Her şeyiniz ama her şeyiniz yanlış. Tespitleriniz diyeceğim ama o kadar basit değil maalesef. Baştan aşağıya, tepede tırnağa, içten dışa yanlışsınız. Siz doğuştan yanlışsınız. Neden mi? bu kadar yanlışsınız. Çünkü sizin dedelerinizde yanlıştı. Yani hiçbir zaman siz bu coğrafyanın evladı olmadınız. İşin özü, sizin özünüz yanlış.
Sizin kendinize ait fikirleriniz bile yok. Ha bire, baronlarınızın paralel ezberlerini okuyorsunuz millete. İki farklı soru sorulduğunda ilk önce alıklaşıyor sonra da milletin değerlerine kudurmuşçasına saldırıyorsunuz.
İmtiyazlı bir grup olarak, seçkin bir hayat sürmek için yıllarca acı çektirdiniz millete. Her şeyin tabii sahibi olarak kendinizi görüyor, onursuz bir kibirle her kutsalımıza her değerimize saldırıyorsunuz.
Çok ilginçtir, hala eski buyurganlıklarınıza devam ediyorsunuz. Kibir dağlarından inip halkın arasına karışma zamanınız çoktan geldi de geçti bile. Dünya da her şey değişti. Ama siz hala inatla değişmediniz. Değişmeyeceksiniz de. Ve maalesef iyice terör örgütü şefi maduna bağladınız kendinizi.
İmajlarınız ve kişilikleriniz arasında o kadar fark var ki bunu ancak şişirilmiş bir egoyla kapatabiliyorsunuz. Bu aşağılık egolarınızı da mazlum halkımıza hakaretler ederek tatmin ediyor, Onlar üzerinden şişiriyorsunuz. Alçaklar sürüsü.
Cahil, bidon kafalı diyerek aşağıladığınız halkımız sizlerden ahlak ve medeniyet olarak çok ama çok ileride. Yabancı her inanca eşit mesafede yakın, fakat halklarımızın İnançlarınaysa eşit mesafede en uzaktasınız. Bırakın uzağı, hiç tanımamaktasınız, çünkü milletimizin kutsallarıyla ve değerleriyle uzaktan yakından hiç bir alakanız yok. Hiçbir zaman milli ve yerli olamadınız, olamazsınız da.
Bazen diyorum ki bu kadar hata ancak ihanetle olur, insan biraz susar oturur. Hata yapmaktan yorulur. Yok, yok ne oturmak var ne yorulmak. İşin esası utanmak yok. Arlanmak yok
Elle tutulur bir tane doğrunuz yok. Halka, hala müzmin yalanlarınızı doğru diye sattığınız sanıyorsunuz. Çok ama çook yanılıyorsunuz. O devirler çoktan geçti. Tüm yabancı ve münafık unsurlar, tüm millete ve ümmete düşman unsurlar, Yeni Türkiye’de yeni Ankara var. KORKUNN.
Yeter artık yeter yahu, kışt kıışt. Gidin bi artık. Çektirin gidin milletimin hayatından. Geldiğiniz yere, cehennemim dibine gidin. Yeter ki terk edin zihinlerimizi de, fikirlerimizi de. Size ait ne varsa alıp gidin. Pılınızı pırtınızı toplayıp gidin, bu topraklardan ve hayatımızdan.
Sizleri göndereceğiz geldiğiniz yere, döneceğiz özümüze. Kavuşacağız özgürlüğümüze.
BİR HATIRLATMA:
28 ŞUBAT POSTMODERN DARBESİNİ VE DARBECİLERİNİ UNUTMADIK
BİN YILDA GEÇSE UNUTMAYACAĞIZ
TÜM DİĞER DARBELER VE DARBECİLERİ UNUTMADIĞIMIZ GİBİ
17 VE 25 ARALIK DOSTMODERN DARBECİLERİNİ UNUTMAYACAĞIMIZ GİBİ
Post modern darbe sürecinde bin yıl sürecek diye naralar atanlar.
Hangi ıslak taşın altındalar.
Bu ülke sevdalılarına ağzında salyalarla saldıranlar
Hala aşılarını yaptırmamışlar.
Acaba hangi ayakyolun da telef olacaklar. (HAMMADUN)
Tüm yabancı ve münafık unsurlara, tüm millete ve ümmete düşman unsurlara, rağmen Yeni Türkiye’de;
••• tarihi günler yaşanmaktadır •••
Abdullah Öcalan ile devlet arasında varılan mutabakat çerçevesinde PKK nin silah bırakması için çağrı yapılmıştır.
Bu çağrıya ve mutabakata göre;
- PKK Türkiye'ye karşı silah bırakacak ve Dağdaki silahlı eylemcileri ile cadde, sokak ve yolda kamu düzenini bozan tüm elemanlar çekilecektir.
- Bağımsızlık, özerklik gibi Taleplerin olmadığı gibi güçlendirilmiş yerel yönetimler, Kürtler ‘in vatandaşlık hakları ile kültürel talepleri yeni anayasada yer alacaktır.
-Herhangi bir suça karışmamış PKK eylemcilerinin eve Dönüşü ve siyaset yapma imkânı sağlanacaktır.
- Bu mutabakatın ve silah Bırakma çağrısının tam yerine getirilmesi için PKK kongresinin toplanıp karar alması, alınacak karara uymayanlara karşı ortak mücadele edilmesi kararlaştırılmıştır.
Silah bırakmış ortak devleti kabul edip fert ve vatandaşlığı içine sindirmiş bir PKK ile devlet ve kuzey Irak yönetimi bundan böyle ortak hareket edip bölgede sorunların çözümüne ortak katkı koyacaklardır.
Bundan gayri bu coğrafyanın geleceğini TÜRKLER KÜRTLER VE ARAPLAR birlikte belirleyecekler. Evvelallah
VATAN SEVDALILARI OLARAK Bu tarihi kararın ülkemize ve bölgemize hayırlar getirmesini temenni ediyoruz.
Batı Medeniyetinin Katliam Tarihinden:
Dresden Katliamı
Almanya’nın tarih ve kültür şehri olan Dresden 2.Dünya Savaş’ında savaş dışı tutulmuştu. Şehirde ne bir askeri birlik ne bir askeri fabrika vardı. Sovyet Ordularının önünden kaçan 300 bin kadar sivil Alman, kenti kendileri için emniyetli gördüğünden buraya sığınmıştı. Winston Churchill’in emri ile 13-15 Şubat 1945’te Dresden Şehri bombardıman edildi. Amaç, bir Alman katliamı yapmaktı. İngilizler tarafından 2.000 Amerikalılar tarafından da 8.000 ton olmak üzere 10.000 ton patlayıcı ve yangın bombası kullanıldı. Yaklaşık 135 bin kişinin can verdiği tahmin edilen bu saldırılarda ölenlerin yarısı sıcaklığı 1500 dereceye varan alevlerin tükettiği oksijen nedeniyle boğularak ölmüşlerdi. Yangın bombalarının sebep olduğu yangın tam 4 gün boyunca devam etti. Müttefikler o kadar insanlık dışı davranmışlardır ki, çevre şehirlerden yangına müdahale etmek için gelmeye çalışan itfaiyeciler de, mustang avcı uçaklarının makineli tüfekleriyle katledilmişlerdi.
2.Dünya Savaşı'nda gerçekleştirdiği katliamların utancını taşıyan Almanya, İngiltere ve Amerika'nın kendi sivil halkına yaptığı bu katliamları gündeme bile getiremedi.
Benim asil milletime utanmadan arlanmadan medeniyet dersi veren barbar batının itliğini pazara çıkarmaya devam edeceğiz.
YORUMLAR