"İç Cola’yı lıkır lıkır, İsrail vursun takır takır". Gelirinin %40 İsrail' e giden bu gibi ürünleri alarak oradaki Müslümanlara bir mermide biz atıyoruz." Gelin bu İsrail ürünlerini almayalım" "Bu zulme ortak olmayalım", sloganları atıyoruz. Lakin hiçbir zaman içini dolduramıyoruz. Attığımız, bu sloganları yaşayamıyoruz. Bağırıyoruz çağırıyoruz. O kadar, sonra. Sonrasındaysa sus pus oluyoruz. Mazlum, yine aynı mazlum, zalim yine aynı zalim. Tek katkımız zulmün şiddetini artırmak. O kadar.
Televizyonumuzun karşısına geçip, mükellef iftar sofralarımızın başına oturuyor, masamızın başköşesine buz gibi Cola mızı koyuyor. İsrail 'in ya da bilmem hangi kâfirin, zındığın, münafığın, kalleşin, şerefsizin, hainin Müslümanları nasıl öldürdüğünü, iştahla yemeklere saldırırken seyrediyoruz. Bırakın iştahımızın kaçmasını, iftar topunu zor bekleyip midemizi tıka basa dolduruyoruz. Bu arada vah vah tüh tüh lerimiz eksik olmuyor arada bir sin kaflı ya da sin kafsız galiz küfürler savruluyor ağzımızdan tabii bir estağfurullah ardından. Sonrada bir geğirik ve elhamdülillah. Bu gün yine çok kaçırdık. Deyip sofradan kalkıyoruz.
Bu kadar mı? Hayır değil! Rezillik devam ediyor. Sırada İsrail malı dondurmamız var daha. Arada direkt İsrail olmasa bile dolaylı Siyonist malları çoğu zaman ABD markalı ya da Avrupa malı ama ucu hep İsrail’e uzanıyor. Daha birde Türkiye de üretiliyor diye kandırıldığımız İsrail malları var. Resmen İslam coğrafyasını İslam piyasası, Müslümanları da mal yapmışlar.
Sonrada diyoruz ki bu zulümler ne zaman bitecek. O kadar dua ediyoruz. Gırtlağa kadar İsrail ürünleriyle dolu bir mideyle dört bir tarafınız Siyonist mallarıyla yetmez ahlakıyla dolu bir ortamda, Dua et ve kabul olmasını ve zulümlerin bitmesini bekle. Bitmez ey Müslüman bitmez. Bu zulümler bitmez. Bu dualarda kabul olmaz. Çünkü ortada gerçek manada dua edecek Müslüman yok. Ancak ve ancak senin bedenin ve neslin biter. Sen bitersin. O kadar.
Sen böyle gafil olduğun sürece sıra sana da bir gün gelecek. Başka bir yerde başka bir Müslüman aynı senin yaptıklarını yapacak. Vah vah tüh tüh deyip tıka basa doyacak, sonra cumbur lob yatağa! Fırsat bile yok bir iki damla gözyaşı ile bir iki kelime samimiyetsiz dua ya. Aynı senin gibi. Aynı bizim gibi. Aynı tüm İslam çoğrafyası gibi.
Bir iki gözü yaşlı, dili dualı yiğit, müstesna. Onların da gözyaşları yetmiyor yetemiyor bunca pisliği yıkamaya. Duaları yetmiyor bu gafleti ortadan kaldırmaya. Sorun kafir tarafından şehid edilmek değil. Acı veren bu şiddetli zulümler değil. Esas sorun bunlara duyarsız kalan gafil Müslümanların içinde bulundukları ve farkında olmadıkları acınası yaşamları. Bunca zulme sadece ve sadece seyirci olmaları. Bu zalim İsrail'e ve tüm zalimlere, sesiz ce destek olmaları. Münafık ça bir tavır takınmaları. Zulüm görenler şehit oluyorlar. Ya duyarsız kalanlar hangi cehenneme koşuyorlar. Allah (c.c) bu kadar zulmün hesabını sadece zalimlerden sormayacak. Aynı ateşe zalimlere ses çıkarmayarak destek olanları da atacak.
Anla artık ey gafil Müslüman bunun adı üçüncü dünya savaşı ve çoktan başladı. Kan gölü tüm İslam coğrafyası. Yıllardır dinmedi müminlerin gözyaşları. Hep ölüyor masum Müslüman çocukları. Bu dünya savaşının sadece adı konulmadı. Yüzyıllardır değişik adlarda zaten vardı, hakla batılın savaşı.
Filistinli çocuğun şu cümlesi sakın çıkmasın aklınızdan: Anne İsrail küçük çocukları küçük mermilerle mi vuruyor? El cevap ne diyeceksiniz. Sessizlik mi? Benim cevabımsa hazır. Ben ne diyeceğim, biliyor musunuz? Hayır küçüğüm, Büyük çok büyük Müslümanlardan aldıkları küçük paralarla sizleri vuruyor.
Ölüm
Zehrini akıtırken zamana
Ve yavaş yavaş süzülürken hayata
Sessiz bir çığlık yayıldı ortalığa
Herkes duydu ama kimse anlamadı
Ilık ılık bir acı yayıldı ruhlara
Kalpler hızlımı hızlı başladı atmaya
Ölüm kokusu yayıldı sinsice ortalığa
Herkes duydu ama kimse anlamadı
Hep küfür ettiler zehirli zaman
Ve sımsıkı mı sıkı sarıldılar hayata
Korkakça naralar savurdular ortalığa
Herkes anladı ama kimse duymadı
Alev alev cehennemler saldırdı ruhlara
Kalpler ürkekçe başladı atmaya
İşte ölüm tüm ihtişamıyla saldırdı ortalığa
Herkes anladı ama kimse duymadı
Sözüm siz zavallılara
Kimi zaman duymayanlara
Kimi zamanda anlamayanlara
Hep bir duyan ve anlayan vardı
Beni İsrailin lanetlenmiş olmalarının sebebini anlatırken Kur'ân-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: "İsrâiloğullarından inkâr edenlere Davud ve Meryem oğlu diliyle lânet edilmiştir". Çünkü (onlar) isyan etmişlerdi ve saldırıyorlardı. Birbirlerinin yaptıkları fenalıklara mani olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi! Çoğunun, inkâr edenleri dost edindiklerini görürsün." (Mâide: 78-79-80)
YORUMLAR