YENİ YIL KAPIDA...
Reklam
Nalan Yılmaz

Nalan Yılmaz

Esintiler...

YENİ YIL KAPIDA...

25 Aralık 2017 - 18:50

Aslında sadece bir hayalden ibaret olan dünya hayatında yol alırken kalemin ve kelimelerin sahibine doğru,

çoğu zaman kendi hakikatimizin farkındasızlığıyla, elbette ki şiir tadında yaşamak isteriz hayatlarımızı,

kefaretini ezelden ödediğimiz, kırılgan anılarımızın sessizliğinde, üşüyen kış gecelerimizi,

şiir tadında sunmak isteriz sevgimizi sevgisizliğin ekinlerine ki;

kiralık elbiseler gibi durmasın isteriz sevdalarımız üzerimizde, nefislerimizin lekelediği…

çiçek açmayı unutan dallarımıza, aysız gecelerimizde sefasız akşamlarımızın,

ansızın çıkagelir “noel” telaşı,

aralığın yeni yıla koşar adımlarında…

kimbilir belki saf çocukluk kahkahalarımızı kaybolan sevinçlerimize dokumak ister,

belki de yaşadığımız mevsimlerin özlerimize idrakini bir bir şaşırarak tanıklık eder.

Ayın yeni günü, “ilk günü” anlamını taşırken grekçe dilinde noel; latincede doğum manasını alır.

Çok eski tarihlerde uygarlaşmamış köylüler olan paganlar, şenliklerine vermişler noel adını

eski romalılar da ise köye yeni gelen önemli bir şahsiyeti haber vermek adına,

yada yeni bir doğum haberini paylaşmak adına, heyecan ile seslenirlermiş “noel noel” sözcükleriyle,

Kah imparatorluk bayramı, kah zamanın doğuşu, kah aydınlık bayramı adlarını kullanmışlar, amaçlarını aşan taşkınlıklarıyla, din adamlarının mahir aracılığında,

Hz.İsa doğduğunda yeryüzüne Tanrı’nın oğlu sıfatıyla, tüm insanlığı mayasına işlenen günahtan kurtaracağı düşüncesiyle adeta bayram havasına dönüşüverdi noel kutlamaları, coşkulu insanların ruhlarıyla,

“O gelip bizim insanlığımızı bölüştü, öyleki biz de O’nun tanrısallığını bölüşelim” düşüncelerinde olan Aziz Agustin’in peşi sıra yola çıkarak,

Günahlarının içerisinde boğuşurken, yaptıkları hiç bir sevabın, iyiliğin, erdemin onları doğru yola, Tanrı’nın yoluna iletemeyeceğini, O’nun kudretinden ve Azizliğinden yoksun kaldıkları kavrayışları ve onları ölü olmaktan kurtaran Hz.İsa’nın doğuş haberi

hristiyanları,insanlığının acziyetinden kurtarıp, tekrar kusursuz yapmıştır. Ve O’nda Tanrı’nın kusursuz sevgisini merhametini görüp, yeryüzüne hizmet etmeye ve canlarını fidye olarak vermeye geldiğine inanmaya başlamışlardır.

ingilizcede mesih’in ayini manasına gelen “christmas” terimiyle ifade edilerek batıda 25 aralıkta kutlanırken;

Doğu kiliselerinde ise adeta bir bayram havasıyla İsa’nın doğumu anlamına gelen yununca ‘hristuqennea’ denilip 6 ocakta hristiyanlarca kutlanmaya başlanmıştır.

Hz.İsa’nın doğumundan 19 yıl önce ölen latin şair’Virgül’ e göre;

“Kuma kahininin bildirdiği, tükenmiş asırlara satürn saltanatıyla gelen, evrenin ürpertiyle beklediği özel bir ışıktı”.

İncil’e göre gökte bir yıldızın doğduğunu görüp, büyük bir insanın doğuşuna yorumlanır ve Kudüs’e gelip, Hz.İsa’yı görmüşlerdir iran’lı müneccimler.

inisiye rahiplerine göre gizli mabedlerdeki demir çağını sonlandırıp, altın çağını başlatacak olandı Hz.İsa…

Hangi çelişkili tarihlerde kutlanırsa kutlansın, kendi dinlerinin peygamberi Hz.İsa’ya

verdikleri kıymet ve değerler ile yaşatmaktalar büyük sevinçlerini…

‘Bir kurtarıcı geliyor’ kehanetini ilk dile getiren Hz.Musa idi ve

Hz.Muhammed’den asırlar önce gelmiş olsa da Hz.İsa;

Daha önce belirlenmiş bir karar ile gönderilmişti melekut aleminden yeryüzüne,

Meryem suresinde (19/21):

“Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik, bu zaten önceden hikmete bağlanmış bir iştir” ayetinin ışığıyla kavrarız anlatılmak isteneni…

Eski romalılar uzayıp da günler, güneş onları terk ettiğinde, “güneşin esaretten kurtulması”nı kutlarları. düzenledikleri aykırı ve taşkınlık dolu eğlenceleriyle kiliseye girerek güneşi selamlarlardı…

354 senesinde Roma piskoposu Roma imparatoru Konstantin zamanında bu pagan kutlamaları resmiyet kazandı” İsa bizim güneşimizdir” sloganıyla…

Bir sürü felsefi tartışmaların ve uzun teolojik sonuçların neticesinde, her kültürde farklı bir inanış da olsa noel kutlamaları,

milletlerin dini inanışları, örf adetleriyle tanındıklarını da göz ardı etmemelliyiz,

Noel, yılbaşı her insan için ayrı bir sesleniş kendi penceresinden, ayrı bir heyecan sevdikleriyle…

Bizim kültürümüzde ise yılbaşı muharrem ayının birinci gecesi olmakla birlikte;

geride bıraktığımız eski yılın yorgunluğunu atarak, yine yeniden yeni umutlarla,

yeni bir yıla adım atmak, bu coşkuyla hediyeleşerek, sofralarımızı bereketlendirirken,

birbirimize beslediğimiz iyi dileklerimizle taçlandırdığımız yakınlarımız ile kaynaşırken;

ne bir eğlence gezegeni olarak görmeliyiz bu dünyayı, ne de bizden çok daha zor şartlarda yaşayanların sıkıntılarını, hayır ve hasenatlarımızdan yoksun bırakmalıyız,

tüketim çılgınlığına kaptırarak ruhlarımızı,

bir sene daha eskiyen ve eksilen ömrümüzün yeni bir yılına girerken,

şuurunu iptal edenlerden ziyade; ruhumuzu hesaba çekerek ihya edenlerden olabilmeliyiz...

YORUMLAR

  • 0 Yorum