Panayır tanımı bile fazla İzmir enternasyonal fuarı denen ucubeye. İzmir’imi çok seviyorum, içimden daha neler geçiyor da, daha fazlasını yazamıyorum. Aşkım İzmir’e bunu yapanlara, kalbimden geçenleri yazmaya, ağzım varmıyor. Fakat kalemimin de bir namusu var deyip yazabilseydim, adına İZMİR ENTERNASYONAL FUARI denilen rezaletin İzmir için bir yüz karası olduğunu, bu rezilliği organize ettiği iddia edilen kurum ya da kişilerin İzmir’imden acil sürülmesi gerektiğini yazardım.
Siz neler yaptınız benim şehrime, ne istediniz benim aşkımdan? Ne istediniz de vermedi bu şehir sizlere? Ayıp değil mi, yazık değil mi? Şehrime yaptığınız onca eziyet yetmedi, sıra şimdi şehrimin bir zamanların yüz akı olan fuarına mı geldi?
İzmir’ime yaptığınız işkenceler daha bitmedi mi? İzmir’ime bunları reva görenleri hemşerilerime tek tek, özenle ve itina ile tanıtırdım.
Bu rezalete, panayır tanımını yapmak haksızlık esasında, yerel panayırlara. O panayırların bile kendine göre bir güzellikleri, yöresellikleri var. Eee adını koymuşlar fuar, olamazda Pazar. Sizin anlayacağınız deve de değil, kuş da. Sonuç, deve kuşu hiç değil.
Eski bir atasözü vardır ‘’Mal sahibine benzemezse mundar olurmuş.’’ Güzelim İzmir'de sahiplerine benzedikçe öyle oluyor. Fuar’da, İzmir ‘de onu sahiplenen idareci yöneticilerine benziyor maalesef...
Şekilsiz, şemalsiz, eciş-bücüş bir şey. Eşi benzeri yok. Dünya literatürüne sürekli olumsuz manada yeni bir şeyler ekliyor, çağdaş İzmir.
Her şeyden şikâyet eden İzmir’in tapu sahibi hemşerilerim bu konuda çok suçlular. Çünkü şehirlerini gerçek manada sahiplenmiyorlar. Hep slogan, hep slogan da nereye kadar. Ahan da İzmir’de deniz bitti. Gideceğimiz başka bir İzmir mi var ki Ey İzmirli hemşerilerim?
Allah’ım bu nasıl bir rezalet böyle, Kemeraltı eski halinden de beter. En kenar mahalle pazarlarında bile kalmadı böylesine çirkin görüntüler. İşportacılar, dilenciler, gel gelciler, elinde mikrofonla yırtınırcasına bağıranlar. Adına müzik dedikleri gürültüleri hoyratça ortalığa salanlar. Hoyratlık ve arsızlık sırf müzikle sınırlı kalsa amenna, fuar bunları ifade eden ne kadar tanım varsa, onlarcası ile işgal altında.
Fuar’da, yürümek imkânsız. Her yeri sarmış bir yığın arsız. Elinize zorla broşür tutuşturanlar( Tabii ki yerlerde çöp bunlar) yolun ortasına tezgâh kuranlar. Bank bulamayıp, kaldırımlara oturanlar. Her adım başını işgal etmiş utanmazlar. Ses kirliliği rahatsız etmiyor, resmen sağır ediyor.
Ne denetim var, ne soran. Yapanın yaptığı yanına kar. Kör tuttuğunu, topal yakaladığını anlayışı hâkim enternasyonal rezaletin her yanında...
Kanat takmış uçmuş fiyatlar; dokunan yanar. İnanın öyle bir yakıyorlar, yakarken de hiç mi hiç acımıyorlar. Adisyonu bırak, fiş fatura arayıp da bulana kar. Menü mü o da ne? Böyle şeyler giremez enternasyonel rezalete.
Ortalıkta servis ediliyor yiyecekler ve sinekler. Pislik içinde heryer ve hizmet edenler. Sokakta yeniliyor, sokakta içiliyor. Hiçbir sağlık kuralı uygulanmıyor. İşin esası, insanlık ve medeniyet adına hiçbir kural uygulanmıyor Çağdaş ve modern İzmir’in panayırında...
Kuralları, uygulanışını denetleyenler mi? Onlar da sırra kıdem basmışlar. Bir iki artist, akşam akşam güneş gözlükleriyle model araçların içinde, şekil yapsa da Allah'tan polis teşkilatı var. Devlet adına sahipsiz olmadığımızı az biraz hatırlatıyorlar. Resmen saldım çayıra mevlam kayıra. Allah yardım etsin fuarzede vatandaşlara.
Yazacak çok şey var daha ama gerek yok mide bulandırmaya. Ben yazarken bile çok rahatsızlanıyorum. Düşünün birde bunların yaşadığınızı. Yok yok, siz en iyisi mi ne düşünün, ne de fuara gelip bunları yaşayın. İnanın ben içim yana yana bir daha gelmem diye tövbe ettim. Bir İzmir sevdalısı olarak, bu rezilliği ve pisliği görmeye ne yüreğim ne de midem bir daha kaldıramaz.
İzmir’ime bu kadar eziyet edilirken, bir zamanlar egenin incisi olan İzmir’im dünyanın en büyük köyü haline gelirken, dillere destan fuarımız, bırakınız panayırı semt pazarı bile olamazken, İzmir deki bir kısım seçilmiş medya kuruluşları ve çoğunluk bir kısım gazeteciler neredeler? Neden, niçin, niye bu rezaletlerden bahsetmezler? Nasıl her şeyi gören gözler bunca şeyi görmezden gelirler? Hiç anlamam nasıl yürüyor bu işler...
Benim şehrimde yaşanan binlerce rezaletten bir tanesi başka bir şehirde hele ki Ak Partili bir belediyede yaşansaydı, neler yaparlardı neler. Hangi göğü, hangi yere indirirlerdi. Neler yazar, neler söylerlerdi. O şehri yönetenlere bırakın şehri, ülkeyi dar ederlerdi. Sahi, bu işler nasıl bitiyor.
Ak parti demişken sahi onlar nerdeler? Anladık MHP ve diğer 14'ü kankiler. Hey 14'lü 14'lü bunları İzmir’e hizmet ederken kim gördü? Türkiye’de değişmez iktidar ama İzmir’de müzmin muhalefet olan Ak Partinin idareci yöneticileri nerdeler, hangi dehlizlerdeler? Neden, onlarda diğerleri gibi bu rezilliği görmez ya da görmezden gelirler. Sahi nasıl yürüyor bu işler.
Her zaman ki gibi çoğunluk, bir kısım AKP li idareci yöneticeler, vaziyeti idare etmekteler. Sanki Ak Parti genel merkezden daha fazlasını CHP li belediyelerden beklemekteler. Onlar hiç bir zaman AK PARTİ li olmadılar. Olmak istemediler. Partilerinin ismini söylerken bile AKP li idiler. Sürekli sağ gösterip sol indirdiler.
Görünen o ki, Ak Partili çoğunluk bir kısım idareci yöneticiler, halktan ümidi kesmişler. Halk da onları unutalı yıllar olmuş zaten. İzmir de seçmen için varsa da yoksa da ERDOĞAN, gerisi de berisi de yalan. Daha ne kadar sürecek bu talan. Yok mu sesimizi bir duyan?
Sağda, solda, köşe de, bucak da, kimi zaman kızgın kırgınlıklarla, çoğu zamanda dedikoduyla, çok insan var bu gerçekleri haykıran, amma velâkin fısıltıyla. Yok, mu İzmir de, ben den başka bu yaşananlardan rahatsız olan.
İzmir de baronlar ve krallar çıplak. Yeni Türkiye buraya ne zaman ulaşacak. İzmir, bu eski Türkiye kalıntılarından ne zaman kurtulacak. Benim memleketim ne zaman eski günlerine kavuşup tekrar egenin incisi olacak.
ÇOCUKLUĞUMUN MUHTEŞEM İZMİRİ GERİ GELSİN DİYORUM
NE DERSİNİZ BİR İZMİR SEVDALISI OLARAK ÇOK ŞEY Mİ İSTİYORUM...
YORUMLAR