Umutsuz Hastaların Psikolojisi!
Reklam
Ümit Bora

Ümit Bora

Çevreci-Yazar

Umutsuz Hastaların Psikolojisi!

05 Mayıs 2016 - 11:51

Umutsuz yani kanser benzeri hastalıklar hızla ülkemizde yayılıyor.

Bu hastaların ortak özellikleri içinde hastalık psikolojisi çok önem kazanmaya başladı!

Çaresi bulunamayan hastalıklara yakalananlarda ilk tepki "ne zaman öleceğim" kaygısı başlıyor.

Bu hastalar uzun bir süre akıl tutulması yaşıyorlar.

Hastalara bu durumda doktorları sakinleştirici ve uyku verici ilaçlar vererek hastanın sakinleşmesine çalışıyorlar.

Hasta yakınları bu zaman zarfında hastaya aynı doktorları gibi davranması gerekmektedir.

Hasta çok büyük sıkıntı ve strese girdiği için çevresi onu rahatlatacak imkan ve projeleri vakit geçirmeden uygulamaya koyması gerekmektedir.

Bazı hasta yakınları "bak biz sana hasta gibi davranmıyoruz" şeklindeki girişimleri yanlıştır!

Hastaya tam tersi "ona bir bebek gibi bakmaya asla sıkmadan onu rahatlatacak şekilde davranışlarımızı baştan sona değiştirmeliyiz".

Kısacası hastanın yaşamını 180 derece değiştirmeliyiz (bendeniz ağır hastalığı yaşayan biri olarak tecrübelerime dayanarak yazıyorum.)

Örf ve adetlerimiz içinde hastaya ziyareti doktorların uyarılarına uygun sınırlamalıyız! (kemoterapi gibi ağır ilaçlarla tedavi görmekte olan hastanın kişisel bağışıklığı ilaçlara dayanarak düşmekte olup kendisini ziyarete geleceklerden mikrop kapmaya uygun olup misafirler gibi hasta da maskesiz asla gezmemeli son derece sıkı korunmalıdır)

Hasta yine toplu taşıma araçlarına bindirilme yerine özel araçlarla hastane ve diğer gideceği yere götürülmeli, havadan kapacağı veya dokunma ile mikrop ve bakterilerden uzak tutulmalıdır.

Aslında kanser gibi umutsuz hastalığa yakalananlara Devlet desteği tam olarak verilmeli maddi ve manevi bir sıkıntı hasta asla yaşamamalıdır!

Günümüzde hastalar umutsuz durumla düştükleri sıkıntı ve stres yetmiyor, en yakınlarının "düşenin dostu olmazmış kuralına uygun olarak hasta aleyhine davalar açmakta ve ölümle baş etmeye çalışan bu masumlara yüklenmekte, sinir bozucu çıkarları ile hastayı adeta linç etmektedirler".

Bu durumları yaşayan hastalara Devlet maddi destek yanında Avukat desteği de vermesi hastayı rahatlatması gerekmektedir.

Yoksa hasta "yakalandığı umutsuz hastalıkla kendi sağlığı ile mi mücadele etsin yoksa çıkarcı yakınlarının zulümlerine mi karşı koysun?" Bu durum çok acil olarak çıkarılacak "insan sağlığı ve hasta haklarına uygun kanun ve yönetmeliklerde değişiklik yapılması sağlanmalı, hızla gündeme getirilmelidir".

Hastaların sağlıklarına bir an önce kavuşmaları için kafalarında "maddi ve manevi hiçbir sorunlarının olmaması" insan haklarına tam uyan Devletçe kanunlar, yönetmelikler çıkarılarak sağlanmalıdır.

Unutmayalım tüm vatandaşlarımızın "kendimin ve ailemin asla umutsuz hasta olmayacağı garantisi" yoktur.

Kısaca gelecekte herkesin potansiyel olarak umutsuz hasta olabileceği asla unutulmamalıdır.

Son olarak umutsuz hastalığa yakalanmış bir hastaya sadece kemoterapi benzeri ilaç tedavisi öncesi, sonrası ve devamında psikolojileri son derece bozuk ve stresli oldukları için en yakınlarınca "mutlaka karantina yasakları uygulanmalı ve asla hastanın başını ağrıtacak misafirliklere izin verilmemelidir".

Misafirler hasta evine mümkün olduğunca günü birlik çok kısa ziyaret gerçekleştirmelidirler. (Densizlerin umutsuz hastaya zarar verecek ziyaret ve girişimlerde bulunmamalı, buna hastanın sağlığı için asla izin verilmemelidir)

Hastanın evine ve yakınlarına asla gürültü çıkaran başını ağrıtan çocukları istemediği halde zorla getirilmemelidir.

Hasta yakınları hasta için adeta seferberlik ilan etmeli ve ona doktorunun izin verdiği gıdalar dahil "canın ne istiyorsa onu getirelim, yedirelim, imkanları sağlayalım" diyerek rahat bir hayat sürerek sağlığına tekrar kavuşması sağlanmalıdır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum