden verelim sus artık yazma" diye ileri bile gitti anında teklifini reddettim.

Kısacası tek başıma verdiğim mücadelede mahkemelerde, resmi dairelerde inanın ağır hasta halimle resmen süründüm durdum ama tek geri adım atmadım.

Soruşturmalar ta Ankara'lara gitti inanın o kadar üst düzeyde görevlilerin bile konuya dahil olacağını hiç düşünmemiştim oldu bile (zamanı geldiğinde bölgede nelerin olup bittiğini yeri geldiğinde açıklar sizlerle paylaşırım.)

Sonunda "bak biz bu soruşturma dosyalarını kapatacağız ama senin üzerine bastırarak istediğin keçilerin patika yollarını açık tutacağız ve hayvancılığın bölgede bitirilmemesini sağlayacağız sen de artık yazma" dediler.

Bu teklif karşısında kötünün iyisidir diyerek razı oldum.

Ancak bir müddet sonra Karaburun'a atanan resmi görevlilerle keçiciliğe ve hayvancılığa son verme çalışmaları yapmasından dolayı yine soruşturmalık olduk.

Onun yerine gelen görevli de tutturdu "ya Ümit Bey gel bu keçi ve hayvancılık işini desteklemekten vazgeç, bu iş zaten ülkede bitti" sözlerine "bakın sizinle de soruşturmalık olmayalım" diye cevap verdim.

Bu görevli bu konuşmadan yaklaşık 1 ay sonra bana "Ümit Bey sana müjde, falan yere kıl keçileri için süt depolama depoları yaptırdım, hizmete verdim sevindin mi?" sorusuna o görevliye bir müddet sonra Sevgili Serdar Yasa ile birlikte ÇETKODER Çevre Ödülü'nü Ege Bölge Temsilcisi olarak bir keçi kırkım şöleninde verdim, sevgimi gösterdim.

Karaburun Belediye Başkanı Serdar Yasa, keçilerin heykellerini yaptırıp ilçenin giriş kavşağına diktirdi.

Keçi heykellerine baktıkça kıl keçileri için verdiğim mücadelenin büyüklüğünü hatırlıyor ve inanın sevincimden çektiğim o müthiş yorgunluğumu birden unutuyorum.

Çevre ve doğa için mücadele vermek yürek ister.

Lafla çevreci olunmuyor, çıkarları elinin tersi ile itip adeta savaş vermek gerekiyor.

Tek başıma da kalsam Don Kişot gibi mücadele etmiş ve "sadece yarım kilo ama inanın ilaçtan daha tesirli süt veren" bulunmaz Karaburun kıl keçilerini bölgede yok edilmekten korumuş kollamış insanlardan biri olarak her zaman yaptığım mücadeleden gurur duyacağım.

Keçi sütü ve peyniri denilince ilk akla Karaburun'un kıl keçileri gelmektedir.

Bu keçilerin sütleri dağda otladıkları asla yem fabrikası ürünleri yemedikleri için çok çok kıymetlidir.

Unutmadan Fransızların laboratuarlarda ürettikleri aynı inekler gibi fabrika yemi yiyen asla dağlara büyük memeleri yüzünden çıkamayan 10 litreye kadar süt veren keçilerle Karaburun kıl keçilerinin uzaktan yakından yakınlıkları ilgisi yoktur.

Kısacası gerçek ilaç gibi keçi sütünü ve peynirini "Karaburun'da güvendiğiniz üreticilerden" alabilirsiniz, marketlerde "asla satılmaz" bulamazsınız diyorum.

TEŞEKKÜR

İzmir Yeşilyurt Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji Bölümü Uzman Doktorum artık Doçent oldu.Doç.Dr. Bahriye Payzin'ı yeni ünvanından dolayı kutluyor, sağlığımla ilgili yakın ilgi alakasından dolayı kendisine bir daha teşekkür ediyorum.

Ayrıca yine aynı hastanemizin Hematoloji Bölümü Doktorlarımdan Uzman Dr. Asu Fergün Yılmaz ile ithal kesilip ruhsat verilen ülkemize ve bendenize serbest bırakılan ilaçlarımın kullanılmasında sonuç alınmasında büyük yardımlarını gördüğüm Uzman Doktorum Füsun Özdemirkıran'a, ayrıca aynı hastanemizin Endokrin Bölümü ile Asistan Doktorum Melek Yılmaz'a, Türk Eczacılar Birliği'nde görevli Şengül Engin Hanım'a teşekkür ediyorum.

Başka bir konu Karaburun İlçemizin sinek, sivrisinek ve böcek ilaçlaması için bu köşeden istediğim çağrıya İzmir Büyükşehir Belediyesi görevlilerinin ekip olarak gelip bölgeyi ilaçlamaları karşısında onlara teşekkür ediyorum. Ancak ayda bir yerine 15 günde bir ilaçlama ekibini beklediğimizi buradan ilgililere iletiyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum