Özgecan Aslan ve kadınlarımız!
Reklam
Ümit Bora

Ümit Bora

Çevreci-Yazar

Özgecan Aslan ve kadınlarımız!

19 Şubat 2015 - 11:08

20 yaşında bir genç kızımızdı, sapık katillerin kurbanı oldu öldürüldü, Özgecan Aslan.

Hemen her gün kadına şiddet ve öldürmeler almış başını gidiyor.

Bu durumla ilgilenmesi gerekenler başka başka işlerle günlerini geçiriyor, para ve rant işlerine kafalarını yoruyorlar.

Atatürk, Türk kadınına en büyük hakları vermiş, kutsal dinimiz de kadın için “2'nci sınıftır aşağılanmalı, evlerine tıkılmalıdır” diye hiçbir ayetinde açıklamamıştır.

Ama dinci yobazlar her fırsat buldukça en çok korktukları kadınları aşağılamaya hatta onlardan kurtulmak için evlerine tıkıp kurtulmaya rahata kavuşmaya çalışmışlardır.

60'lı, hatta 90'lı yıllarda dahi kadınlarımız cuma namazlarını kendilerine ayrılan bölümlerde kılarlarken, şimdilerde yobaz dincilerin yüzünden camilerden çıkarılmış evlerine gönderilmişlerdir.

Yobazlar kendilerini doğuran analarına hep sahip çıkarken diğer kadınlarımızı köleleri olarak görmektedirler.

1980'li yıllarda okyanus ötesinden çok sayıda Hristiyan misyonerleri ülkemize akmaya başlamış, 1990'lı yıllarda bu insanların sayıları katlanarak sürmüştür.

Bu misyonerler çok miktarda dolar ve İncil dağıtarak kendilerine taraftar toplamaya çalışmışlardır.

Yanlarına çekemedikleri insanları, ılımlı İslam modeline razı etmeye çalışmışlardır.

Yine okyanus ötesi bir hareket 1980'li yıllarda başlatılmış, daha önce İslam kadınları tarafından kullanılmayan, giyilmeyen yeni giysilere baş örtülere sokulan çok sayıda kadın bu harekette görev almıştır!

Bu çalışmaya göre çok sayıda yeni başörtülere giren kadın topluca toplantılara alınmış, motorlu vasıta kullanma ehliyetleri için sürücü kursları adeta bunlara tahsis edilmiş kapatılmış, kursu bitiren kadınların altlarına en pahalısından siyah cipler tahsis edilmiştir.

İşte o pahalı siyah cip arabaların direksiyonunda oturan kadınlar seçim işlerinde en önde görev almışlardır.

İşte ılımlı İslam projesinde kadınlar bu şekilde kullanılmaya başlanmıştır.

Neden kadınlar bu işlerde kullanılmıştır?

Sömürgeci devletler kendi çıkarları başta beleş petrol ve madenler için her fırsatta birilerini kullanmış olup, Atatürk'ün kemik gibi yetişmiş laik insanlarını ve kadınlarını ele geçirip yandaşları yapmak kullanmak için tezgahlarına dolar serperek dağıtarak ulaşmışlardır.

Kısaca para her kapıyı açmaktadır ve misyonerlerin çantaları bu amaç için dolarlarla tıka basa doludur.

Üstelik bu misyonerler en lüks semtlerde çoğu dublex evler tutmuşlar ele geçirecekleri, kullanacakları insanlara, kadınlara gösteriş yapmaktadırlar.

Ancak Arap baharı ile başlayan okyanus ötesi plan projeler zulüm çeken insanların uyanması ile son bulmuş, uyanan halklar oyuna karşı birleşmeye sömürgecilere karşı çıkmaya her yerde başlamışlardır.

Ancak ılımlı İslam modelini kendilerine ve çıkarlarına uygun proje ilan edenler, bir müddet sonra kurdukları, besledikleri terör örgütlerine söz geçiremez hale gelmişlerdir.

Kısacası çıkarları için hareket eden okyanus ötesi, ipleri, dizginleri elinden kaçırmıştır.

Ilımlı diye başlayan İslam hareketi hızla radikal hareketlere dönüşmeye başlayınca, bu işten en çok zararı kadınlar görmeye başlamıştır.

Ülkemiz maalesef radikal İslam'ın etkisinde kalarak yobazlaşmakta olup, kadınlarımız hemen her gün tarihte olmadığı kadar şiddete ve saldırılara, tecavüzlere hatta Özgecan Aslan gibi katliamlara kurban gitmeye başlamışlardır.

Atatürk'ün kurduğu sağlam temeller üzerine oturttuğu laik Türkiye'yi sömürgecilerin çıkar ilişkileri maalesef kadınlara katliam yapılan ülke yapmıştır.

İşte bu duruma sabır gösteren aydınlık Türk kadınlarımız son Özgecan Aslan olayı ile patlamış ve kabuklarını kırmış, yeter artık demeye başlamışlardır.

Bize göre ayağa kalkan aydınlık Atatürkçü laik Türk kadınlarımızı artık kimseler yerine oturtamaz.

Özgecan Aslan ile birlikte tecavüz ve katliamlarda öldürülen tüm masum kadınlarımıza, kızlarımıza Allah'tan rahmet dilerken ailelerine ve sevenlerine sabırlar dilemekten başka elimizden bir şey gelmemektedir.

TEŞEKKÜR: Bu sıralar sağlığım nedeniyle bir ayağım Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde olup, benim ve ailemin sağlığı için çaba sarfeden başta Baştabip Sekreteri sayın Zeynep Ersöz'e, Hematoloji Doktorum sayın Damla Ernur'a, Göz Uzman Doktoru sayın Berkay Akmaz'a, Göz Polikliniği Sekreteri Arzu Güzel'e, MR Çekimi Raporu Uz. Dr. sayın Melda Apaydın'a, yine MR çekim ekibi Teknikerleri Berk Yıldırım ve İlknur Köseler'e, MR Sekreterleri Alev Kapan ve Nida Karaca'ya çok teşekkür ediyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum